TANPINAR’dan YÜZKIZARTICI Dersler-3
(Yazının birinci ve ikinci kısmı için, bundan önceki makalelere bakınız)
Buyurunuz efendim, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, ‘SUÇÜSTÜ’ başlıklı
makalesinden seçmeleri okuyalım:
‘Demokrat idarenin macerası gerçekten korkunç ve ibret alıcı oldu. Sahte
havari ağızlariyle geldiler. Kabakçı Mustafa’nın bile hâyalinden geçmiyecek bir
katliâm teşebbüsünü arkalarında hüccet olarak bırakıp tarihin öbür tapısından
geçtiler..’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.132).
---
‘Üniversiteye, matbuata, orduya ve Harbiye gençliğine, millî hayatın her
sahasında kasdeden bu teşebbüs, milletimizin on senedir yaşadığı faciaya kendi
elleriyle tuttukları en sarahatli ışıktır. On senelik kaatil saltanatlarının
icraatı, paramızı ve millî hayatımızı temelinden sarsan suistimaller, Anayasa
dışı hareketler, millî serveti millî itibarla beraber yıkan ve bizi
milletlerarası camialarda o kaar değişik bir çehre ile tınayan 6-7 Eylül faciası,
bütün o darmadağın, sonuçssuz ve faydasız, oy avcısı ve sade israf sözde
kalkınma ve hukakette içten yıkılma teşebbüsleri, şehirlerimizi ve
manzaralarımızı altüst eden mantıksız, bilgisiz ağaç ve refah düşmanı -kimbilir
hangi kompleks!- imar çılgınlıkları bütün vuzuhu ile ancak böyle bir teşebbüsün
ışığında görülebilirdi..’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.132).
----
‘Demokrat idaresinin tarihi, cürümden cürüme her an sürati ve kudreti,
savleti demeliydim, artan bir cürümdür… Demokrat liderleri bir cürümden öbürüne
sürat katarı hızı ile, bütün ara istasyonları yakarak âdeta uçarlar…’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.132).
---
‘(Demakrat Partililer) Bütün bu karışık ve sefih ruh hali ve bilhassa,
çalma ve hükmetme hırsları Demokrat idareyi dünyanın en zalim, kör ve sağır
cihazı haline getirdi. Son devirleri ise gerçekten kıstırılmış bir yaban domuz
sürüsünün savletleriyle geçti. Öyle ki ordu imdadımıza yetişmeseydi Türk
milletinin beli bir daha doğrulamazdı.’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.133).
----
‘(Demokrat Partililer) Fakat sabık sayınlar Harbiyeyi ve bütün gençliği
imhâyı düşündüler. Zaten hakikatte, yavaş yavaş, renkten renge girerek, bütün
bu on sene içinde yaptıkları ne idi? Tekbirli, tehlilli, kurbanlı kalabalıklar
önünde ağızları köpüre köpüre verdikleri nutuklarla, ..bir kaç gazetede sahte
peygamberlere, yalancı ahlâkçılara yazdırdıkları yazılarla hazırladıkları şey
bugünün münevver Türkiyesi’ne bir Ortaçağ memleketi yapmaktan başka bir şey mi
idi?’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.133).
----
‘(Demokrat Parti idaresi) Pek az idare, bu kadar korkunç şekilde,
muhafazasını ve ilerlemesini cihan karşısında tekeffül ettiği cemaate ihanet
etmiştir. İktidarlarının daha ikinci senesinde, hukuk devleti Türkiye Cumhuriyetini
polis devleti haline getirmişlerdi..’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.133).
---
‘Fakat maziyi fazla itham etmiyelim. Bütün o şerirler hakikatte cahil ve
ufuksuz insanlardı. Karşılarında kendilerine doğruyu ve iyiyi gösterecek hiçbir
tecrübe yoktu. Muasırları olmakla betbaht olduğumuz arslanlara ise doğru yol,
hakikatin yolu her gün en sarih şekilde gösteriliyordu.’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.134).
---
‘(Demokratlar) Neleri yıkmadılar ve ne ümitleri söndürmediler? Medeni
lügatın hiçbir kelimesi yoktur ki bu betbahtların elinde ve dilinde kalp akçe
haline gelmiş olmasın. Filhakika bütün gayretlerini milletimize zulmü adalet,
namussuzluğu keramet dolandırıcılığı fazilet, mutlâk cehaleti bilgi katmerli
istipdadı demokrasi gibi kabul ettirmiye sarfettiler’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.134).
---
‘Hükümet ekip işidir. Sakıt idare korkunun ve suçun birbirine kenetlediği
bir intifa çetesiydi. Çete kanunlariyle yaşadılar ve hüküm sürdüler. Çalmak,
servet yığmak onlara yetmedi. Fakirin alkışı, duası ve gözyaşı da lazımdı.
Cemiyetin ve rejimin hakiki mesnedi olan bütün ir orta sınıfı ezdiler, âdeta
ortadan kaldırdılar. Cemiyetin geleceği olan ve asıl hayatını tanzim eden
aydına ise ne orduda, ne sivil hayatta tahammülleri vardı..’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.134).
---
‘(Demokrat Parti idaresi) Filhakika bizi eşya halinde görmek ve öyle
kullanmak istiyorlardı. İnsanı susturmaya çalışmak, eşya haline getirmektir.
Türk basınının bu on senelik macerası, milletimizi behemehal susturmak, altın
buzağı gibi kendilerine taptırmak, inkılâplarımızın yerine irtica konuşturmak
istiyenlere karşı gelmek azmiyle gerçek bir destan oldu’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.134).
----
‘(Demakrat Partili idareciler) Bu çürütme üstadları, para ile
çürütemediklerini hapishane köşelerinde çürütebilmek için adalet mekanizmasını
karakuş kanunlariyle âdeta felce uğrattılar. Fakat ne hâkimi korkutabildiler;
ne matbuatı susturabildiler. Hak ve hürriyet fikirde vicdanlarda sönmedi..’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.134).
---
‘Korku en tehlikeli şeydir. Oynamıya gelmez. Karşısındakini korkutmak,
korku içinde yaşatmak istiyen daima ilk ve en son korkandır. Demokrat idare
millî hayatı korkunun sisine boğmak istiyordu. Sonunda onun karanlığında, hem
de suçüstü kenileri yakalandılar..’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.135).
---
‘..(Demokrat Partili idareciler) Sabık sayınların hemen hepsi, başlarında
yüz milyonluk hırsız, sanki cibilliyetleri hakkında en ufak bir şüphe
bırakmamak için bir elde tabanca öbür elde dövic ve para çantası yakalandılar.
Tarihin huzuruna ancak çift asaletleri ile resmen hırsız ve kaatil olarak
çıkabilirlerdi’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.135).
---
(Demokrat Parti’yi devirdiği için Ordu’ya teşekkür) Bize bu kurtuluşu
hazırlıyan, istikbalimizi o kadar asaletle ve necabetle kefaletine alan orduya
nasıl teşekkür etmeli? En iyisi kendi şerefli ve fedakâr mesleklerinin bütün
değerlerinin toplıyan kelime ile: Vazifenizi yaptınız, her zaman olduğu gibi bu
sefer de vatan ve milleti, hem de tam zamanında kurtardınız! demektir. Bundan
sonrasını sevinç göz yaşlarına bırakalım’
(Bakınız: Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak Devrim içinde, Ankara-1960,
Başbakanlık Devlet Basımevi, s.135).
---
Ahmet Hamdi Tanpınar’an aktardığımız;
1-Bu metinler; düşünürlerin, bilginlerin ve yazarların; dönemin
olaylarını ve tartışmalarını daha soğukkanlı tartışmaları gerektiğini açıkça
ortaya koymaktadır;
2-Bu metinler; tartışmanın taraflarının hiçbir ahlak ilkesine riayet
etmeden savurdukları YALAN ve İFTİRALAR’ı doğru kabul edip bunlara dayanarak söz
söyleyenleri ve yazı yazanların REZİL OLACAĞINI İSPAT ETMEKTEDİR;
3-Bu metinler; yönetimden düşürülen idareciler hakkında, böyle yazılar yazmanın
ve konuşmalar yapmanın ahlaken doğru olmayacağını dikkate almayan bir yazarın, ne
kadar ilkesiz hareket ettiğini göstermektedir;
4-Bu metinler, hepimize; bundan yaklaşık ELLİ DÖRT SENE önce yazılan bir
yazıda işlenen konular ile bugün yaşadığımız tartışmalar arasındaki
benzerlikleri dikkate almamızı, bugün de benzer yalan ve iftiraların
olabileceğini unutmamamızı, ileride bizi mahçup edecek sözler sarfetmememizi ve
yazılar yazmamamızı öğütlemektedir;
---
Hülasa, TARİH BÜYÜK GÜÇTÜR.
TARİH İBRETLERLE DOLUDUR.
TARİH HER AN HEPİMİZE DERS VERMEKTEDİR.
TARİH, TECRÜBELERLE DOLUDUR.
Böyle büyük bir güçten, ibretten, dersten ve tecrübeden nasibimizi
almamız gerekir.
Yoksa, hem kendimize hem de ülkemize ve milletimize yazık etmiş oluruz.
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.