28 Şubat 2014 Cuma

İSLAMLAR'a AÇIK MEKTUP




MÜSLÜMANLAR'a AÇIK MEKTUP

Son iki yüz yıllık düşünce tarihimizi göz önüne aldığımızda, ‘NO’LACAK BU MEMLEKETİN HALİ?’ sorusuna cevap bulmaya çalışmayan müellif neredeyse yok gibidir. Bu konuda yazılan kitap ve makaleler toplansa, yüzlerce ciltlik büyük bir külliyat oluşturur.

Manisali Halil Hilmi’nin ‘İSLAMLARA AÇIK MEKTUB’ isimli risalesi işte bu konunun işlendiği çalışmalardan biridir (Resne Kâdî-i Sâbıkı Manisalı Halil Hilmi, İslamlara Açık Mektub, Dersaadet-1332/1916 Miladi, Necm-i İstikbal Matbaası, 13 safya).

Risalenin adında geçen ‘İSLAMLAR’ kelimesi, muhtemelen Batı dillerinin tesiriyle Osmanlı dönemi Türkçe’sinde 19. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmış olup ‘MÜSLÜMANLAR’ demektir. Dolayısıyla eserin adı, ‘MÜSLÜMANLARA AÇIK MEKTUP’tur. Mektup adını taşıyan ya da mektup tarzında yazılan risalelere de Osmanlı’nın son döneminde sıkça rastlanmaktadır.

Halil Hilmi, eserinde müslümanların asırlardır karşılaştığı felaketlere işaret ettikten sonra, geçmişte idaremiz altında yaşayanların şimdi büyük gelişme kaydettiklerine işaret etmektedir. Yazara göre, bir zamanlar bize ‘CİZYE VERENLER’; vapurlar, demir yolları, telgraflar, telefonlar, elektrikler ve uçaklar icat etmişlerdir. Bir zamanlar galibiyetimize boyun eğenler, artık ‘bizi mahv etmek’ istemektedirler. Bundan dolayı onların hızına uygun bir şekilde, bizim de gelişmemiz (:terakki) gerekir.

Yazara göre, gelişebilmemiz için şu yolların takip edilmesi gerekir:

1-Ticaret, ziraat ve sanatı geliştirerek kara ve deniz gücümüzün ihtiyaç duyduğu parayı hazırlamak;

2-Madenleri işleterek tersaneler, tophaneler ve fabrikalar tesis etmek, bunlar ile de son sistemde top, tüfenk, kılınç, süngü, zırh ve uçak gibi savaş vasıtalarını sağlamak;

3-Her çeşit savaş alet ve ihtiyaçlarını yapacak ustalar, deniz ve kara kuvvetleri için komutanlar yetiştirmek.

Eserin devamında, dini naslara da atıfta bulunularak müslümanlar arasında sevgi bağlarının güçlendirilmesi gibi hususlara da temas edilmekte ise de, yazarın bizden güçlü olan devletlere karşı koyabilmek için teklif ettiği hal çareleri esas itibariyle bunlardır.

Risalenin sonlarında ise müslümanlar; ticaret yapmaya, şirketler kurmaya, ALIŞ VERİŞİ MÜSLÜMANLAR ARASINDA YAPMAYA (yani müslüman olmayanlara karşı ticari BOYKOT’a) çağrılmaktadır.

Bu küçük risale, şu kanaatimi güçlendirdi: Her konuşma veya her yazı; konuşmacının veya MÜELLİFİN, BİLGİ, DÜŞÜNCE ve MUHAKEME SEVİYESİNİ GÖSTERİR.

Risalenin kapağından eski bir KADI olduğu anlaşılan müellifin, İKTİSADİ TEKLİFLERİ DE ELBETTE ONUN SEVİYESİNİ GÖSTERMEKTEDİR.
----

---
Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

İKTİSADİ ESARETİMİZİN SEBEPLERİ?




İKTİSADİ ESARETİMİZİN SEBEPLERİ?

Avrupa devletleri karşısında zayıf duruma düştüğümüzü farkettikten sonra, düşünür ve yazarlarımızı en çok meşgul eden konulardan birinin, İKTİSADİ GERİLİĞİMİZ ve bu soruna nasıl çözüm bulunabileceği meselesi gelir. 19. yüzyılın başlarından beri ülkemizde bu meselerle ilgili binlerce kitap ve makale kaleme alındığını ifade etmek mübalağa sayılmamalıdır.

Düşünürlerimiz ve yazarlarımız, önce Avrupa devletlerinden iktisadi olarak geri durumda olduğumuzu farketmişler, ardından ise daha bunun sebepleri üzerinde düşünürken ülkemizin Avrupa iktisadi düşüncesinin, uygulamalarının ve üretimlerinin işgali altına girdiğini büyük bir ACI İLE anlayarak bu hususu yazılarında DİLE GETİRMİŞLERDİR. Bu acı, o kadar farklı kelime, kavram ve tamlamalarla ifade edilmiştir ki, bunların listesi bile orta boy bir kitap tutabilir.

Em. Mâ (:Elif, mim; mim, elif) müstear ismini kullanan bir müellifin kaleme aldığı ve eski harflerle İstanbul’da ‘GİTME ORAYA’ başlığı altında bastırdığı bir kitapçık tam da bu konuyu ele almaktadır (Gitme Oraya, Dersaadet-1329 Şubat/1914 Miladi, Matbaa ve yayınevi yok, 32 s.).

Kitapçığın yazarına göre, ülkemizin ve devletimizin varlığını sıkıntıya sokan etkenlerden biri, ‘ASIRLARDAN BERİ bizi tehakkümüne alan İKTİSADİ ESARET’tir (:’..bizi asırlardan beri zîr-i tehakkümüne alan esâret-i iktisâdiyyedir’).

Demektir ki, yazarımınız nazarında 1914’lerde iktisadi olarak içinde bulunduğumuz durum, ESARET kelimesini kullanacak kadar kötüdür ve bu esaretin geçmişi de asırlar öncesine kadar gitmektedir. Bu tespiti yaptıktan sonra, herkesin bu konuda hal çareleri aradığını, yorumlarda bulunduğunu, fakat bir neticeye ulaşılamadığını tespit etmektedir.

Eserin yazarına göre, hem genel olarak hem de iktisadi olarak kötü durumda olmamızın pek çok sebebi bulunmaktadır. Ana sebeplerden biri elbette, ‘HAÇLI’ zihniyeti (:AVRUPA) olmakla birlikte, Osmanlı vatandaşlarının ticarete kayıtsız kalıp memuriyet hevesine kapılmaları, cehalet ve tembellik gibi sebepler de bulunmaktadır.

Yazarın bu eserde esas dikkat çekmek istediği husus ise şudur: Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan, YUNANLILAR ve RUMLAR’ın Osmanlı ticari hayatını istila etmiştir.

Yazar; YUNANLILAR ve RUMLAR’ı, ‘Bir İSTİLA ORDUSU’ ve ‘Bir MİKROB ORDUSU’ olarak vasıflandırmaktadır. Böyle bir bakış açısına sahip olduğu için de müslümanları, ONLARLA ALIŞ VERİŞ YAPMAMAYA, yani onlara karşı İKTİSADİ BOYKOT’a çağırmaktadır.

Bunun dışında eserde oldukça duygusal bir dil ile, BÜTÜN OSMANLI VATANDAŞLARI ve MÜSLÜMANLAR, çalışmaya ve TİCARET yaparak İKTİSADİ ESARET’ten KURTULMAYA doğru adım atmaya teşvik edilmektedir.

İşlediği bu konular itibariyle eserin, HALA DEVAM EDEN İKTİSADİ SORUNLARIMIZIN TARİHİNE IŞIK TUTTUĞUNU RAHATLIKLA İFADE EDEBİLİRİM.
---


---
Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

Öğrenciler İçin BAŞARI İLKELERİ




Öğrenciler İçin BAŞARI İLKELERİ

---

‘Bir işi yapıp yammamakta kararsızlığa düştüğün vakit, iki şıktan herbirinin fayda ve zararlarını iyice hesapla. Faydası çok, zararı az olan şıkkı tercih et’
---

‘Bir işte öfkeli ve sinirli iken karar verme. Bekle öfken geçsin. Zira öfke ile kalkan zararla oturur’
---

‘Çok konuşma. Yerinde ve özlü konuş. Kıymet ve tesir çok sözde değil, yerinde ve özlü sözdedir’
---

‘Dilini tut ve bil ki, dil yarası bıçak yarasından daha vahimdir’
---

‘Kimsenin yüzüne karşı söyliyemediğini arkasından söyleme ve bil ki arkadan konuşma korkaklığın en iğrenç şeklidir’
---

‘Kimsenin cahilliğini yüzüne vurma. Bil ki insanları en çok kızdıran ve gücendiren, cahilliklerinin yüzlerine vurulmasıdır’
---

‘Yalan söyleme. Yalan söyliyen, tutulmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir’
---

‘Bir kimseye söz vermeden evvel iyi düşün. Fakat verdiğin sözden dönme. Sözden dönmek yalancılığın en çirkinidir’
----

‘Daima olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol. Olduğundan fazla görünmek isteyen, karşısındakilere kendisinin ahmaklığını göstermiş olur’
---

‘Kimseye karşı kin tutma ve kimsenin muvaffakiyet ve saadetini kıskanma, fakat imren, sen de öyle bir muvaffakiyet ve saadete erişmeye çalış. İmrenmek terakkinin şartıdır. Kin ve kıskançlık ise, iç ferahlığının, sağlık ve saadetin iki azgın düşmanıdır’
---

‘Dost kazanmak için cömert ol. Bil ki hasisin dostu yoktur’
---
(Yukarıdaki metinler için bakınız: Ali Fuad Başgil, Gençlerle Başbaşa, İstanbul-1981, Yağmur Yayınevi, s.68)
---


(Ali Fuat Başgil'in bu resmi için bakınız: Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil'den Mektuplar, Hazırlayanlar: Müşerref Özdemir, Nazif Güner, İstanbul-2007, Yağmur Yayınevi, s.217).
----
Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

ÖĞRENCİ, Nasıl VERİMLİ Çalışabilir?





ÖĞRENCİ, Nasıl VERİMLİ Çalışabilir?

---

‘Dikkat et. Sözlerin ve yazıların kısa, açık ve mânalı olsun’
---

‘Fikrî çalışmanın herkesin mizacına göre değişen verimli ve aziz saatleri vardır. Bunlar bazı kimseler için sabahın erken saatleri, bazıları içinde öğleye doğru öğleden sonra, gece saatleridir. Kendini yokla ve senin aziz saatlerin hangileri ise, bunları hiçbir eğlenceye feda edip kaçırma.’
---

‘Okuduğun bir kitapda rastladığın güzel bir parçayı veya orijinal bir fikri –yerini ve sahifesini işaret ederek not et. Bu suretle biriktirdiğin notları bir dosyaya ve bir fiş kutusuna sırasile yerleştir. Bir yazı yazmak veya bir eser yapmak istediğin zaman, bu notlar senin için zengin bir malzeme hazinesi olur’
---

‘Bir mevzu ve mesele hakkında bir yazı veya bir eser yazmağa karar verdiğin zaman, evvelâ, bu mevzu ve mesele üzerinde evvelce yazılmış eserleri oku. Ta ki yazılmış ve söylenmiş şeyleri tekrar edip ömrünü israf etmeyesin’
---

‘Gök kubbe altında yepyeni hiçbir fikir yoktur. En iyi fikir, eski bir fikrin yeni bir elbise giymişidir’
---

‘Herşeyden evvel, ana dilini iyi konuşmayı ve iyi yazmayı öğren. İnsan için en  faydalı olanı kendi ana dilidir’
---

‘Dil bilgisi bir gaye değil, bir vasıtadır. Asıl gaye olan, fikir zenginliğidir’
---

‘Kişinin kıymeti dilinin altında ve kaleminin ucunda gizlidir. Onu söz ve yazı açığa vurur’
---
(Yukarıdaki metinler için bakınız: Ali Fuad Başgil, Gençlerle Başbaşa, İstanbul-1981, Yağmur Yayınevi, s.67)
---

(Ali Fuat Başgil'in bu resmi için bakınız: Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil'den Mektuplar, Hazırlayanlar: Müşerref Özdemir, Nazif Güner, İstanbul-2007, Yağmur Yayınevi, s.214).
----
Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

ÖĞRENCİ Zeka ve Hafıza’sını NASIL GELİŞTİRMELİ?






ÖĞRENCİ Zeka ve Hafıza’sını NASIL GELİŞTİRMELİ?

---

‘Sebat et, genc dostum, sebat et! Damlaya damlaya göl olur. Ve aynı noktaya düşen damlacıklar, zamanla mermeri bile deler’
---

‘Bir gece başladığın, bir dersi öğrenmeğe, bir kitabı okumağa koyulduğun zaman telâş edip sabırsızlanma. Sakin ve metin ol. Yol al, fakat acele etme. Sindirerek çalış ve öğren.
---

‘İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümsemeyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden bazan büyük zararlar doğduğunu unutma’
---

‘Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma’
---

‘Herhgün iyi bir eserden yüksek sesle beş on sahife oku. Bu sayede  konuşma ve söz söyleme istidadın gelişir’
---

‘Rastladığın edebi, felsefi bazı güzel parçaları ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade hazinen zenginler hem de hafızan kuvvetlenir’
---

‘Çalıştığın bir dersin, bir kitabın fasıl ve bahislerini bitirdikçe, kitabı kapayıp, okuduğunu ezberden hülâsa halinde not et. Bir dersi, birkitabı en iyi anlayıp öğrenmenin yolu, onu bu suretle yazmaktır’
---

‘Bir dersten öğrendiğin, bir kitabtan okuduğun fasıl ve bahisleri arkadaşlarınla ezberden müzakere ve münakaşa et. B usuretle hem zekân işler ve öğrendiğin hazmolur, hem hafızan kuvvetlenir; hem de düzgün konuşma ve fikirlerini vuzuh ile ifade etme melekesi elde edersin’
---
(Yukarıdaki metinler için bakınız: Ali Fuad Başgil, Gençlerle Başbaşa, İstanbul-1981, Yağmur Yayınevi, s.66-67)



(Ali Fuat Başgil'in bu resmi için bakınız: Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil'den Mektuplar, Hazırlayanlar: Müşerref Özdemir, Nazif Güner, İstanbul-2007, Yağmur Yayınevi, s.213).

----
Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DESPOT TARİKATÇI'lar DEMOKRAT mıdır?




DESPOT TARİKATÇILAR ve CEMAATÇILAR DEMOKRAT mıdır?

---
Adam, TARİKAT veya dini cemaat LİDERİ ya da ileri gelenlerinden. MENSUPLARININ GÖRÜŞLERİ'nin değeri onun nazarında SIFIR.

Sonra, HALK OYU ve İRADESİ KUTSALDIR, diyor. DEMOKRASİ KAHRAMANI kesiliyor.

Ben sana ve sizlere ne diyem kardeşim?

SİZ İNSAN MISINIZ?

SİZDE ZERRE MİKTARI AKIL VAR MI?

Bu kadar akılsızlıkla, bir de bizi AKILSIZ GÖRME CÜR'ETİNİ NEREDEN BULUYORSUNUZ?

Bu kadar UTANMAZ NASIL OLABİLİYORSUNUZ?

Bu kadar insanların akılları ve ahlaklarıyla nasıl alay edebiliyorsunuz?

SİZİNLE DEMOKRASİ OLACAĞINA, SİZSİZ DEMOKRASİ OLSUN DAHA İYİ
---

Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DİNDARIMSI VAKIFÇI DEMOKRAT mıdır?




DİNDARIMSI VAKIFÇI DEMOKRAT mıdır?

Adamlar, VAKIF ve DERNEK YÖNETİYOR. Burada kimseye söz hakkı vermiyor, herkesi dışlıyor. Yardım ettiği kişilerin veya burs verdiği öğrencilerin onların nazarında değeri SIFIR. YÖNETİMLERİNİ ADETA ÖMÜR BOYU SÜRDÜRÜYORLAR. BUNU YAPABİLMEK İÇİN AİLE ÜYELERİNİ VAKIF YÖNETİMİNE YERLEŞTİRİYORLAR. HER TÜRLÜ KEPAZELİĞİ YAPIYORLAR.

Sonra, HALK'ın TERCİHİNE SAYGI DUYMALI, halk oyu kutsaldır, HALKIN TERCİHİ HAKK'ın TERCİHİDİR, halk oyuna saygı duymayan VATAN HAİNİDİR, SANDIKLAR BELİRLEYİCİDİR, diyorlar.

DEMOKRASİ SOYTARILARINI GÖNDÜNÜZ MÜ?

DİNDARIMSI SOYTARIYA İNANALIM MI?

DİNDARIMSININ DEMOKRASİSİ'NE SÖVMEKTE HAKSIZ MIYIM?
---

Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DİNDARIMSI SİYASETÇİ DEMOKRAT MIDIR?




DİNDARIMSI SİYASETÇİ DEMOKRAT MIDIR?

ÖĞRENCİSİNIN, ARKADAŞLARININ, AİLESİNİN, çevresindeki insanların, halkı oluşturan bireylerin, BİLİM ADAMLARININ, düşünürlerin ve sanatçıların GÖRÜŞLERİNE, DÜŞÜNCELERİNE, BİLGİLERİNE, ŞAHSİYETLERİNE HİÇBİR DEĞER VERMEYEN bayağı dindarımsı yaratık siyasetçi olunca; BİRDEN BİRE NASIL OLUYORSA HALKIN İDARESİNE, görüşüne, oyuna, fikrine, tercihine, seçimine SAYGI DUYAR HALİNE GELİYOR.

Bunu nasıl izah edeceğiz?

BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ?

BÖYLE BİR SAHTEKARA İTİMAT EDİLEBİLİR Mİ?

En küçük bir fikir kırıntısına izin vermeyen, MUHALİFLERİNİ SUSTURMAYA ÇALIŞAN, KARŞI GÖRÜŞ İLERİ SÜRENLERİ yaşarken ÖLÜMÜ MAHKUM EDEN birey, NASIL OLUYOR DA HALKIN OYUNA VE İDARESİNE SAYGI DUYABİLİYOR?

NASIL OLUYOR da böyle bir iddiada bulunabiliyor?

TAMAMEN ve EKSİKSİZ BİR SAHTEKARLIKTIR.
---

Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DESPOT AKADEMİSYENLER DEMOKRAT mıdır?




DESPOT AKADEMİSYENLER DEMOKRAT mıdır?

---
Bir dinleyici veya öğrencinin SORU SORMASINA bile TAHAMMÜL EDEMEYEN BAZI ÜNİVERSİTE HOCALARI, bize DEMOKRASİ DERSİ VERİYORLAR.

Ne diyem?

Bunlar memleketimizin GÜLLERİ'dir. ONLAR OLMASA DÜNYA BİLE DÖNMEZDİ, GÜNEŞ BİLE DOĞMAZDI.

Hele, DİKTATÖRLÜĞÜ ve ANLAYIŞSIZLIĞI İLE MEŞHUR BAZI İLAHİYAT HOCALARININ, 'DEMOKRASİ HAK REJİMDİR, HALK OYU KUTSALDIR, HALK'ın TERCİHİ HAKK'ın TERCİHİDİR, NETEKİM AYET VE HADİSLERDE DE DEMOKRASİ VARDIR' türünden DÜTTÜRÜLERİ YOK MU, ESAS BENİ KENDİMDEN GEÇİREN SÖYLEM BUDUR. Bunlar benim hayatıma RENK KATIYORLAR, ONLARI OKUMAK VE DİNLEMEK BANA ZEVK VERİYOR. ONLARIN SÖYLEMLERİ, BENİ VECD HALİNE SOKUYOR. ŞİMDİYE KADAR BİR TARİKATA GİRMEDİYSEM, BÖYLELERİNİ DİNLEDİĞİM VE OKUDUĞUM İÇİN GİRMEMİŞİMDİR, çünkü ihtiyaç kalmıyor; aynı zevki bunlardan alıyorum.
---

Bir dinleyici veya öğrencinin SORU SORMASINA bile TAHAMMÜL EDEMEYEN BAZI ÜNİVERSİTE HOCALARI, bize DEMOKRASİ DERSİ VERİYORLAR.

Ne diyem?

Bunlar memleketimizin GÜLLERİ'dir. ONLAR OLMASA DÜNYA BİLE DÖNMEZDİ, GÜNEŞ BİLE DOĞMAZDI.

Hele, DİKTATÖRLÜĞÜ ve ANLAYIŞSIZLIĞI İLE MEŞHUR BAZI İLAHİYAT HOCALARININ, 'DEMOKRASİ HAK REJİMDİR, HALK OYU KUTSALDIR, HALK'ın TERCİHİ HAKK'ın TERCİHİDİR, NETEKİM AYET VE HADİSLERDE DE DEMOKRASİ VARDIR' türünden DÜTTÜRÜLERİ YOK MU, ESAS BENİ KENDİMDEN GEÇİREN SÖYLEM BUDUR. Bunlar benim hayatıma RENK KATIYORLAR, ONLARI OKUMAK VE DİNLEMEK BANA ZEVK VERİYOR. ONLARIN SÖYLEMLERİ, BENİ VECD HALİNE SOKUYOR. ŞİMDİYE KADAR BİR TARİKATA GİRMEDİYSEM, BÖYLELERİNİ DİNLEDİĞİM VE OKUDUĞUM İÇİN GİRMEMİŞİMDİR, çünkü ihtiyaç kalmıyor; aynı zevki bunlardan alıyorum.
---

Hele şu, YAKINDAN TANIDIĞIM BAZI DESPOT üniversite hocaları, öğretmenler, din görevlileri, tarikatçı ve cemaatçıların DEMOKRASİ NUTUKLARI ÇEKMELERİ BENİ ÖLDÜRECEK.

ONLAR HAYATIMIN EN BÜYÜK ZEVKİDİR. ALLAH ONLARI BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN.

AMA keşkem biraz utansaydılar, iyi olurdu
---

Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

ÖZGÜRLÜK HIRSIZLARI DEMOKRAT mıdır?




ÖZGÜRLÜK HIRSIZLARI DEMOKRAT mıdır?

---
Düşünce, ifade ve yayın ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ ÇALIYORLAR. Sonra, HALKOYU KUTSALDIR, SANDIK belirleycidir, HALK'ın TERCİHİ HAKK'ındır, diyorlar.

TUH OLSUN SİZE! Yuh olsun SİZE! YAZIKLAR OLSUN SİZE!

SİZ, BENİM ve halkımın BEYNİNİ ÇALIYORSUNUZ

SİZ, BENİM ve halkımın AKLINI ÇALIYORSUNUZ

SİZ BENİM ve HALKIMIN EMEĞİNİ ÇALIYORSUNUZ

SİZ BENİ ve HALKIMI, İNSANLIKTAN ÇIKIRMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ

SİZ BUNLARI YAPARAK BANA ve MİLLETİME EN BÜYÜK HAKARETİ YAPIYORSUNUZ

Sonra da HALK'ın OYU KUTSALDIR DİYORSUNUZ ÖYLE Mİ?

Sonra da, SANDIKLAR ÖNEMLİDİR, diyorsunuz öyle mi?

Sonra da, MİLLET'in TERCİHİNE SAYGI DUYUYORUZ, diyorsunuz öyle mi?

VAY SIĞIRLAR, VAY!..
---

Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

Kimlere DEMOKRAT Demeliyiz?




Kimlere DEMOKRAT Demeliyiz?

---
Diyelim birey; bir partinin, tarikatın, cemaatin, derneğin, vakfın, şirketin, KURUMUN, KURULUŞUN, ÜNİVERSİTENİN, FAKÜLTENİN mensubu.

Liderinden, başkanından, rektöründen, dekanından, abisinden, ablasından izinsiz, TEK CÜMLE GÖRÜŞ İFADE EDEMİYOR. İZİNSİZ, TUVALETE BİLE GİDEMİYOR.

Sonra aynı mübarek zat; HALK İRADESİ KUTSALDIR, HALK OYU'NA SAYGI DUYMALIDIR, Halk iradesine saygı duymayanlar şöyledir böyledir, diyor.

Böyleleri, TAM ALLAHLIK'tır. BUNLARA SÖYLENECEK SÖZ YOKTUR.

Bunlara, 'SİZİN DEMOKRASİNİZİ YİYEYİM' diyorum sadece
---

Adamlar, VAKIF ve DERNEK YÖNETİYOR. Burada kimseye söz hakkı vermiyor, herkesi dışlıyor. Sonra, HALK'ın TERCİHİNE SAYGI DUYMALI diyor. TUH!
---

Adam, bir yerde müdür veya başkan. Yanında çalışanlara KAN KUSTURUYOR. Sonra, HALK OYU, HALK İRADESİ ve HALK'ın SEÇİMİ KUTSAL'dır diyor.

DİNDARIMSININ demokrasisi böyle işte.

Böyle demokratların suratına ve onların demokrasisine TÜKÜRMEK, bu hayatta aldığım EN BÜYÜK ZEVKTİR
---

Bütün gazeteleri yayınları, bilginleri, düşünürleri, gazetecileri, yazarları susturuyor, Sonra, HALK OYU ve HALK İRADESİ KUTSALDIR, HALKIN SEÇİMİNE SAYGI DUYMAK LAZIM DİYOR.

Nasıl?

Gördünüz mü dindarımsı DEMOKRAT'ı?

Bizim DİNDARIMSI DESPOT ve DESPOTLAR, ilk çağda yaşasalardı kesinlikle DESPOTLUK TANRI'sı OLURLARDI
---

Adam, ÜÇ KİŞİNİN BAŞINA ŞEF olarak tayin ediliyor. DESPOT KESİLİYOR. Sonra diyor ki, HALK İRADESİNE SAYGI DUYALIM, HALKIN TERCİHİ KUTSALDIR

DİNDARIMSI ÇAKALLARIN DEMOKRASİSİ BÖYLE OLUR İŞTE
---

Partisinde, KENDİSİNDEN BAŞKA KİMSEYE SÖZ HAKKI VERMEYEN birey, HALK İDARESİ'ne SAYGILI İMİŞ.

Deme ya? Yapma ya?

SANA İNANANLARA ŞAŞARIM
---

Sınıfta öğrencisinin SORU SORMASINA BİLE İZİN VERMEYEN birey, HALK'ın TERCİHİNE SAYGI DUYUYORMUŞ, SEÇİMLER ÖNEMLİYMİŞ.

Vay be?

Breh breh?
---

Öğrencisinin, bilginlerin, düşünürlerin fikirlerine saygı duymayıp onları SUSTURANLAR, HALK'ın TERCİHİNE SAYGI DUYUYORLAR ÖYLE Mİ?

Maşallah, Maşallah, binlerce kez maşallah diyelim böyle tosunlara ve kadınlara.
---

Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

28 ŞUBAT’ta NELER ÖĞRENDİM?




28 ŞUBAT’ta NELER ÖĞRENDİM?

---

28 subat benim hayatimda DÖNÜM NOKTASI’dır. Dindarimsilarin dinimiz ve milletimiz icin cok buyuk tehlike oldugunu o zaman tecrubeyle anladim
---

Yillardir 28 Subat turkusu cigiranlarin bazilarinin hakiki niyetlerinin, hirsizlik ve yolsuzluk yapmak oldugunu da yasayarak ogrendik.
---

28 subat`ta zulme ugrayanlari saygi ve sevgi ile aniyorum. Onlari istismar edip kamu malini yagmalayan haysiyetsizlere ise nefretim var
---

Bugun yolsuzluk ve hirsizlik yapanlar, onlarin beslemeleri, fetvacilari;28 subat`in kopeklerine de RUSVET vermek pesindeydiler. Degismediler
---

28 subat surecinde, bir yandan mazlumlar inlerken; yolsuz siyasetciler, fetvacilari, onlarin beslemeleri, itibar kazandilar, zenginlestiler.
---

28 subat hakkinda en son konusmasi gerekenler, en once bagiriyorlar. İlk ve en cok konusanlar, en cok yolsuzluk yapanlardir
---

28 Şubat`ta korkup emekli olan bir namussuz, bunu istifa ettim diye sundu ve kahraman oldu. Simdi ise havuz fetvacisi olarak karsimizda.
---

28 subat surecindeki gozlemlerim bana; dindarimsinin ahlakinin, dininin, vataninin, namusunun, sadakatinin, dogrulugunun olmadigini ogretti
---

28 subat`ta dindarimsilar, mazlum kizlari ve hak sahiplerini istismar ederek; kendi cikarlarini korudular. Mazlumlarin goz yaslarina gulduler
---

Dindarimsi din ulamasinin, fahiseye bakire, bakireye fahise fetvasi verecek kadar bayagi ve namussuz oldugunu 28 subat`ta gordum, ogrendim
---

Ulkemizin en buyuk sorununun; komunizn, materyalizm, ateizm, askeri vesayet, baticilik, dinsizlik, misyonerlik ve Hristiyanlık değil, dindarimsilik oldugunu 28 subat`ta ogrendim

---

Dindarımsı siyasetçilerin, ULAMA'nın, FETVACI'nın; DEMOKRASİ, HALK İRADESİ, HALK OYU gibi DEĞERLERİ İSTİSMAR ETTİĞİNİ ve onlar açısından bu kavramların HİÇBİR DEĞERİ OLMADIĞINI da 28 ŞUBAT'da yaşayarak öğrendim
---

Ülkemizde pek çok kişi, malesef, çeşitli sebeplerle; DİNDARIMSI SİYASETÇİ, Dindarımsı BİLGİN, Dindarımsı YAZAR, Dindarımsı ÇİZER, Dindarımsı SERMAYEDAR, Dindarımsı UZMAN ve Dindarımsı memurların, Dindarımsı Vakıfçıların, Dindarımsı tarikatçıların, dindarımsı din uzmanlarının, dindarımsı İslamcıların KÖTÜLÜĞÜNÜ HALA ANLAYAMADI.

İNŞALLAH, ÜLKEMİZ ve HALKIMIZ, DAHA FAZLA ACI ÇEKMEDEN ANLAR.

Ben de anlayamamıştım; 28 Şubat süreci tehlikeyi anlamama yardım etti.
--

Dindarimsi ulamanın, dindarımsı vakıfçının ve dindarımsı siyasetçinin bir sokak fahişesi kadar şeref ve ilke sahibi olmadigini bana 28 subat sureci igretti.
---

28 subat`ta biz sorusturmalarla bogusurken, `Niye rüşvet vermediniz?` diye bizi suçlayan serefsizler de dindarimsi din ulamasi idi.
---

DİNDARIMSI DİN ULAMASI'nın BU ÜLKEDEKİ; EN ŞEREFSİZ, EN NAMUSSUZ, EN ALÇAK, EN BAYAĞI, EN ADİ, EN VATANSIZ, EN NAMUSSUZ, EN ALÇAK, EN SOYSUZ, EN MÜNAFIK, EN FASIK, EN YOLSUZ, EN HIRSIZ yaratıklar olduğunu da bana 28 ŞUBAT ÖĞRETTİ
---

Harun Anay/28.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---