BİYO-TIP ETİĞİ ve HUKUK
Ahlak, başlangıcından itibaren felsefenin en önemli
dalları arasında yer alır. Bundan dolayı, gere Batı gerekse İslam düşüncesi
tarihinde yazılmış binlerce ahlak felsefesi metni bulunmaktadır.
İnsan psikolojisi, insanın melekeleri, iyilik,
kötülük, erdem, ana erdemler, erdem çeşitleri, reziletler, ana reziletler,
rezilet çeşitleri, din-ahlak ilişkisi, siyaset-ahlak ilişkisi, mutluluk,
ahlakın kaynağı ve sevgi kavram ve meselelerin XX. yüzyılın ortalarına
gelinceye kadar ahlak felsefesiyle ilgili kaleme alınan eserlerde en çok
işlenen konular olduğunu ifade edebiliriz.
Asırlardır felsefenin içinde yer alan tıp, siyaset,
psikoloji, sosyoloji ve biyoloji gibi alanların felsefeden ayrılması, yeni
bilimlerin kurulması, XVIII. yüzyıldan itibaren sanayileşmenin bütün dünyaya
yayılması, toplumların muhtelif alanlardaki sorunlarının daha önceki tarihlere
nisbetle farklılaşması, özellikle fen bilimlerinde ortaya çıkan büyük
gelişmeler ve nihayet daha çok dini öğretilere dayanan ahlak sistemlerinin büyük
eleştirilere maruz kalması ve insanlar üzerindeki etkilerinin zayıflamasıyla
büyük ahlaki sorunların ortaya çıkması gibi sebeplerle, XIX. yüzyılın
ortalarından ahlak felsefesinin içine yeni konuların dahil edilmesi mecburiyeti
doğmuştur. Bu yeni tartışma konuları, genel olarak, PRATİK AHLAK, ya da UYGULAMALI
AHLAK başlığı altında ifade edilmektedir.
Hukuk felsefesi ve metodolojisi alanlarında yaptığı
araştırmalarından dolayı yakından takip ettiğim, İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü’ne bağlı Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim
Dalı öğretim üyesi DOÇ.DR. SEVTAP METİN’in BİYO-TIP ETİĞİ ve HUKUK başlığı
altında yayımladığı kitap, işte ahlakın bu pratik/uygulamalı alanına
girmektedir (İstanbul-2010, XII Levha Yayıncılık, XIX, 579 s.).
Sevtap Metin’in kitabı, adından da anlaşılacağı üzere
biyoloji-tıp-ahlak ve hukuk’un kesiştiği konuları içermektedir. Dört farklı
alanda bilgi edinmeyi zaruri kılan konuları öğrenmek, araştırmak ve bir
akademik incelemede işlemek, her araştırmacının cesaret edebileceği bir iş
değildir. Buna rağmen yazar, ele aldığı meseleleri tatmin edici bir şekilde tartışmayı
ve tartıştığı konuları da ustalıkla neticeye ulaştırmayı başarabilmiştir. Bu açıdan
kitabın, biyo-tıp ahlakı ve içerdiği konulara ilgili duyanların gözardı edemeyeceği
değerde bir çalışma olduğu rahatlıkla ifade edilebilir.
Kitabın Giriş kısmında, araştırmanın gerekçesi ve
kavramsal çerçeve belirlenmeye çalışılmıştır. Hemen ardından gelen ve
‘Biyo-Tıbbın Sosyo-Kültürel ve Ahlaki Temellendirilmesi’ başlıklı birinci
bölümde; İslam Dini’nde hayatın nasıl başladığı, Semavi Dinler’de kürtaj’a
nasıl bakıldığı, organ nakli, ötenazi, biyo-tıp alanındaki ahlak kuramları,
biyo-tıp ahlakının temel ilkeleri gibi konular işlenmektedir.
Eserin, ‘Biyo-Tıp Etiğinin Kapsama Alanındaki Hayatın
Başlangıç ve Sonuna İlişkin Temel Konular’ başlıklı ikinci bölümde ise; hayatın
başlangıcıyla ilgili meseleler, kürtaj, gen analizleri, hayatın sonu’na ilişkin
sorunlar, ötenazi, ötenazi türleri ve nihayet ölüm konuları ele alınmaktadır.
‘Biyo-Tıp Meselelerinin Adalet ve Hukuk Boyutu’
başlıklı üçüncü ve son bölümde ise; Tıp kaynaklarının dağıtımında hak ve
adalet, ahlakla ilgili kurullar, biyo-teknolojinin yasal zemine oturtulması
mecburiyeti, hukuk açısından ötenazi ve insan üzerinde deney yapmanın suç
teşkil etmesi gibi alt başlıklar bulunmaktadır.
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.