28 Aralık 2013 Cumartesi

DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(145-148)



DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(145-148)

Sözlükler, düşünce ve bilim hayatımızın temellerinden biridir.

Rahmetli Cemil Meriç, ‘Kamus, namustur’ demiş. Aşağıdaki kelimeleri ve anlamlarını okuyunca rahmetli üstadımın ne demek istediğini daha iyi anladım.

İncelediğimiz sözlük, ülkemiz fikir hayatının nasıl perişan edildiğini mükemmel şekilde göstermektedir.


1-‘el-Celî’ (:Elif, lam, cim, lam, iki noktalı ye, ayın): Kocasının yanında örtünmeyen kadın’;

2-‘el-Cümân (:Elif, lam, cim, mim, elif, nun): İnci şeklinde gümüş tanesi’;

3-‘el-Ecne’ü (:Elif, lam elif, cim, nun, üzerinde hemze olan elif): Göğsü çukur, sırtı çıkık’;

4-‘Cenebe (:Cim, nun, be): Güneyden veya güneye rüzgâr esmek’;

(Bakınız: Bekir Topaloğlu, Hayreddin Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul-1991, Nesil Yayınları, s.47, 49-50).

Harun Anay/28.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(141-144)




DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(141-144)

Sahte isim ve adreslerle bu yazı serimize eleştiri yazmaya kalkışarak AHLAKİ SEVİYELERİNİ SERGİLEYENLER, elbette aşağıdaki kelimelerin Türk gençleri tarafından mutlaka öğrenilmesi gerektiğini savunacaklardır (BÖYLE ÇİRKİNLİKLER yapanlara da başka yazılarımda sözlerim olacak).

Sevdiğimiz insanların adlarını kullanarak bu yazı serimize iftira atan sahtekarlar da elbette aşağıdaki kelimeleri ve anlamlarını her gencimizin öğrenmesini farz kabul edeceklerdir (Bunun gibi karakter zaafiyeti gösterenlerle de mücadelemiz olacak).

Beklenir, beklenir, beklenir...

Hakkında eleştiri yazdığımız sözlüğün müellifleriyle anılan bireyler arasında doğrudan veya dolaylı ilişki var mı bilmiyorum. Yeni bir bilgiye ve delile ulaşıncaya kadar, müellifler hakkında BU KONUYLA İLGİLİ taşıdığım iyi niyeti muhafaza edeceğim.


1-‘el-Cirân (:Elif, lam, cim, re, elif, nun): Çene ile göğüs çukuru arası’;

2-‘el-Cezûru (:Elif, lam, cim, re, vav, re): Kesilecek deve’;

3-‘Tecâsere (-li): Değnekle hücum etti’;

4-‘el-Ca’dü (:Elif, lam, cim, ayın, dal): Yassı ve buruşuk yüz’;


(Bakınız: Bekir Topaloğlu, Hayreddin Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul-1991, Nesil Yayınları, s.45-46).

Harun Anay/28.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(137-140)



DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(137-140)

Ülkemizde yayımlanan bazı kitapları gözden geçirince insanın NUTKU TUTULUYOR. Sadece ‘YAZIK!’ diyebiliyorum, o kadar.


1-‘el-Cühfetü (:Elif, lam, cim, ha, kapalı te): Avuç dolusu’;

2-‘Cedüle (: cim, dal, lam): İpi sağlamca bükmek’;

3-‘el-Ceze’u (:Elif, lam, cim, peltek ze, ayın): Beş yaşına basmış deve. Üç yaşına basmış at ve sığır. 8-9 aylık davar’;

4-‘el-Cezbü (:Elif, lam, cim, peltek ze, be): Allah’ın kulu kendine çekmesi’;


(Bakınız: Bekir Topaloğlu, Hayreddin Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul-1991, Nesil Yayınları, s.41-43).

Harun Anay/28.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

YALAN'ı DOĞRU, DOĞRU'yu YALAN Gibi Söylemek

YALAN'ı DOĞRU, DOĞRU'yu YALAN Gibi Söylemek

Oynanan oyun çok basit:

ÜLKENİN kalkınması için bir şeyler yapılırken AYNI ZAMANDA PERVASIZCA hırsızlık ve YOLSUZLUK yapılıyor.

'Ülkemizi kalkındırın, size minnettar olalım, fakat hırsızlık ve yolsuzluk yapmayın, böyle bir  iyiliği bize yapın sizin KÖLENİZ OLALIM, KAPINIZDA YATALIM, size HERGÜN DUA EDELİM, TARİHİNİZİ YAZALIM, herkese hizmetlerinizi anlatalım' diyoruz.



 Bu yakarışlarımıza karşılık açık veya gizli, doğrudan veya dolaylı şekilde şu karşılıkları veriyorlar: 

'OLMAZ! Hem ülkeyi kalkındıracağız, hem de yolsuzluk yapacağız' diyorlar.

Ya da, yolsuzluğa hayasızca DİNİ KILIFLAR UYDURUYORLAR.

Veya, hayır kurumlarımızı KİRLETİYORLAR.

Yahut, YOLSUZLUK ve HIRSIZLIK kavramlarını YENİDEN TARİF ETMEYE KALKARAK, aklımızla alay ediyorlar.

En kötüsü ise, yolsuzluk ve hırsızlığı engelleyecek tedbirler almayı bir vatan görevi ve ödevi sayıp üzerine düşeni yapmak yerine, halkımızı GÖRÜNMEZ GÜÇLERLE KORKUTUYORLAR. Böylece ÖZGÜVENİMİZİ zedeliyorlar. 

Ne diyeyim? Allah ıslah etsin!

Harun Anay/28.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---
 


DIŞ GÜÇLERİN MÜDAHELESİ Meselesi

DIŞ GÜÇLERİN MÜDAHELESİ MESELESİ

KAÇ BİN KEZ yazmam ve söylemem gerekiyor, bilmem?

Bütün tarih boyunca, HER ÜLKE başka ülkelerin iç işlerine KARIŞMAK istemiştir; gücü nisbetinde de karışmıştır.


Türkiye'nin tarihi ve hali göz önüne alındığında, ÖZELLİKLE SON YÜZYILLARDA, DIŞ GÜÇLER HER ZAMAN ülkemizin içine müdahele etmek istemiştir, etmektedir.

Benim, HAYATA ve sorunlara bakışımın esası ise şudur: HANGİ SORUN OLURSA OLSUN, HER ŞEYDEN ÖNCE, 'Ey oğlum Harun bu konuda senin sorumlululuğun nedir?, sorumluluklarını yerine getirdin mi?' sorularını kendime sorup DÜŞÜNÜRÜM, TEDBİR ALIRIM, elimden geleni yaparım, yapmaya çalışırım. Başkasını veya başkalarını suçlamak ise İKİNCİ, HATTA ÜÇÜNCÜ DERECEDE GELİR BENİM için.

Böyle olunca; ülkemizi idare eden bazı kişilerin; KUSURLARI, EKSİKLERİ, yanlışları olmasaydı, DIŞ MÜDAHELE ve KOMPLOLAR da daha az olurdu. 


O HALDE, bizim meşgul olmamız gereken ANA MESELE kendimiziz. Tek tek herbirimiz sorumluluğunu yerine getirmelidir. YÖNETİCİLER İSE SORUMLULUKLARINI DAHA FAZLA yerine getirmeli ve bu konuda hassas olmalıdır.

Sorumluluklarını yerine getirmeyen, eksiklerini gidermeyen ve yanlışlarını düzeltmeyen kişilerin SÜREKLİ DIŞ GÜÇ, KOMPLO ve TUZAK SÖYLEMLERİNDE bulunmalarının en önemli sebebi, muhtemelen kendi ÇIKARLARINI ve DÜŞTÜKLERİ ÇUKURLARI GİZLEME İSTEĞİDİR.

Bu OYUNU yutan yutsun. BEN ASLA YUTMAM. Allah bana akıl vermiş.

Harun Anay/28.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

ZOR SORULAR

ZOR SORULAR

Cumhuriyet döneminin başlarında birilerinin, MERKEZ güçlerle anlaştıkları; sonra da Merkez güçleriyle veya merkez dışındaki güçlerle ilişkileri olan kişileri ortadan kaldırdlkları; YA DA böyle bir suçlamayla pek çok kişiyi TASFİYE ettikleri SÖYLENEBİLİR (İHTİMALDİR).

SORULARIMIZ ŞUNLARDIR: 


Kim, kiminle/kimlerle ilişkili? 

Kim, kimi niçin tasfiye etti? 

Biz, kimi, niçin suçlamalıyız? 

Kim, vatansever, kim vatan haini? 

Merkez güçleriyle anlaşanlar muhalifler olsaydı durum farklı mı olurdu?

ZOR SORULAR.


CEVAPLARINI BEN DE BİLMİYORUM. 

Ayrıca, ülkemizde son zamanlarda yaşanan TARTIŞMALARLA da İLİŞKİLİ DEĞİL bu ihtimaliyet hesabı. 

Bu notumu buraya kadar okuduysanız, harcadığınız vakte acırım.

Harun Anay/28.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

27 Aralık 2013 Cuma

DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(133-136)




DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(133-136)

Aşağıdaki kelimelerinin anlamlarını BÜTÜN İSLAM TARİHİNİ DİKKATE ALDIĞIMIZDA KAÇ KİŞİ BİLİYORDU acaba?

Aşağıdaki kelimelerin anlamlarını BÜTÜN ARAP TARİHİNİ dikkate aldığımızda kaç ARAP BİLİYORDU/Biliyor acaba?

Bu yazıyı okur okumaz, sayın sözlük yazarlarına aşağıdaki kelimelerin anlamlarını sorsanız, BİLİRLER Mİ ACABA?

DENEMESİ BEDEVA: Arapça bilen tanıdığınız herhangi bir kişiye aşağıdaki kelimeleri ve anlamlarını lütfen sorunuz, alacağınız cevaba göre ülkemizde ne yapıldığına ve ne yapılmak istendiğine karar veriniz.


1-‘es-Sü’rûr (:elif, lam, peltek se, re, vav, re): Küçük hıyar. Etli ben’;

2-‘el-Es’al (:elif, lam, peltek se, ayın, lam): Dişleri üst üstü binmiş adam. Meşhur büyük kişi’;

3-‘es-Sa’lebü (:Elif, lam, peltek se, ayın, lam, be): Havuzdan su çıkacak oluk’;

4-‘e-Süfrûk (:Elif, lam, peltek se, fe, re, vav, kaf): Hurmanın sapına bitiştiği yerdeki pulu, bir iki tanesi kalmış hurma salkımı.’;


(Bakınız: Bekir Topaloğlu, Hayreddin Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul-1991, Nesil Yayınları, s.36).

Harun Anay/28.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(129-132)



DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(129-132)


‘GÖĞSÜN GERDANLIK YERİ’ ve ‘YAN ÜSTÜ VURMAK’ı hiç gördünüz ve duydunuz mu? 

ANLAMLARINI biliyor musunuz? 

Aşina olduğunuz herhangi bir yabancı dildeki karşılığını biliyor musunuz? 

Söz gelimi, BÜTÜN ARAP DÜNYASINDA BU KELİMELERİ KAÇ KİŞİ BİLİYORDUR, ACABA?

Daha fazla soru sormak, gereksiz kardeşim. 

Daha fazla sorgulamak, anlamsız. 

Bazıları, böyle sorulardan rahatsız olabilirler; dogmatik uygusunda olanları rahatsız etmeyelim.


1-‘et-Terâib (:elif, lam, iki noktalı te, re, elif, hemze, be): Göğsün gerdanlık yeri’;

2-‘Telle (:iki noktalı te, lam): Sırt üstü veya yan üstü yere vurmak’;

3-‘et-Tûmetü (: elif, lam, iki noktalı te, vav, mim, kapalı te): İncili küpe. Deve kuşu yumurtası;

4-‘Sebene (:peltek se, be, nun): Elbisenin bir tarafını eliyle tutup içinde bir şey tışamak’;


(Bakınız: Bekir Topaloğlu, Hayreddin Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul-1991, Nesil Yayınları, s.32-35).

Harun Anay/27.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---


DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(125-128)



DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(125-128)

Ülkemizin kültür hayatına katkıda bulunacağım derken öyle şeyler yapılıyor ki insanın aklı almıyor. ‘ETİ YENMEZ DEĞERSİZ KUŞ’ nedir biliyor musunuz? Nasıl bir şey olduğunu hiç hayal ettiniz mi? ‘DEĞERSİZ KUŞ’ ifadesini bir müslüman, bir insan ve bir alim yazdığı sözlükte kullanabilir mi?

OLUYOR İŞTE..

BUNLAR DA OLUYOR ülkemizde..

1-‘Beşi’a (:Be, şın, ayın): Eğri çehreli olmak’;

2-‘el-Bugâsü (:elif, lam, be, gayın, peltek se): Eti yenmez değersiz kuş’;

3-‘el-Bükratü (:Güneş doğuncaya kadar sabah): Güneş doğuncaya kadar sabah’;

4-‘el-Benîka (:elif, lam, be, nun, iki noktalı ye, kaf, kapalı te): Cep kapağı’;


(Bakınız: Bekir Topaloğlu, Hayreddin Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul-1991, Nesil Yayınları, s.24, 26, 28).


Harun Anay/27.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay

---


SON TARTIŞMALARDAN Çıkan DERS




SON GÜNLERDEKİ TARTIŞMALARIN bana verdiği en büyük derslerden biri şudur:

En küçük bir sorunda BİRBİRLERİNİ DÜŞMAN İLAN edenler, YENİ BİR MEDENİYET, DÜŞÜNCE, BİLİM ve AHLAK KURAMAZLAR.

Bu yüzden, herkes aklını başına devşirmelidir. Hangi grup veya partiye mensup olursa olsun herkes, eleştirdiği kişi ve grupları HAİNLEŞTİRMEKTEN sakınmalıdır.

Israrla AHLAKİ ve HUKUKİ SUÇ işleyenler hariç, bütün Türk vatandaşlarını HER ZAMAN KUCAKLAYIP MİLLETİMİZİ yeni bir medeniyete, düşünceye, din anlayışına, ahlaka, bilime ve geleceğe TAŞIMALIYIZ. Asla İNSANLARIMIZIN maddiyat ve maneviyatını tahrip edecek fiillerde ve söylemlerde bulunmamalıyız.

Her tartışma ve ayrılık bir tarafa, ÜLKEMİZ ve MİLLETİMİZ bir tarafadır. Bundan dolayı, ülkemizin ve milletimizin birliği ve dirliği bizim için asla taviz verilemeyek bir çizgidir.

BUNUN AKSİNE HAREKET EDENLER, şahsi çıkarlarının peşindedirler, ahlaksızdırlar, millet ve ülkeye zarar vermektedirler, geleceğimizi çalmaktadırlar, gençlik düşmanıdırlar. Dinimizi ve ahlakımızı yozlaştırmaktadırlar.

İster siyasetçi olsun, isterse belirli bir görüş veya ideoljiyi savunan kişi/kişiler olsun, herkesin ne yapmaya çalıştığını ve hakiki niyetinin ne olduğunu anlamak için başvurulabilecek ölçülerden birinin bu husus olduğu kanaatindeyim. İlkesizlik, ahlaksızlık ve cahillik söz konusu olduğu zaman binbir mazeret ve delil getirerek herkesi ve herşeyi temize çıkarmaya çılışanlar, EN BASİT BİR FİKRİ AYRILIKTA muhataplarını HAİNLİKLE, HİYANETLE ve DİNSİZLİKLE suçlarlarsa, kendi hakiki niyetlerini de ortaya sermiş olurlar. Bu şekilde konuşan ve davranan bireylerin ulaşmak istedikleri hedef ile milletimizin varmak istediği hedefin aynı olduğunu hiç sanmam.

Harun Anay/28.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

SURİYE UZMANLARIMIZ KİMLERDİR?




SURİYE UZMANLARIMIZ KİMLERDİR?

SURİYE Siyasetimiz Hakkında Yardım RİCASI

Hükümetimiz, Suriye ve rejimi hakkında ÇOK SERT ve AÇIK bir siyaset takip etti. Şu ana kadar Suriye'de ONBİNLERCE insan öldü, ONBİNLERCE İNSAN yaralandı, YÜZBİNLERCE İNSAN ülkemize sığında, evsiz barksız kaldı. DEFALARCA üst düzey yöneticilerimiz SURİYE rejiminin yakında yıkılacağını ifade etti. Sonuç olarak, rejim hala ayakta. Bu arada İran, Hizbullah ve Rusya gibi ülkeler Suriye'yi hala destek veriyor; Türkiye ise pek çok bakımdan ZOR DURUMA DÜŞTÜ.

SORUM şudur:

SURİYE'ye karşı bu kadar önemli bir dış siyaset uygulayan hükümetimizin GÖRÜŞLERİNE BAŞVURDUĞU ve bizim de açık kanallardan kitap ve makalelerini okuyabileceğimiz UZMANLAR KİMLERDİR?

Yani, böyle bir siyaset için görüşlerine başvurulan, kitap ve makale sahibi hangi UZMANLARIN İSİMLERİNİ VEREBİLİRSİNİZ?

Bütün tarafsız kalma çabalarıma rağmen, HALA beni bir yerlere çekmeye çalışan dostlarımdan rica ediyorum, yukarıdaki soruma cevap verip bana yardımcı olsunlar. AYRICA AYNI MAHİYETTE BAŞKA SORULARIM DA OLACAK, ONLARLA İLGİLİ DE YARDIM İSTİRHAM EDİYORUM KENDİLERİNDEN.

İleti adresim: harunanay@marmara.edu.tr

Harun Anay/27.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DOGMATİK ZİHİNLİ ARKADAŞLARA



DOGMATİK ZİHİNLİ ARKADAŞLARA

Yıllardır diyorum ki:

ÜLKEMİZİN ve İNSANIMIZIN ana sorunları ASIRLARDIR fazla değişmedi. Asırlardır, AHLAK BUHRANI YAŞIYORUZ, BİLGİ ve DÜŞÜNCE ÜRETEMİYORUZ. Metafiziğimiz, doğa tasavvurumuz, din anlayışımız ve bilgiye bakışımızın büyük bir kısmı DOĞRU DEĞİL.

Son yüz yıldır bu ana sorunları çözmek için çok az gayret gösterildi. Son ON YILDA da bu sorunları çözmek için CİDDİYE ALINABİLECEK bir atılım yapılmadı, yapılamadı.

Savunduğum görüşlerin özü, bu kadar açık. BUNA RAĞMEN, hala işin DIRDIRIYLA ve LAKIRDISIYLA beni meşgul etmeye çalıyan dost ve arkadaşlarımdan rica ediyorum, lütfen benim zihnimi meşgul etmeyin. İşinize bakın. Benim işimle sizin işiniz arasında DAĞLAR KADAR FARK VAR. Ana sorunlarla meşgul olmayan insanlar ve onların görüşleri, üzerinde düşünülecek ÖRNEK olmanın dışında, beni fazla meşgul etmemeli, etmeyecek, etmeye değmez.

Bu yazdıklarımdan ÖĞRENCİLERİM ve benimle HAKİKAT ARAYIŞI İÇİN YOLDAŞLIK YAPMAYA KARAR VERMİŞ KİŞİLER her zaman HARİÇTİR. Öğrencilerim ve hangi görüşten olursa olsun benim düşünmeme katkıda bulanan ve kendileri de beni bir öğretmen olarak kabul eden kişiler bana HER ŞEYİ SÖYLEYEBİLİRLER, bana edep dahilinde HER ELEŞTİRİYİ YAPABİLİRLER. ONLARLA BU DÜNYADA DA ÖTEKİ DÜNYADA DA DOSTLUĞUMU DEVAM ETTİRMEK İSTERİM.

Harun Anay/27.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

26 Aralık 2013 Perşembe

DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(121-124)




DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(121-124)

Türkiye’de orta düzeyde bir Arapça-Türkçe sözlükte aşağıdaki kelimelere yer verenler ne hissediyorlardır sizce? Bu sözlük, HALA YAYIMLANMAYA DEVAM EDİYOR, biliyor musunuz?

1-‘el-Bahîretü (:elif, lam, be, ha, iki noktalı ye, re, kapalı te): Beş nesil doğuran deve’;

2-‘el-Berâ’ (:elif, lam, be, re, elif, hemze): Ayın ilk ve son gecesi ve günü’;

3-‘Bereke (el-Be’îru) (:Be, re, kef): Deve çökmek;

4-‘el-Büsrü (:Elif, lam, be, sin, re): Hurma koruğu’;

(Bakınız: Bekir Topaloğlu, Hayreddin Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul-1991, Nesil Yayınları, s.17, 19, 21, 23).

Harun Anay/26.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(117-120)




DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(117-120)

Aşağıdaki kelimeleri ve karşılıklarını okuyunca, ÜLKEMİZDE DİNİ DÜŞÜNCENİN DURUMUNU ve NİÇİN GELİŞMEDİĞİNİ daha iyi anlayacağınızı sanıyorum.


1-‘el-İllü (:elif, üzeri şeddeli elif): İyi kök’;

2-‘el-Elûk (:Elif lam, lam, vav, kef): Çiğnenen ve yenen’;

3-‘el-Ünbûb (:Elif lam, nun, be, vav, be): İki boğum arasında kalan kamış parçası’;

4-‘Enife (:Elif, nun, fe): Devenin burnu acımak’;

(Bakınız: Bekir Topaloğlu, Hayreddin Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul-1991, Nesil Yayınları, s.10, 13).

Harun Anay/26.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay 
---

DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(113-116)




DÜŞÜNCEMİZİ Tahrip Eden METİNLER-(113-116)

Aşağıdaki kelimeleri ve anlamlarını; ana dili Arapça olan kişiler biliyor mu acaba? Arap gençlerine, tahsilli kişilere ve hatta üniversite hocalarına aşağıdaki kelimeleri ve karşılıklarını lütfen sorunuz; doğru cevap alırsanız, orta düzeyde bir sözlükte böyle kelimelere yer verdiklerinden dolayı yazarlara teşekkür ediniz.

İşte ülkemiz gençleri onlarca yıldır böyle bilgiler öğretilerek yetiştirildi.

Sonucun ne olduğunu, vicdanı, insafı ve gözü olan herkes görüyor bu ülkede.

1-‘el-Etân (:elif, iki noktalı te, elif, nun): Dişi eşek. Kuyu taşı’;

2-‘el-Ecemetü (:Elif, cim, mim, kapalı te): Sık ağaçlık. Çalılık. Kamışlık. Arslan yatağı’;

3-‘el-İstebrak (elif, sin, iki noktalı te, be, re, kaf): Kalın ipek’;

4-‘el-Üsrü (elif, lam, sin, re): Sidik darlığı’;

(Bakınız: Bekir Topaloğlu, Hayreddin Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kamus, İstanbul-1991, Nesil Yayınları, s.2, 4, 7-8).
Harun Anay/26.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

DİYANET Eski Başkanı M.S.YAZICOĞLU’nun ANILARI




DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI Prof.Dr. Sait YAZICIOĞLU'nun Beklenen ANILARI

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde lisans öğrenimi görürken Kelam derslerimize giren hocam Prof.Dr. Said Yazıcıoğlu’nun anıları yayımlandı. Şahsen saygı ve sevgi duyduğum değerli hocamın anılarını değerlendiren daha geniş bir yazı yazmak, hem kendisine olan saygım hem de Çağdaş Türk düşüncesine olan ilgimden dolayı benim için bir görevdir. Bunu inşallah ileride yazacağım.

Şimdilik bu anı kitabı hakkında çıkan bir makaleden hareketle satır başlarıyla bilgi vermeyi yeterli görüyorum.

M.S. Yazıcıoğlu, 14. Diyanet İşleri Başkanı olup 1987-1992 yılları arasında görev yapmıştır. Eser, ‘NE YAN YANA, NE KARŞI KARŞIYA-Anılar’ başlığı altında içinde bulunduğumuz yıl yayımlanmıştır (İstanbul-2013, Alfa Yayıncılık).

M.S. Yazıcoğlu’nun hatıratından bazı notlar:

-M.S. Yazıcıoğlu Başkan olunca ona ilk ziyareti MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI personeli yapmış;

-Kahire’de toplanan İslam Ülkeleri Hac ve Evkaf Bakanları, DANSÖZ keyfi yapmış;

-DİYANET PERSONELİ, FİŞLEME yapmış;

-KELAM kitabına ATATÜRK'ten VECİZELER konulması istenmiş;

-MİLLİ GÜVENLİK KURULU kararıyla kitap basmaya mecbur kalmışlar;

Kâmil BÜYÜKER tarafından yukarıdaki esere yazılan tanıtım makalesi için şu linke bakınız:


----
Harun Anay/26.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---