11 Aralık 2013 Çarşamba

RİZE İLAHİYAT'ın BASIN AÇIKLAMASI (Tam metin)


BASIN AÇIKLAMASI
TARİH: 11.12.13 (ÇARŞAMBA)
SAAT: 13:00
YER: RTEÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ BAHÇESİ
FORMASYONUMU GERİ VER!
Bizler; Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi öğrencileri ve İlahiyat Öğrencileri Platformu (İÖP) üyeleri olarak, 28 şubat sürecinin getirdiği ilahiyat fakültelerinin içinin boşaltılmasını amaçlayan, öğrencilerin pedagojik formasyonsuz mezun olduğu bu haksız uygulamanın kaldırılması ve formasyon derslerinin lisans döneminde ŞARTSIZ KOŞULSUZ ilahiyat müfredatına dahil edilmesi için burada toplanmış bulunmaktayız.
Tarihler 1998 yılını gösterdiğinde ilahiyat fakülteleri öğrencilerinin öğretmen olma hakları ellerinden alınmış, kontenjanları düşürülmüş ve ilahiyat fakülteleri bünyesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği (DKAB) adıyla bölümler açılmıştır. Bunun ardından gelen süreçte, ilahiyat fakültelerine pedagojik formasyon dersleri dahil edilmeyip, öğrencilerin 15 yıldır süregelen bu mağduriyetleri devam etmiş ve halen devam etmektedir. Bizler, imam hatip liselerinin katsayı problemi, başörtüsü sorunu, ve formasyon mağduriyeti gibi çeşitli problemlerle artık gündeme gelmek istemiyoruz. İstiyoruz ki, birer din eğitimcisi olarak çıktığımız bu yolda, tek derdimizin dindar neslin nasıl daha iyi yetiştirebileceği kaygısı olsun. 28 Şubatın izlerinin, her ne kadar yok olduğu dile getirilse de ilahiyat fakülteleri öğrencilerinin bu ve benzeri problemleri aslında 28 şubattan çok da uzaklaşmadığımızı gösteriyor. Artık post modern darbe sürecinin getirdiği bu mağduriyetin giderilmesini ve gelecek nesiller adına kaliteli din eğitimcisi ve görevlilerinin bu okullardan mezun olmasını diliyoruz.
Buradan sizlerin aracılığıyla dindar nesil yetiştirmek isteyen Başbakanımıza, Yüksek Öğretim Kurulu’na, Diyanet İşleri Başkanlığımıza, İlahiyat Fakültesi Dekanlarımıza, ve pedagojik formasyon derslerini, yalnız öğretmen olmak için gerekli gören öğrenci arkadaşlarımıza da seslenmek istiyorum.
İlahiyat fakültelerinden mezun olacak biz öğrencilerin, hayatı boyunca edineceği çeşitli mesleklerde, görev alacağı çeşitli kurum ve kuruluşlarda, muhatabının insan olacağı yadsınamaz bir gerçektir.
Bu sebeple öğretmen, müftü, vaiz, imam hatip ve kuran kursu öğreticisi olarak muhatap kitlemizin insan olması ve dolayısıyla pedagojik formasyon niteliğine sahip olmamız, elzem bir durum teşkil etmez mi? 2010 yılında Danıştay Başkanlığı 8. Dairesinin, İlahiyat Fakültelerini, Fen Edebiyat Fakülteleri ile bir tutmasından dolayı, vermiş olduğu “formasyon iptal kararı” nın da haksız ve geçersiz olduğu, bu gereklilikle ortaya çıkmaktadır. İşte bunun için ilahiyat fakülteleri müfredatına şartsız koşulsuz bir şekilde, formasyon derslerinin dahil edilmesini istiyoruz.
Bugünlerde ise 4+4+4 eğitim sistemi ve beraberinde seçmeli olarak Kuran’ı Kerim, Temel Dini Bilgiler ve Siyer derslerinin, milli eğitim müfredatına dâhil edilmesiyle azımsanamayacak bir öğretmen açığı da ortaya çıkmıştır. Yeterli sayıda Din dersi öğretmeni bulunmadığından, bu açık, ne yazık ki alan dışından beden eğitimi, müzik, matematik gibi branşlara sahip öğretmenlerle kapatılmaya çalışılmış, bunca öğretmen açığına rağmen haalaa mezun olduktan sonra ales şartı gibi saçmalıklarla dolu engeller karşımıza çıkarılmaktadır. Bu tablo ise, durumun ne kadar vahim olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Buna karşılık, İlahiyat Öğrencileri Platformu çatısı altında başlattığımız faaliyet ve eylemlerin, gazete, televizyon gibi kitle iletişim araçlarında ve sosyal medyada yankı bulması bizleri umutlandırmakla beraber, yeterli olmadığı da aşikârdır. Bu tepkimize karşılık, yetkililerden artık vaat değil, somut bir adım bekliyoruz.
ÖYLEYSE NELER YAPILMALIDIR?
1) 28 şubat sürecinin ardından kurulan, ilahiyat fakültelerinin içinin boşaltılmasını amaçlayan, hedeften, amaçtan, vizyon ve misyondan yoksun, içi boş, eğitim kalitesi düşük bir din kültürü ve ahlak bilgisi (DKAB) bölümünün kapatılması ve ilahiyatların tekrar kendi öz kimliğine kavuşturulması,
2) Formasyon meselesinde İlahiyat Fakültelerinin, Fen Edebiyat Fakülteleri ile aynı kefeye konularak mağdur edilmesine son verilmesi ve hukuki anlamda yaptırımların kaldırılması,
3) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, geleceğin yaygın din eğitimi kalitesi açısından, formasyon niteliğine sahip personel ihtiyacını, ufak bir yasal düzenleme yaparak kamuoyuna duyurması,
4) Bu konuda yetkili bürokrat ve siyasilerin, bir an önce hukuki ve yasal süreçleri başlatıp, ilahiyat fakültelerini bu zulümden, gelecek nesilleri yetiştirecek olan bizleri de “Niteliksiz Din Eğitimcileri” olma tehlikesinden kurtarmaları;
5) Ve son olarak da, Pedagojik formasyon derslerinin, lisans eğitimi döneminde, ilahiyat müfredatına, dahil edilmesi gerekmektedir.
 
TEŞEKKÜRLER…
---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.