Öğrencilerime PRATİK Öğütler
Ülkemiz gündemi çok hızlı değişiyor. Tartışmalara, sürekli yenileri ilave ediliyor. Ülkemiz insanı, çok sert tartışmalara giriyor, taraflar birbirine insanın insana nadiren söyleyeceği sözlerle hitap ediyorlar. Bu durumdan öğrencilerim çok etkileniyor. Hatta bazılarının hayata bağlılıkları bile azalabiliyor. Bilgi ve görgülerime dayanarak öğrenci dostlarıma bazı pratik öğütlerde bulunmak istiyorum:
1-Şartlar ne olursa olsun, tartışmalar ne kadar sertleşirse sertleşsin; hepimizin ve elbette sizlerin hayat boyu sürdürmesi gereken en önemli uğraş, kendimizi bilgi, düşünce ve ahlak bakımından yetkinleştirmektir. BU ÜÇ AMACA HİZMET ETMEYEN her tartışma ve her konu, zihnimizi ÖNCELİKLİ OLARAK MEŞGUL ETMEYE LAYIK DEĞİLDİR;
2-Doğrudan kendinizle, başkalarıyla veya ülkemizle ilgili bir mesele ortaya çıktığı zaman; ancak ve ancak sizin beden ve ruh sağlığınız sağlam olursa ona katkıda bulunabileceğinizi unutmayınız; dolayısıyla sağlığınızı bozacak kadar bir mesele üzerinde yoğunlaşmak doğru değildir; sağlığınızı bozma pahasına bir konuya abanmak, hem ülkemize, hem de size zararlıdır;
3-Ülkemiz ASIRLARDIR inişler ve çıkışlar yaşıyor. Her yaşanan sorunu; kendimizin, ailemizin, milletimizin veya devletimizin SONUNU GETİRECEK bir mesele olarak görmek büyük hatadır. ÖZELLİKLE SON GÜNLERDE YAŞADIĞIMIZ TARTIŞMALARIN ülkemizin ASIRLIK SORUNLARINI çözmeye fazla katkısı yoktur, olmayacaktır. Bundan dolayı da bu tartışmaları ve tartışmalar sırasında yazılanları ve söylenen sözleri HADDİNDEN FAZLA CİDDİYE ALMAYINIZ;
4-Ülkemizle ilgili tartışmalarda görüş sahibi olmanızdan ve onu savunmanızdan memnuniyet duyuyorum. FAKAT tartışmalar yaparken, mevcut görüşlerinizi ASLA DEĞİŞMEZ dogmalar saymak yerine, NEYİN DOĞRU OLDUĞUNU ARAMAK İÇİN yola çıkarsanız katıldığınız tartışmaların size çok yararı dokunacağını fark edeceksiniz; AKSİNİ yaparsanız kısa zamanda ZARARINI GÖRECEKSİNİZ;
5-Tartışmalar sırasında AHLAKİ İLKELERİ ÇİĞNEYENLERE olabildiği kadar AÇIK TAVIR ALMALI ve hiç kimseyi İSTİSNA ETMEDEN onlara karşı durmalıyız. Bununun dışındaki görüş ayrılıklarını tartışırken olabildiği kadar EDEPLİ ve YUMUŞAK ÜSLUP KULLANMALIYIZ;
6-Tartışmalar sırasında, mümkün olduğu kadar, ŞAHISLAR ve KURUMLAR/kuruluşlar üzerinde değil, DÜŞÜNCE ve ZİHNİYET üzerinde yoğunlaşınız; dolayısıyla da kimseyi sonsuza kadar dost veya düşman bellememeliyiz;
7-Toplum ve siyasette etkili olan kişiler kim olursa olsun, onların HEPİMİZİ YANLIŞ YÖNLENDİREBİLECEKLERİNİ ve bizlere yalan söyleyebileceklerini dikkatten uzak tutmamalıyız. Dolayısıyla da HEPİMİZ daha iyi bilen ve gören birileri tarafından yönlendiriliyor olabiliriz. Böyle bir durumda OLABİLDİĞİ KADAR; duyduğumuz sözlere ve okuduğumuz metinlere İHTİYATLA YAKLAŞMALIYIZ;
8-AHLAKSIZLARIN, ülke/millet düşmanlarının ve işbirlikçilerin; her grup, parti, cemaat, cemiyet, tarikat, dernek, vakıf vs. içinde bulunabileceğini mutlaka dikkate almalıyız. Dolayısıyla, herhangi bir gruba mensup isek, o grubun içindeki ahlaksız ve hainlerin TUZAKLARINA DÜŞMEMEK İÇİN gayret etmeliyiz;
9-Herhangi bir konu hakkında fikir beyan ederken veya yazarken; sözlerinizi ve yazılarınızı BUNDAN ON, YİRMİ, ELLİ, YÜZ SENE SONRA DA aynı şekilde yazıp yazamayacağınızı düşününüz; içeriik ve üslubu da buna göre belirleyiniz;
10-Duyduğunuz ve okuduğunuz her şeye; KENDİNİZİ düşünce, bilgi ve ahlak bakımından geliştirmek için bir ARAÇ GÖZÜYLE BAKININIZ. Dolayısıyla da o söz ve metinlerden istifade etmeye çalışınız. Böyle olunca, söz ve metinleri, İNANILACAK NASLAR GÖZÜYLE DEĞİL, kendinizi yetiştirmeye yarayan DERS MALZEMELERİ OLARAK kabul ederseniz, YAŞADIKLARINIZDAN daha çok zevk alır, anlamlı bir hayat sürmeniz de daha çok mümkün olur.
SON SÖZ: Bu satırları yazan kişi; katıldığı veya şahit olduğu her tartışmadan, okuduğu her metinden, duyduğu her sözden HİKMETLER ÇIKARMAYA ÇALIŞMAKTADIR. ONLARI, daha iyi düşünmek ve ahlaken daha çok olgunlaşmak için birer ÖĞRETMEN OLARAK GÖRMEKTEDİR. Bundan dolayı da ÇOĞU ZAMAN MUTLUDUR, sevinçlidir, yaşamaktan ZEVK ALMAKTADIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.