TANPINAR’dan YÜZKIZARTICI Dersler-1
Ülkemiz, sürekli büyük çalkantılar yaşıyor. Özellikle, tarihimizin son üç yüz yılına baktığımızda bu hüküm kesinlikle doğrudur. 19. yüzyıldan beri devam eden medeniyet ve din tartışmalarını, ardından gelen rejim değişikliklerini; kaybedilen savaşları; kaybedilen milyonlarca kilometre kare ülke toprağını ve koca Osmanlı Devleti’ni; nihayet Cumhuriyet’in başlarında yapılan büyük değişiklikleri, özellikle harf değişikliğini, Milli Şef dönemini, demokrasi dönemine geçişin sıkıntılarını; 1960, 1970, 1980 ve 1997 tarihli askeri darbeleri ve idam edilen Başbakan Adnan Menderes’i göz önüne aldığımızda ne kadar büyük sıkıntılar yaşadığımız kendiliğinden anlaşılır.
Örnek olarak verilen anılan değişiklikler, olaylar ve sıkıntılar
sırasında, milletimizin bütün fertleri sarsılmış, şaşırmış, darbe yemiş,
ölümlerden ölüm beğenecek hale gelmiştir. Aynı şekilde; düşünürlerimiz,
yazarlarımız, bilginlerimiz, akademisyenlerimiz ve gazetecilerimiz de
sarsılmışlardır.
Bilgin, düşünür ve yazarlarımız arasından bazıları, anılan olaylardan ve
tartışmalardan dolayı mecnuna dönmüşler, bazıları ise doğru bilgilere
dayanmaksızın ve ahlak ilkelerine riayet etmeksizin, sağa sola yalanlar ve
iftiralar atmışlardır. Bunlar adeta, DÜMENİ KIRILMIŞ GEMİ GİBİ ROTALARINI
ŞAŞIRMIŞLAR, SERSERİ MAYIN GİBİ SAĞA SOLA SAVRULMUŞLARDIR.
Büyük edebiyat tarihçimiz, bilim adamımız, romancımız, şairimiz,
akademisyenimiz ve düşünürümüz PROF. AHMET HAMDİ TANPINAR (Ölümü: 1962)’ın 27
Mayıs 1960 Askeri Darbesi’nden hemen sonra yazdığı bir makaledeki tavrı ve
görüşleri, KELİMENİN TAM ANLAMIYLA BİR KEPAZELİKTİR ve rotasını şaşırmış bir
düşünürün ve yazarın mükemmel bir örneğini sunmaktadır.
Tanpınar’ın Askeri Darbe’den yaklaşık iki hafta sonra, Cumhuriyet
Gazetesi’nde 14 Haziran 1960 tarihinde yayımladığı ve aynı yıl askeri darbeyi
yapanlar tarafından darbeyi meşrulaştırmak amacıyla ‘AK DEVRİM’ adıyla
bastırılan kitabın içine de alınan, ‘SUÇÜSTÜ’ başlıklı makalesinden bazı
parçaları dikkatlerinize sunmak istiyorum (Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Suçüstü’, Ak
Devrim içinde, Ankara-1960, Başbakanlık Devlet Basımevi, s.132-135).
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın makalesini ve bu makalede yazılanları gündeme
getirme sebeplerim ise şunlardır:
1-Ülkemiz son aylarda; RÜŞVET, YOLSUZLUK, PARALEL DEVLET, TELEKULAK,
VATAN HAİNİ, HÜKÜMETİ DEVİRME, YARGI DARBESİ, ULUSLAR ARASI KOMPLO, TÜRKİYE’ye
TUZAK, CEMAAT KOMPLOSU, ERGENEKON, DERİN DEVLET, SAHTE PEYGAMBER, SAHTE ALİM,
ÇETE LİDERİ, HORTUMCU VAKIF, YOLSUZLUK HAVUZU, YOLSUZLUK YAPAN SİYASETÇİLER ve HIRSIZ
BÜROKRATLAR, HAVUZ FETVACISI, BESLEME BASIN, BESLEME GAZETECİ, BESLEME YAZAR
gibi kavramların ya da ifadelerin bolca kullanıldığı büyük bir tartışmaya sahne
olmaktadır;
2-Bu tartışmalara katılan her iki taraftan pek çok kişi; AHLAK DIŞI, AKIL
DIŞI, BİLİM DIŞI, DİN DIŞI, vatanseverlik dışı ve ülke menfaatlerini gözetmeyen
SUÇLAMALAR İÇEREN İFADELER KULLANMAKTADIRLAR. Böyle ifadeler kullanan, görüşler
savunan ve karşı tarafı mahkum etmeye çalışan bireyler, HİÇBİR AHLAKİ İLKEYE
RİAEYET ETMEMEKTEDİRLER;
3-Tartışmaların tarafı olan bazı dini gruplar, bu dini dini grupların
liderleri ve taraftarları, dini hizmet adı altında faaliyette bulunan bazı
vakıf ve derneklerin yöneticileri; AHLAK DIŞI ve YÜZ KIZARTICI İFTİRALAR ATARAK
MUHATAPLARINI MAHKUM ETMEYE ÇALIŞMAKTADIRLAR;
4-Tartışmalarda, bir tarafı tutan bazı akademisyenler, bazı üniversite
hocaları, bazı ilahiyatçılar, bazı din uzmanları, bazı yazarlar ve bazı
gazeteciler; tam bir PROPAGANDACI ve İFTİRACI ROLÜ ÜSTLENEREK AKILLARINA NE
GELİRSE SÖYLEMEKTE ve YAZMAKTADIRLAR. Böyle çirkinlikleri yaparken de zerre
kadar UTANMA DUYMAMAKTADIRLAR;
5-Tartışmalar sırasında çoğunlukla AHLAK İLKELERİNE UYULMADIĞI İÇİN;
tartışmanın taraflarından bazıları HER KURUMU, HER DEĞERİ, HER KAVRAMI, HER
OLAYI, HER DİN EĞİTİMİ-ÖĞRETİMİ KURUMUNU ve HER KUTSALI, kendi şahsi ya da grup
veya parti çıkarları için İSTİSMAR ETMEKTEN ÇEKİNMEMEKTEDİRLER;
6-Açıkça ÇIKARLARA ALET EDİLEN din eğitimi-öğretimi kurumları ve dini
hizmet müesseselerinde öğretmenlik yapan, öğrenci olarak okuyan ya da din
görevlisi olarak çalışan kişilerin pek çoğu bu istismara sessiz kalmaktadır; şu
ana kadar onların KENDİLERİNİ ve KURUMLARINI KORUMAK İSTEDİKLERİNE DAİR GÜÇLÜ
BİR SES DUYAMADIK;
7-Bu kadar akıl ve ahlak dışı tartışmalar olurken; insanları sakinleşmeye,
doğru düşünmeye ve ahlaklı davranmaya davet etmeleri beklenen sahih din
uzmanları, sahih bilginler, sahih gazeteciler ve sahih yazarlar, sahih din
önderleri ise ya sessiz kalmaktadırlar ya da taraflardan birini tutmaktadırlar;
8-Bütün bunların yanı sıra, utanmaz bir dindarımsı ULAMA; yolsuzluk ve
hırsızlığı meşrulaştırıcı fetva verdiğini itiraf etmiştir. Bu itiraf ile,
AHLAKSIZLIĞI, HAYASIZLIĞI, DEVLET ve KAMU MALINI HORTUMLAMAYI FIKHEN ve AHLAKEN
MEŞRULAŞTIRMAYA CÜR’ET ETTİĞİ ve bütün yolsuzlukların kuramcısı olduğu ortaya
çıkmıştır. İşin garibi ise, böyle bir sıkılmazın bu teşebbüsüne, hakiki din
alimlerinden büyük bir tepki gelmemiştir;
9-Her zaman olduğu gibi; sadece şahsi çıkarını düşünen, her dönemde çıkar
elde etmeye çalışan, menfaatçi ve sahtekar bir güruh ise, kimin galip
çıkacağını beklemekte, kim galip çıkacaksa ilk fırsatta onun yanında yer alıp
mağlup olana sövmek ve onu ezmek için tetikte beklemektedir;
10-Tartışmalar sırasında; bütün endişesi ülkemiz, dinimiz ve ahlakımız
olan bazı kişiler ise, tarafları teenniye davet etmekte, ahlak dışına
çıkmamaları yönünde onları uyarmakta, doğru düşünmek ve karar almak için neler
yapılabileceğine dair teklifler sunmaktadırlar;
11-Büyük bir kısmının iyi niyetlerinden ve samimiyetlerinden emin olduğum
halkımızın, yazarlarımızın, düşünürlerimizin ve bilim adamlarımızın pek çoğu
ise, bütün bu olup bitenleri şaşkınlıkla izlenmekte; olayların ve tartışmaların
ülkemize ve dinimize zarar vermeden sonuçlanmasını temenni etmektedirler;
taraflara, edepli olmaları yönünde sürekli telkinde bulunmaktadırlar;
İşte, ülkemizde son aylarda şahit olduğumuz tartışmalara taraf olan veya
olmayanların, olayları ve tartışmaları daha doğru değerlendirebilmelerine ve
daha iyi tavır alabilmelerine yardımcı olacağı umuduyla Ahmet Hamdi Tanpınar’ın
yukarıda künyesini verdiğim makalesinde yazdıklarından örnekler vermek
istiyorum.
(Yazının DEVAMI BUNDAN SONRAKİ MAKALEDEDİR, lütfen oraya bakınız)
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.