1 Mart 2014 Cumartesi

ANKARA İLAHİYAT’lılar ASLA UNUTMAMALI



ANKARA İLAHİYAT’lılar ASLA UNUTMAMALI

Kurum tarihçiliği, ülkemiz bilim ve düşünce hayatının en zayıf yönlerinden biridir. Özellikle eğitim-öğretim kurumlarımızın tarihiyle ilgili araştırmaların yok denecek kadar az olduğunu ifade edersem, lütfen, abarttığımı sanmayınız.

Kurum tarihi yazılmayınca, KURUM BİLİNCİ ve KİMLİĞİ de oluşmuyor. Bu yöndeki çabalar da büyük engellerle karşılaşıyor, adeta bir saman alevi gibi sönüp gidiyor.

Kurum bilinci olmayınca ise, üzülerek belirtelim ki, kurumlarda GELENEK de tesis edilemiyor. Kurumlarımız geleneğe sahip olmayınca, düşünce ve bilim geleneğinin kurulması için en temel şartlardan biri yerine getirilmemiş oluyor.

Türkiye’deki fakülteler arasında; pek çok eksiği bulunsa da, kurum bilincine ve kimliğine, dolayısıyla bir akademik geleneğe sahip olan nadir kurumlarımızdan birinin, Ankara Üniversitesi İLAHİYAT FAKÜLTESİ olduğu kanaatindeyim. Onlarca ve yüzlerce eksiğine rağmen Ankara İlahiyat, ülkemizdeki bütün üniversiteler ve fakülteler arasında seçkin bir yere sahiptir. Bu seçkinliğinin en önemli sebeplerinden biri, öğrencilerine ‘ANKARA İLAHİYAT’LILIK KİMLİĞİ VEREBİLMESİ’ olmalıdır.

Bu kadar büyük bir önemi haiz olan ve benim de lisans tahsilimi yaptığım Ankara İlahiyat hakkındaki araştırmalar bile YOK DENECEK KADAR AZDIR. Bir kaç küçük çalışmanın dışında, elimizde hiçbir araştırma yoktur. Böyle olunca, kurum kimliği kazandırmakta istenilen düzeyde olduğunu söylemek çok zordur.

Ankara İlahiyat’ın, 1949 yılında açıldığına dair bilgiyi her yerde bulabilirsiniz, ilgili kişiler de bu tarihi elbette çok iyi bilirler. Ancak, 1949 yılının hangi ay ve gününde açıldığı, her yerde bulunmadığı gibi herkesçe de bilinmemektedir.

Kuruluşundan on iki yıl sonra, 1961 yılında Ankara İlahiyat tarafından yayımlanan albümde belirtildiğine göre, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin AÇILIŞ TARİHİ, 21 KASIM 1949’dur
(Bakınız: İlâhiyat Fakültesi Albümü, 1949-1960, Ankara-1961, A.Ü.İlahiyat Fakültesi Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, s.11).

Şimdiye kadar, Ankara İlahiyat’ın ve mensuplarının yaptığı hiçbir faaliyette 21 Kasım’ın önemli bir yere sahip olduğunu ne gördüm, ne de duydum. Hatta, 1981-1986 yılları arasında bu fakültede okurken de bize kimse, fakültemizin açılış tarihi hakkında bilgi vermedi.

Madem ki kurum kültürü ve tarihi önemli. Mademki, kurum tarihini bilmek ve çalışmak, kurumun geleneğe sahip olmasına katkıda bulunuyor. Madem ki, Ankara İlahiyat ülkemizdeki yüksek öğretim kurumları arasında kurum kimliği veren en önemli eğitim-öğretim kurumlarından biridir.

Öyleyse, bundan sonra; Ankara İlahiyat’ın idarecileri, hocaları ve öğrencileri, 21 Kasım 1949’u asla unutmamalıdırlar. Sadece unutmamak değil; aynı zamanda her yıl 21 Kasım’da fakülte içinde ve mümkünse dışında fakültemizin kuruluş yıldönümüyle ilgili faaliyetlerde bulunmalıdırlar. Ayrıca, fakülteyle ilgili bütün yayınlarda ve faaliyetlerde bu tarih mutlaka kaydedilmelidir.

Ey Ankara İlahiyatlılar! 21 Kasım 1949’u unutmayalım, e mi?

Ey Ankara İlahiyat’ın eski ve yeni öğrencileri, mezunları! İdarecilerimiz 21 Kasım’ı unutabilirler, her zaman olduğu gibi meşguldürler. Biz öğrenciler olarak bu tarihi unutmayalım, e mi?
---

---

Harun Anay/01.03.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.