YUSUF HAS HÂCİB’den YÖNETİCİLERE ÖĞÜTLER
Türklerin binlerce yıldır yönetim tecrübesi
olduğunu biliyoruz. Bu yüzden, hemen hemen her dönemde yöneticilerini iyi
yetiştirmeye çalışmış bir milletiz. Osmanlı Dönemi’nde bu konuya ne kadar büyük
bir önem verildiğine pek çok örnek vermek mümkünse de, Enderun Mektebi’nin
devletin kuruluş dönemlerinde teşekkül etmesini hatırlamak bu konuda kafi
derecede ikna edicidir.
Yönetim, yönetici, yönetici-halk ilişkisi
gibi konularda gerek Türkçe, gerekse Arapça ve Farsça yazılmış eserlerin
sayısı, binlerle ifade edilebilecek kadar fazladır. Bu türden eserlerin
yazarlarını ve bulundukları yerleri yıllardır tespit etmeye çalışıyorum. Araştırmamı
henüz tamamlayamadığım için, maalesef, konuyla ilgili eserlerin listesini
sizlere sunabilecek durumda değilim.
Siyaset ve ahlak felsefesiyle ilgili
Türkçe’de kaleme alınmış ilk ve en önemli eserlerden birinin Yusuf Has Hâcib’in
onbirinci (11.) yüzyılda kalem aldığı KUTADGU BİLİG adlı eseri olduğunu ifade
edebiliriz. Bu eser, hem genel Türk düşüncesinin, hem de ahlak ve siyaset
felsefemizin başyapıtlarından biridir. Konuyla ilgili Türkçe yazılan kitaplar
arasında ise, en önemli klasiğimizdir. Özellikle Türk düşünce ve bilim
tarihiyle ilgilenenlerin ellerinden düşürmemesi gereken bir anıt kitaptır.
Bu kadar büyük önemi haiz olmasına rağmen;
pek çok yönetici ve idarecimizin Kutadgu Bilig’in varlığından bile haberdar
olduklarını sanmıyorum. Hatta ve hatta, kendilerine düşünür ve bilgin denilen bazı
kişilerin bile, bu eseri okuduklarını söyleyebilmek zordur.
Böyle bir bilgisizlik söz konusu olunca, gelenekten
ve tarihi birikimimizden kopuk bir siyaset ve idare anlayışının Türkiye’de
hakim olması kaçınılmaz olmaktadır. Dolayısıyla da, ülkemizin ve milletimizin
onlarca, yüzlerce sorunla boğuşmak mecburiyetinde kalmasına da şaşırmamalıyız.
Yusuf Has Hâcib’in, yönetici ve idarecide
hangi özelliklerin bulunması gerektiğine dair bazı görüşlerini aşağıya
alıntılamak istiyorum. Böylece, binlerce yıllık tecrübe birikimimizin dikkate
alınmamasının sonuçları üzerinde de hepimize düşünme imkanı doğacaktır.
Büyük üstadımız, efendimiz, Bediüzzeman Yusuf
Has Hâcib, Kutadgu Bilig’de buyuruyor ki:
1-‘Eğer dikkat edersen, görürsün ki, dünya
beyleri arasında en iyileri türk beyleridir’
‘Bu türk beyleri arasında adı meşhur ve
ikbâli ayan-beyan olanı Tonga Alp-Er idi’
‘O yüksek bilgiye ve çok fazilete sâhip
idi; bilgili, anlayışlı ve halkın seçkini idi’
‘İranlılar ona Efrâsiyâb derler; bu
Efrâsiyâb akınlar salıp, ülkeler zaptetmiştir’
‘Dünyaya hâkim olmak ve onu idâre etmek
için, pek çok fazîlet, akıl ve bilgi lâzımdır’
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.31/276-281).
2-‘Bu cihana hâkim olmak için, bin türlü
fazîlet gerek; yaban eşeğini alt etmek için, arslan olmak gerek’;
‘Dünyaya hâkim olana binlerce fazîlet
lâzımır; o bunlar ile eli-günü idâre eder ve sisleri dağıtır’;
‘O bunlar ile kılıç çalar ve düşmanın
boynunu keser; memleketi ve halkını kanun ylu ile nizam altında bulundurur’;
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK,
s.154/284-286).
3-‘Hükümdarın ihtiyatlı olması memlekete
fayda getirir; bu fayda ile memlekette huzûr temin edilir’;
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.42/448).
4-‘Beylik çok iyi bir şeydir, fakat daha
iyi olan kanundur ve onu doğru tatbik etmek lâzımdır’;
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.43/454).
5-‘Halkın içinde yükselip, ikbâle eren
insan halka hep iyi kanunlar tatbik etmelidir’
‘Kim halka hâkim olursa, onun tabiatı
yumuşak, tavır ve hareketi asîlâne olmalıdır’
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.49/545-546).
6-‘..Beye yakın
olursan, kendini iyice kolla!’
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.57/650).
7-‘..Kendini efendin ile bir tutma!’
‘..Beyine karşı kafa tutma, başını
gözet!..’
‘Bu beyler âteştir, âteşe yaklaşma;
yaklaşırsan, yanmak muhakkaktır.’;
‘İhmâlci olma, beyler yanar âteştir; yanar
âteş, ona yaklaşan için bir felâkettir’;
‘Dikkat edersen, beyler gerçekten yanar
âteş gibidir; kafa tutanın başını koparır ve kanını emer’;
‘Sana fazla bakarsa, onun bakışından kork;
eğer korkmazsan, o seni korkmağa mecbur eder’;
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.58/651-656).
8-‘İster oğlum, ister yakınım veya hasımım
olsun; ister yolcu, geçici, ister misâfir olsun’;
‘Kanun karşısında benim için bunların hepsi
birdir; hüküm verirken, hiç biri beni farklı bulmaz’;
‘Bu beyliğin temeli doğruluktur; beyler
doğru olursa, dünya huzura kavuşur’;
‘..Kim akıllı insanın yolunu tutarsa, iş
yoluna girer’;
‘Beyliğin temeli doğruluk üzerine
kurulmuştur; doğruluk yolu beyliğin esâsıdır’;
‘Bey doğru olur ve ülkeye böyle hüküm
ederse, bütün dileklerine kavuşur’;
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.70/817-822).
9-'Beyler kötü
hareket ederlerse, kötüler kuvvetlenir, iyi an'aneleri bozarlar'
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.377/5226).
10-‘Halka kanunu
doğru ve dürüst tatbik et ki, kıyâmet gününde bahtiyar olasın’
‘Sen bu dünyanın beyisin, ona kul olma; o
seni bırakmadan, sen onu dul bırak’
‘Fazla kibir ve gurûra kapılma; bu dünyaya
güven olmaz, sen ondan vaz geç’
‘İyi insanları kendine yakın tut;
kötülerden uzak dur; zararları dokunur’;
‘İşini insanların harisine tevdi etme,
yemeğini nankör insanlara yedirme’;
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.108/1374,
1375-1379).
11-‘Ey hükümdar, gayret et, kendin iyi ol;
beyi iyi olursa, halk da iyi olur’
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.108/1411).
12-‘Harama karışma, zulüm etme, insan kanı
dökme, düşmanlık besleme ve kin gütme’;
‘Eğer devamlı ve ebedî beylik istiyorsan,
adâletten ayrılma ve halk üzerinden zulmü kaldır’;
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.112/1433,
1435).
13-‘Ey hükümdar, bu saltanatın uzun
sürmesini istersen, şu birkaç işi yap, şu birkaç şeyi de bırak’
‘Adâletle iş gör, buna gayret et; hiç
birzaman zulüm etme; Tanrıya kulluk et ve onun kapısına yüz sür’;
‘İkincisi-gâfil olma, dikkatli ol, uyanık
dur; sana başkasının yüzünden, ansızın, bir suç insat edilmesin’
‘Heves ve öfke ânında hiçbir iş yapma; her
iki hâlde dişini sık, sabret’
‘Bu birkaç şeye dikkat edersen, memleket
gözetilmiş olur; saltanat uzun sürer ve sana sulh ve sükûn te’min eder’
‘Bütün iyilere hürmet göster ve onları
yükselt; kötülere yüz verme, onları kapına dahi yanaştırma’
‘Kötü teâmül kurma, iyi kanun koy; ömrün
iyi geçer ve saâdet sana yâr olur’
‘Ey kanun yapan, iyi kanun koy; kötü kanun
yapan kimse, daha hayatta iken, ölmüş demektir’
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK,
s.113/1450-1456, 1458).
14-‘Ey hakîm devlet adamı, kötü teâmül
koyma; kötü kanunlarla dünyaya hüküm edilmez’
‘Bir kimse kendi zamanında kötü teâmül
vaz’ederse, kendisinden sonra kötü bir nâm bırakmış demektir’
‘Bir kimse iyi kanun vaz’edip bıraktı mı;
adının ayakta durmasını sağlamış demektir’;
‘Ey iktidar sâhibi kötü hereketleri
benimseme; kötü hareket seni her iki dünyada inletir’
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.114/1459-1463).
15-‘Doğruluk, hayâ ve iyi hareket -bu üçü
kimde birleşirse, o insan mes’ûd olur’
(Bakınız: Yusuf Has
Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.128/1664).
Üstadımız Yusuf Has Hâcib’in, yönetici ve
idarecilerle ilgili düşüncelerinin hepsi değil, bazılarıdır bunlar. O ne
diyoooorr biz ne yapıyoruz değil mi? Bundan yüzlerce yıl önce yaşamış bir Türk
düşünürü ne tavsiye ediyor, biz nasıl davranıyoruz değil mi?
Tarih, büyük güçtür. Hele siyaset ve ahlak felsefesi
tarihi insanı dehşet içinde bırakır, düşüncelere gark eder. Ahlak ve siyaset
metinlerimiz dikkatli bir şekilde okunursa büyük ufuklar açar. Böyle bir çaba
içinde bulunmak, hem onları okuyanların kendilerine hem de idare ettikleri
toplumlara büyük katkıda bulunur.
Binlerce yıldır süzüle süzüle bize kadar
gelen ahlak ve siyaset düşüncesi tarihimizden habersiz olanlar ise, iyi niyetli
bile olsalar, maalesef ülkemizin ve milletimizin geleceğine zarar verirler,
verebilirler.
Ne diyelim?
---
Harun Anay/06.01.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.