İLİM ALEMİMİZDE YENİ GELİŞMELER
Haberiniz olmayabilir diye, memleketimizin ilim hayatından bazı yeni
haberleri sizlerle paylaşmak istiyorum:
1-Büyük bir çoğunlukla toplanan kelamcılar (yani teologlar), oy birliği
ile İslam’a göre Tanrı’nın bir olduğuna karar verdikten sonra Tanrı’nın pek çok
sıfatı bulunduğunu ve onların hepsinin birbirinden değerli olduğunu kayıt
altına aldılar. Ayrıca Allah’ın peygamberlere vahiy
gönderdiğinin bütün kutsal kitaplarda yazdığını, cennete sadece fıkıhçıların
gideceğine dair sözün bir hadis olmayıp Aristoteles’e ait olduğunu beyan
ettiler.
2-Mesleklerinin İslam ile eş anlama geldiğini
iddia eden Fıkıhçılar Birliği üyeleri, namazın temel ibadetlerden biri olduğunu
dosta düşmana duyurdular. Bunun yanı sıra yeni içtihatlar olarak; beyaz
boynuzlu keçilerin kurban edilmesinde icma bulunduğunu, rüşvet alıp verirken
abdestli olmanın -sanıldığının aksine- dört mezhepte haram olduğunu, mudarebe
usulü kurulan şirketlerin merkez binalarının bir katlı olması gerektiğini, en
iyi doktora tezinin ancak Arapça bilerek yapılabileceğini, Arap ülkelerindeki
en sathi mollanın bile Osmanlı döneminde yaşayan fukahadan daha güvenilir
olduğunu ve Mevlit okutmanın kesinlikle haram olduğunu ilan ettiler. Amerikan
Başkanı Obama’nın fıkıh kuralları bilmesi halinde Amerikan iktisadını düzlüğe
çıkartıp çıkartamayacağı Şer’i bir mesele olmakla birlikte, bu hususun bundan
sonraki toplantıda görüşüleceğini basına açıkladılar.
3-İslam felsefecilerinin en önde gelenleri
yeni gelişmeleri değerlendirip; Gazzali’nin Sokrates’in öğrencisi olma
ihtimalinin yüksek olduğunu, felsefede en önemli meselenin varlıklar Tanrı’dan
sudur ederken onu gören olup olmadığı meselesi iken bazı cahillerin
solucanların omurgasından uçak yapılır mı gibi saçmalıklarla bizi meşgul
ettiklerini, Farabi’nin ayakkabı numarasının İbn Sina’nınkinden küçük olmasının
bir insanın büyük filozof olmasını etkilemeyeceğini, insanların iki burnu ve
iki kulağı olduğunu, Gazali ile İbn Rüşd arasındaki tartışmada ikisinin de
haklı olabileceğini ama en çok haklı olanın Şafii Hazretleri olduğunu ve eğer
Kindi Heidegger’den etkilenmeseydi İslam felsefesinin daha özgün
gelişebileceğini yazılı olarak basına duyurdular. Soru cevap kısmında kararları
duyuran İslam filozofu, bugün en büyük felsefi tehdidin müsteşriklerden
geldiğini ifade ettikten sonra bu görüşünü Henri Corben ve Wittgenstein’in
yazılarından alıntılar yaparak delillendirdi.
Harun Anay/Ağustos 2013
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.