30 Ağustos 2013 Cuma

İLİM ALEMİMİZDE YENİ GELİŞMELER




İLİM ALEMİMİZDE YENİ GELİŞMELER

Haberiniz olmayabilir diye, memleketimizin ilim hayatından bazı yeni haberleri sizlerle paylaşmak istiyorum:
1-Büyük bir çoğunlukla toplanan kelamcılar (yani teologlar), oy birliği ile İslam’a göre Tanrı’nın bir olduğuna karar verdikten sonra Tanrı’nın pek çok sıfatı bulunduğunu ve onların hepsinin birbirinden değerli olduğunu kayıt altına aldılar. Ayrıca Allah’ın peygamberlere vahiy gönderdiğinin bütün kutsal kitaplarda yazdığını, cennete sadece fıkıhçıların gideceğine dair sözün bir hadis olmayıp Aristoteles’e ait olduğunu beyan ettiler.
2-Mesleklerinin İslam ile eş anlama geldiğini iddia eden Fıkıhçılar Birliği üyeleri, namazın temel ibadetlerden biri olduğunu dosta düşmana duyurdular. Bunun yanı sıra yeni içtihatlar olarak; beyaz boynuzlu keçilerin kurban edilmesinde icma bulunduğunu, rüşvet alıp verirken abdestli olmanın -sanıldığının aksine- dört mezhepte haram olduğunu, mudarebe usulü kurulan şirketlerin merkez binalarının bir katlı olması gerektiğini, en iyi doktora tezinin ancak Arapça bilerek yapılabileceğini, Arap ülkelerindeki en sathi mollanın bile Osmanlı döneminde yaşayan fukahadan daha güvenilir olduğunu ve Mevlit okutmanın kesinlikle haram olduğunu ilan ettiler. Amerikan Başkanı Obama’nın fıkıh kuralları bilmesi halinde Amerikan iktisadını düzlüğe çıkartıp çıkartamayacağı Şer’i bir mesele olmakla birlikte, bu hususun bundan sonraki toplantıda görüşüleceğini basına açıkladılar.
3-İslam felsefecilerinin en önde gelenleri yeni gelişmeleri değerlendirip; Gazzali’nin Sokrates’in öğrencisi olma ihtimalinin yüksek olduğunu, felsefede en önemli meselenin varlıklar Tanrı’dan sudur ederken onu gören olup olmadığı meselesi iken bazı cahillerin solucanların omurgasından uçak yapılır mı gibi saçmalıklarla bizi meşgul ettiklerini, Farabi’nin ayakkabı numarasının İbn Sina’nınkinden küçük olmasının bir insanın büyük filozof olmasını etkilemeyeceğini, insanların iki burnu ve iki kulağı olduğunu, Gazali ile İbn Rüşd arasındaki tartışmada ikisinin de haklı olabileceğini ama en çok haklı olanın Şafii Hazretleri olduğunu ve eğer Kindi Heidegger’den etkilenmeseydi İslam felsefesinin daha özgün gelişebileceğini yazılı olarak basına duyurdular. Soru cevap kısmında kararları duyuran İslam filozofu, bugün en büyük felsefi tehdidin müsteşriklerden geldiğini ifade ettikten sonra bu görüşünü Henri Corben ve Wittgenstein’in yazılarından alıntılar yaparak delillendirdi.

Harun Anay/Ağustos 2013
 ----
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.