30 Ağustos 2013 Cuma

KADIN ADLARINA DAİR




KADIN ADLARINA DAİR
Aslında konu hem erkek hem de kadın isimleriyle ilgi, ama daha çok bunlardan ikincisyle ilgili sorun oluyor.
Tarihte kadın erkek isimleri ve lakapları hakkında ayrıca yazarım inşallah. Ama burada küçük bir değinide bulunacağım.
Geçenlerde hakikaten alim bir hocamız 'İhsan' kelimesinin de kadın adı olabildiğini, nitekim -galiba- 'Cemile İhsan' adlı birinin ikinci adının İhsan olduğunu söyledi. Yaşlı başlı olmasına rağmen konuyu bilmemesine şaşırdım.
İhsan belki kadın adı olabilir ama esas konu şu: Osmanlının son döneminde ve Cumhuriyet döneminde uzun süre kadın olsun erkek olsun insanlar baba ve/veya dedelerinin isismlerini de bir tür soyad gibi taşiyorlardı. Yani, uzun yazmak gerekirse bir kişi Fatma binti/kızı Ahmed veya Ahmed bin/oğlu Ali diye anılması gerekirken aradaki 'kızı/oğlu' kelimelerini kaldırıp sadece Fatma Ahmed veya Ahmed Ali derlerdi. Dolayısısyla ikinci isim kişinin adı değil babasının adıydı. Uzun adını söyleyince de elbette babasının adı da o kişinin adına dahil oluyordu. Bilimsel araştırmalarda kişinin baba adını bilme yollarından biri de budur.
Aynı durum bugün Arap ülkelerinde de söz konusudur. Bundan dolayı Ahmed Mustafa Muhammed ya da Hadice Mustafa Ahmed gibi isimlere çok rastlanabilir.
Bizden de örnekler vereyim: Hilmi Ziya Ülken'in adındaki 'Ziya' baba adıdır. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu'nun adındaki Fahri, baba adıdır. Necip Fazıl Kısakürek'in adındaki Fazıl, baba adıdır. Nurettin Ahmed Topçu'nun adındaki Ahmed, baba adıdır.
Nihayet, Halide Edib Adıvar'ın adındaki Edib baba adıdır.

Harun Anay/Ağustos 2013
---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.