KADIN ADLARINA
DAİR
Aslında konu
hem erkek hem de kadın isimleriyle ilgi, ama daha çok bunlardan ikincisyle
ilgili sorun oluyor.
Tarihte kadın
erkek isimleri ve lakapları hakkında ayrıca yazarım inşallah. Ama burada küçük
bir değinide bulunacağım.
Geçenlerde hakikaten alim bir hocamız 'İhsan' kelimesinin
de kadın adı olabildiğini, nitekim -galiba- 'Cemile İhsan' adlı birinin ikinci
adının İhsan olduğunu söyledi. Yaşlı başlı olmasına rağmen konuyu bilmemesine
şaşırdım.
İhsan belki kadın adı olabilir ama esas konu şu:
Osmanlının son döneminde ve Cumhuriyet döneminde uzun süre kadın olsun erkek
olsun insanlar baba ve/veya dedelerinin isismlerini de bir tür soyad gibi
taşiyorlardı. Yani, uzun yazmak gerekirse bir kişi Fatma binti/kızı Ahmed veya
Ahmed bin/oğlu Ali diye anılması gerekirken aradaki 'kızı/oğlu' kelimelerini
kaldırıp sadece Fatma Ahmed veya Ahmed Ali derlerdi. Dolayısısyla ikinci isim
kişinin adı değil babasının adıydı. Uzun adını söyleyince de elbette babasının
adı da o kişinin adına dahil oluyordu. Bilimsel araştırmalarda kişinin baba
adını bilme yollarından biri de budur.
Aynı durum bugün Arap ülkelerinde de söz konusudur.
Bundan dolayı Ahmed Mustafa Muhammed ya da Hadice Mustafa Ahmed gibi isimlere
çok rastlanabilir.
Bizden de örnekler vereyim: Hilmi Ziya Ülken'in adındaki
'Ziya' baba adıdır. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu'nun adındaki Fahri, baba adıdır.
Necip Fazıl Kısakürek'in adındaki Fazıl, baba adıdır. Nurettin Ahmed Topçu'nun
adındaki Ahmed, baba adıdır.
Nihayet, Halide Edib Adıvar'ın adındaki Edib baba adıdır.
Harun Anay/Ağustos 2013
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.