31 Ağustos 2013 Cumartesi

DİN ELDEN GİDİYOR!, NE DURUYORSUNUZ?




DİN ELDEN GİDİYOR!, NE DURUYORSUNUZ?
Bazı mütedeyyinler ve fıkıhçılar ile dindarımsıların, ulamanın ve İslamcımsıların hassas olduğu konular vardır. O konulardan söz açılınca muhatabınızın gözleri çakmak çakmak, tüyleri diken diken olur. Söz gelimi Vahhabi-meşreb fıkıhçılar ve ulamalar, bir yerde Mevlid okutulduğunu duyunca beyinlerinin bütün hücrelerini çalıştırarak böyle bir fiilin insanı küfre bile götüreceğini ayetlerden ve hadislerden delillendirirler, bu zanlarını güçlendirmek için bid’at ve sahabe uygulaması gibi onlarca kavramı devreye sokup celallenirler, sinirlenirler, bağırırlar, âdetâ yeni bir din kurucusuymuşcasına sizi hidayete ve ihtidaya davet ederler.
Ama bazı konular gündeme gelince, ulamayı hiç ortalıkta göremezsiniz. Dindarımsı sermaye sahiplerinin işçi haklarını ayaklar altına almaları, işçilerini sendikalı yapmamaları, onları düşük ücretle köle gibi çalıştırmaları gibi zulümleri duymazdan gelirler, sanki hiç haberleri yokmuş gibi davranırlar. Hatta daha da ileri gidip böyle şirketlere, Allah adına, İslam adına, Şeriat namına ve Ümmet’in hayrı için danışmanlık yaparlar, gizli fetva verirler.. Bütün bunları yaparken de elbette abdestleri tamdır.
Bu gibi kişilerin pislikleri hususunda az çok bilgi sahibi olduğum için hükümetimizin bazı üyelerinin KIZ ÇOCUKLARINI KÜÇÜK YAŞTA EVLENDİRMEYİ CEZALANDIRMAK İSTEMELERİ ve bu yönde mevzuat düzenlemesi yapmaya çalışmaları karşısında ulamanın kuyruklarını kıstırıp köşelerine çekilmeleri karşısında hiç şaşırmadım. Ortama göre sakal bırakma yiğitliğini gösteren, böylece açıkça veya zımnen sakal bırakmayı dinin temel emirlerinden biriymiş gibi sunan, anlı şanlı, celalli, vahhabi-meşreb ve kafataslarının içinde beyin olmayan tosunlarımızın bu konu gündeme geleli beri hiç sesi çıkmıyor. ‘NE YAPIYORSUNUZ EY HÜKÜMET ÜYELERİ, bizim fıkıh kitaplarımızda kız çocuklarının erken yaşta evlendirilebileceği yazıyor, vatandaşımızın bazıları da asırlardır bu hükümleri uyguluyor, dolayısıyla Şeriat’ın cevaz verdiği bir şeyi siz nasıl olur da yasaklarsınız, böyle şeyler yaparsanız din düşmanı olursunuz, sizi tekfir ederiz’ demiyorlar, diyemiyorlar.
Kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilebileceğine dair fıkıh kitaplarında yer alan hükümler sadece ülkemizde değil, neredeyse bütün İslam dünyasında büyük bir sorundur. Dolayısıyla da bu konu, fıkıh kitaplarındaki eski hükümlerin bazılarının bugün toplumlar için ne kadar büyük felaketlere yol açabileceğini gösteren güzel bir örnektir. Bu açıdan bakınca, -eğer bir irticadan bahsetmek gerekiyorsa- bu eski hükümleri hala geçerli kabul edip uygulayanların, uygulattıranların, bu meselelerde gizli gizli fetva verenlerin ve onların görüşlerini benimseyenlerin hakiki mürteci olduklarını rahatlıkla ifade edebiliriz.
Ancak bu ulama taifesinin çoğu, kendileriyle yüzleşecek kadar yiğit değildirler. Halkın dini duygularını ayakta tutan Mevlit okutmak gibi hususlarda celallenip insanımızın büyük bir kısmını tekfir edecek kadar kuduranlar, eski fakihlerin açık fetvalarının ortadan kaldırılıp yerine cezai hükümler getirilmesi karşısında sus pus olmayı tercih ediyorlar.
Niçin?
Sebebi şu, bu ulama taifesi aslında ne eski fıkha inanırlar, ne de yeni fıkha. Tahaf yaratıklardır.. Canları neyi çekerse ve menfaatları neyi icap ettirirse ona göre fetva verirler, geçmiş fetvaların tamamını bir kalemde ayaklar altına alabilirler, dinin ana kurallarını bile değiştirmekten asla ve asla çekinmezler. Yeter ki mensup oldukları ÇETE’nin işleri iyi yürüsün, menfaatlarına zarar gelmesin. Gerisi önemli değil..
Bunları yazarken elbette kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesini savunmuyorum. Bu konudaki fıkhî hükümleri değiştirip yerine yeni fetvalar vermek, yeni bakış açıları geliştirmek için gayret sarfederek topluma örnek olması gerekenlerin siyasi otorite işe el atıncaya kadar nasıl da toplumun sorunlarından uzak kalmayı tercih ettiklerini ve ne kadar da büyük bir iki yüzlülük içinde bulunduklarını anlatmaya çalışıyorum.
Her şeye burnunu sokan, neredeyse kuyruklu yıldızların hareketleri hakkında bile fetva vermeye kalkan, bilmedikleri konularda ahkam kesenlerin bu konuda herkesten önce adım atmaları gerekmez miydi? Yapmadılar, yapamadılar.. Kadınların etek boyları, rü’yet-i hilal, sakız çiğnemenin orucu bozup bozmayacağı gibi konuları fıkhın merkezine yerleştirdiler. Buna karşılık, küçük yaşta mağdur edilen binlerce kız çocuğunun sorunlarına duyarsız kaldılar.
Madem bu sorunu görmezden geldiler, o zaman ellerindeki fıkıh kitaplarının hükümlerine aykırı davranan siyasileri niye eleştirmiyorlar? Bunu yapamazlar.. Zira ulama taifesi, siyasilere göbeklerinden bağlıdır. Bunu asla yapamazlar, zira haksızlar. Hükümet haklı, onlar haksızdır..
Eğer başımızda solcu veya laikperest bir hükümet bulunsaydı ve kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesine cezai hükümler uygulamaya kalksaydı, ulamayı siz o zaman görecektiniz. Ne kadar azgın ve ilkesiz olduklarını işte o zaman daha iyi anlardınız. Hemen başlarlardı, ‘Din elden gidiyor’, ‘Binlerce fıkıh kitabında olan hükümleri gavurlar ortadan kaldırmaya çalışıyor’, ‘Hukuk, toplumun inançlarına göre yapılır’.. Daha neler neler…Ne yalanlar, ne yalanlar..
Hükümetimizin üyelerine, binlerce teşekkür ediyoruz. Ulamanın kişiliksizliğini ortaya döktükleri için kendilerine ne kadar minnet duysak azdır. Ulamanın toplumumuza verebileceği zararları lütfen en aza indiriniz, ne gerekiyorsa yapınız, ilkesiz, ödlek ve menfaatperest ulamanın yaveleri sizi yolunuzdan çevirmesin!.. Lütfen bir an önce kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesini engelleyiniz!..
Ulamanın kepazeliklerini yüzlerine vurma işini de bana bırakınız!

Harun Anay/Ağustos 2013
----


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.