31 Ağustos 2013 Cumartesi

İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDEKİ FELSEFE DERSLERİNE KURULAN TUZAK




İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE Felsefe Dersleri’nin AZALTILMASI (:Kaldırılması Teşebbüsü) ÜZERİNE
Son günlerde, ilahiyat fakültelerinde felsefe derslerinin azaltılması, daha doğrusu kıytırık bir hale getirilmesi tartışılıyor bazı çevrelerde. Tartışılıyor dediysem binlerce insanın gündeminde olan bir konu değil. Çok sınırlı bir entelektüel ve dantelektüel kesimin rahatsızlıkları söz konusu. Aslında, ilahiyat fakültelerindeki felsefe hocalarının dışında pek ses çıkaran da yok. Bu fakültelerdeki hocaların hepsi bu gelişmeye tepki gösterdi mi, gösteriyor mu bilinmez. Tepki gösterenlerin bazıları niye, niçin ve nasıl böyle bir büyük icraatın içinde bulunuyorlar o da başka muamma..
İlahiyat fakültelerinde felsefe derslerinin azaltılmasına üzülen, böyle bir kesintinin hem bu fakülteler için hem de genel olarak ülkemiz için iyi bir gelişme olmadığını dillendirenler arasında SAMİMİ OLANLARA, saygım, sevgim ve başarı dileklerim sonsuzdur. Onları her zaman hürmetle selamlıyorum. SAMİMİYETSİZ OLANLARA SÖZÜMÜZ DAHA SONRAKİ ZAMANLARDA ELBETTE OLACAK, OLMALI. BİZİM İŞLERİMİZDEN BİRİ BUDUR. Bu böyle biline ve bir yerlere büyük harflerle not alına!..
Yıllardır ilahiyat camiasının içinde bulunan, gelişmeleri gözlemleyen, bir miktar da olsa İslam düşüncesi tarihini ve çağdaş Türk düşüncesini bilen biri olarak, benim bakış açım ise tamamen farklıdır. Açık, çok açık, şüpheye yer bırakmayacak şekilde yazıyorum:
İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE OKUTULAN FELSEFE DERSLERİ TAMAMEN ve MUTLAKA KALDIRILMALIDIR
Hemen, derhal, bir an önce, yarın sabaha kalmadan, hiçbir adı sanı kalmayacak şekilde usturayla kazınarak kaldırılmalıdır. Hatta ve hatta ilahiyat fakültelerinin kütüphanelerindeki bütün felsefe kitapları imha edilmeli, mevcut hocalar -şayet kabul eden olursa- başka fakültelere postalanmalıdır. Bu işlem yapılırken ben de dahil bu fakültelerde felsefeci adını taşıyan kim olursa olsun hiçbirin gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Şaka yapmıyorum. Gayet ciddiyim. Bu ülkede beni zerre kadar dinleyen varsa, onlara SAMİMİ TAVSİYEM AYNEN BUDUR.
Niçin bu şekilde düşündüğümü biraz açayım isterseniz. Bu derslerin kaldırılmasıyla:
1-Ülkemizin en önemli sorunlardan birinin laik-dindar çatışması değil, dindarımsı ile dindar kavgası olduğu tatışmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkacaktır;
2-Ülkemizin temel düşünce sorunları, düşünce ve bilimin niçin az geliştiği veya hiç gelişmediği ve bu kepazeliğin arkasında kimlerin olduğu daha iyi anlaşılacaktır;
3-Kendisine dindar diyen kesimin yıllardır içine düştükleri zihin konforu bir miktar da olsa sona erecek esas tehlikenin nereden ve kimden geldiği ortaya çıkacaktır;
4-İlahiyat fakültelerinde kendilerine felsefeci denilen kişilerin bazılarının zihniyetleri, birikimleri, ahlakları ve dünya görüşleri her kes tarafından daha rahat görülebilecektir;
5-Her konuda ahkam kesen, bülbülün ötüşüne bile müdahele etmeye çalışan ve gezegenlerin hareketleri hakkında fetva veren dilli düdüklerin bu konuda ne düşündüklerini daha açık görme imkanımız doğacaktır;
6-Dindarımsı ile dindar arasındaki büyük uçurum gözler önüne serilecektir;
7-Akılsız, düşüncesiz ve felsefesiz din tahsilinin nelere yol açabileceği daha iyi anlaşılacaktır;
8-Düşünce ve bilim hayatımızla ilgili üstünü örttüğümüz, görmezden geldiğimiz ve hatta inkar ettiğimiz onlarca, yüzlerce sorunla yüzleşme imkanı doğacaktır;
9-Pek çok kişinin büyük ümitlerle baktığı, yüksek derecelerde gördüğü ve insanlık tarihinin en büyük lideri, siyasetçisi, bürokratı, din adamı, din görevlisi, dindar zengini, şeyhi, fakihi, bilgini, düşünürü, uzmanı ve stratejisti kabul ettiğini -bizce büyük bir kısmının kalitesi malum- zevatın hakiki vasıfları ve niyetleri daha iyi görülebilecektir;
10-Dine inanan kesim arasında konuşlanan dindarımsı asalakların azgınlıkları daha çok ortaya çıkacak, böylece iyi niyetli olan vatandaşlarımız sorunlarımız hakkında daha net kanaate sahip olabileceklerdir;
11-İlahiyat fakültelerinde kapalı devre çalışan, sen ben bizim oğlan hesabıyla felsefecilik yapan veya yaptığını sanan bazı büyük bilginimsi ve filozofumsuların bundan sonra nasıl bir çizgi takip edeceklerini de görme imkanına kavuşacağız;
12-Ülkemizde bilim ve felsefenin mevcut perişan haline şimdiye kadar kimlerin sebep olduğunu da daha açık görebileceğiz;
13-Bilim ve felsefe alanında pek çok ülkeden daha iyi durumda olduğumuza dair temelsiz görüşler de sorgulanmış olacaktır;
14-Hiç felsefe okumamış ilahiyat mezunlarının nasıl azgınlaşacaklarını, ne kadar bağnazlaşabileceklerini ve ne çok irticai fikir yumurtlayacaklarını da bilme imkanına kavuşacağız;
15-Zaten büyük ölçüde kendi içine kapanık olan ilahiyat fakültelerinin daha da içine kapanmasıyla başımıza neler gelebileceğini de görmüş olacağız;
16-İlahiyat fakültelerinde hadis, tefsir, fıkıh ve kelam gibi alanlarda görev yapan araştırma görevlisi, okutman ve öğretim üyelerinin hakiki görüşlerini, inançlarını ve tavırlarını görme imkanına kavuşacağız;
17-Düşman ordularına saldırır gibi ilahiyat fakülteleri, öğrencileri ve hocaları üzerine üşüşen cemaatların, tarikatların ve dini grupların hakiki niyetleri de daha iyi ortaya çıkacaktır;
18-Kendisine dindar diyen kesime mensup pek çok kişi, yıllardır samimi davranmayıp ülkemizde ‘Asla irtica yoktur!’ sloganını attılar. Felsefe derslerinin kaldırılmasıyla Türkiye’de irtica varmıymış, yokmuymuş hepimiz öğrenmiş olacağız;
19-Hemen hemen her kesimin dini bir ibadet telakki ettiği TAKİYYE KÜLTÜRÜNDEN ÇIKIP samimiyet ve yiğitlik dönemine geçme imkanı doğacaktır;
20-İlkokul çocuğu seviyesinde bile İslam hakkında bilgi sahibi olmamalarına ve İslam düşüncesinden zerre miktarı nasipleri bulunmamasına rağmen, büyük düşünür ve bilim adamı edasıyla ortalıkta kıvıran Batıcı, solcu, sağcı, liberal, komunist, faşist, Marxist, sosyolog, psikolog, siyaset bilimci, iktisatçı, ateist, deist, tarihçi ve edebiyatçı gibi sıfatlar taşıyan bireylerin kendi durumlarını bir kez daha gözden geçirmelerine sebep olacaktır.
Evet bu gibi sebeplerle İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE FELSEFE DERSLERİNİN TAMAMI tereddütsüz kaldırılmalıdır.
ALLAH İÇİN, Melekler yüzü suyu hürmetine, MUHAMMED ALEYHİSSELAM AŞKINA, Sahabe-i Kiram hatırına, BÜTÜN VELİLER HÜRMETİNE, yaşayan ve yaşamayan din büyüklerinin ayaklarının toprağı hatırına LÜTFEN, MERHAMETEN, YALVARIYORUM ilahiyat fakültelerindeki felsefe derslerini kaldırınız!
Sözün özü şudur: SORUN ZATEN BÜYÜKTÜ, DAYANAMAYAK KADAR BÜYÜSÜN, ANCAK O ZAMAN KURTULUŞ YOLUNU BULABİLİRİZ.
Biz ise kiminle savaşacağımıza çoktaaaaan karar vermiş durumdayız. Sorunlar ne kadar büyük olursa, savaşımız da o kadar azametli olacak, ülkemiz insanını ikna etme gücümüz o kadar çok artacaktır.
Bundan dolayı son günlerde çok sevinçliyim. Uçacak gibiyim. Pek çok kişinin görmezden geldiği veya göremediği, ama yıllar önce benim gibi bazı kişilerin teşhis ettiği hastalıkları daha çok kişinin fark etmelerini hayal etmek beni heyecanlandırıyor.
ŞÜKÜRLER OLSUN RABBİM! Bu günleri de gördük. Hamd olsun sana!
Hayvan ile insan arası bir çukura yerleştirdiğin dindarımsı insanımsılardan bizi farklı yarattığın için SANA SONSUZ ŞÜKREDİYORUZ.
Harun Anay/Ağustos 2013
----

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.