İLAHİYAT
FAKÜLTELERİNDE Felsefe Dersleri’nin AZALTILMASI (:Kaldırılması Teşebbüsü)
ÜZERİNE
Son günlerde,
ilahiyat fakültelerinde felsefe derslerinin azaltılması, daha doğrusu kıytırık
bir hale getirilmesi tartışılıyor bazı çevrelerde. Tartışılıyor dediysem
binlerce insanın gündeminde olan bir konu değil. Çok sınırlı bir entelektüel ve
dantelektüel kesimin rahatsızlıkları söz konusu. Aslında, ilahiyat
fakültelerindeki felsefe hocalarının dışında pek ses çıkaran da yok. Bu
fakültelerdeki hocaların hepsi bu gelişmeye tepki gösterdi mi, gösteriyor mu
bilinmez. Tepki gösterenlerin bazıları niye, niçin ve nasıl böyle bir büyük
icraatın içinde bulunuyorlar o da başka muamma..
İlahiyat
fakültelerinde felsefe derslerinin azaltılmasına üzülen, böyle bir kesintinin
hem bu fakülteler için hem de genel olarak ülkemiz için iyi bir gelişme
olmadığını dillendirenler arasında SAMİMİ OLANLARA, saygım, sevgim ve başarı
dileklerim sonsuzdur. Onları her zaman hürmetle selamlıyorum. SAMİMİYETSİZ
OLANLARA SÖZÜMÜZ DAHA SONRAKİ ZAMANLARDA ELBETTE OLACAK, OLMALI. BİZİM
İŞLERİMİZDEN BİRİ BUDUR. Bu böyle biline ve bir yerlere büyük harflerle not
alına!..
Yıllardır ilahiyat
camiasının içinde bulunan, gelişmeleri gözlemleyen, bir miktar da olsa İslam
düşüncesi tarihini ve çağdaş Türk düşüncesini bilen biri olarak, benim bakış
açım ise tamamen farklıdır. Açık, çok açık, şüpheye yer bırakmayacak şekilde
yazıyorum:
İLAHİYAT
FAKÜLTELERİNDE OKUTULAN FELSEFE DERSLERİ TAMAMEN ve MUTLAKA KALDIRILMALIDIR
Hemen, derhal, bir
an önce, yarın sabaha kalmadan, hiçbir adı sanı kalmayacak şekilde usturayla
kazınarak kaldırılmalıdır. Hatta ve hatta ilahiyat fakültelerinin
kütüphanelerindeki bütün felsefe kitapları imha edilmeli, mevcut hocalar -şayet
kabul eden olursa- başka fakültelere postalanmalıdır. Bu işlem yapılırken ben
de dahil bu fakültelerde felsefeci adını taşıyan kim olursa olsun hiçbirin
gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Şaka yapmıyorum.
Gayet ciddiyim. Bu ülkede beni zerre kadar dinleyen varsa, onlara SAMİMİ
TAVSİYEM AYNEN BUDUR.
Niçin bu şekilde
düşündüğümü biraz açayım isterseniz. Bu derslerin kaldırılmasıyla:
1-Ülkemizin en
önemli sorunlardan birinin laik-dindar çatışması değil, dindarımsı ile dindar
kavgası olduğu tatışmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkacaktır;
2-Ülkemizin temel
düşünce sorunları, düşünce ve bilimin niçin az geliştiği veya hiç gelişmediği
ve bu kepazeliğin arkasında kimlerin olduğu daha iyi anlaşılacaktır;
3-Kendisine dindar
diyen kesimin yıllardır içine düştükleri zihin konforu bir miktar da olsa sona
erecek esas tehlikenin nereden ve kimden geldiği ortaya çıkacaktır;
4-İlahiyat
fakültelerinde kendilerine felsefeci denilen kişilerin bazılarının
zihniyetleri, birikimleri, ahlakları ve dünya görüşleri her kes tarafından daha
rahat görülebilecektir;
5-Her konuda ahkam
kesen, bülbülün ötüşüne bile müdahele etmeye çalışan ve gezegenlerin
hareketleri hakkında fetva veren dilli düdüklerin bu konuda ne düşündüklerini
daha açık görme imkanımız doğacaktır;
6-Dindarımsı ile
dindar arasındaki büyük uçurum gözler önüne serilecektir;
7-Akılsız,
düşüncesiz ve felsefesiz din tahsilinin nelere yol açabileceği daha iyi
anlaşılacaktır;
8-Düşünce ve bilim
hayatımızla ilgili üstünü örttüğümüz, görmezden geldiğimiz ve hatta inkar
ettiğimiz onlarca, yüzlerce sorunla yüzleşme imkanı doğacaktır;
9-Pek çok kişinin
büyük ümitlerle baktığı, yüksek derecelerde gördüğü ve insanlık tarihinin en
büyük lideri, siyasetçisi, bürokratı, din adamı, din görevlisi, dindar zengini,
şeyhi, fakihi, bilgini, düşünürü, uzmanı ve stratejisti kabul ettiğini -bizce büyük
bir kısmının kalitesi malum- zevatın hakiki vasıfları ve niyetleri daha iyi
görülebilecektir;
10-Dine inanan
kesim arasında konuşlanan dindarımsı asalakların azgınlıkları daha çok ortaya
çıkacak, böylece iyi niyetli olan vatandaşlarımız sorunlarımız hakkında daha
net kanaate sahip olabileceklerdir;
11-İlahiyat
fakültelerinde kapalı devre çalışan, sen ben bizim oğlan hesabıyla felsefecilik
yapan veya yaptığını sanan bazı büyük bilginimsi ve filozofumsuların bundan
sonra nasıl bir çizgi takip edeceklerini de görme imkanına kavuşacağız;
12-Ülkemizde bilim
ve felsefenin mevcut perişan haline şimdiye kadar kimlerin sebep olduğunu da
daha açık görebileceğiz;
13-Bilim ve
felsefe alanında pek çok ülkeden daha iyi durumda olduğumuza dair temelsiz
görüşler de sorgulanmış olacaktır;
14-Hiç felsefe
okumamış ilahiyat mezunlarının nasıl azgınlaşacaklarını, ne kadar
bağnazlaşabileceklerini ve ne çok irticai fikir yumurtlayacaklarını da bilme
imkanına kavuşacağız;
15-Zaten büyük ölçüde
kendi içine kapanık olan ilahiyat fakültelerinin daha da içine kapanmasıyla
başımıza neler gelebileceğini de görmüş olacağız;
16-İlahiyat fakültelerinde
hadis, tefsir, fıkıh ve kelam gibi alanlarda görev yapan araştırma görevlisi,
okutman ve öğretim üyelerinin hakiki görüşlerini, inançlarını ve tavırlarını
görme imkanına kavuşacağız;
17-Düşman
ordularına saldırır gibi ilahiyat fakülteleri, öğrencileri ve hocaları üzerine
üşüşen cemaatların, tarikatların ve dini grupların hakiki niyetleri de daha iyi
ortaya çıkacaktır;
18-Kendisine dindar
diyen kesime mensup pek çok kişi, yıllardır samimi davranmayıp ülkemizde ‘Asla
irtica yoktur!’ sloganını attılar. Felsefe derslerinin kaldırılmasıyla
Türkiye’de irtica varmıymış, yokmuymuş hepimiz öğrenmiş olacağız;
19-Hemen hemen her
kesimin dini bir ibadet telakki ettiği TAKİYYE KÜLTÜRÜNDEN ÇIKIP samimiyet ve
yiğitlik dönemine geçme imkanı doğacaktır;
20-İlkokul çocuğu
seviyesinde bile İslam hakkında bilgi sahibi olmamalarına ve İslam
düşüncesinden zerre miktarı nasipleri bulunmamasına rağmen, büyük düşünür ve
bilim adamı edasıyla ortalıkta kıvıran Batıcı, solcu, sağcı, liberal, komunist,
faşist, Marxist, sosyolog, psikolog, siyaset bilimci, iktisatçı, ateist, deist,
tarihçi ve edebiyatçı gibi sıfatlar taşıyan bireylerin kendi durumlarını bir
kez daha gözden geçirmelerine sebep olacaktır.
Evet bu gibi
sebeplerle İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE FELSEFE DERSLERİNİN TAMAMI tereddütsüz
kaldırılmalıdır.
ALLAH İÇİN,
Melekler yüzü suyu hürmetine, MUHAMMED ALEYHİSSELAM AŞKINA, Sahabe-i Kiram
hatırına, BÜTÜN VELİLER HÜRMETİNE, yaşayan ve yaşamayan din büyüklerinin
ayaklarının toprağı hatırına LÜTFEN, MERHAMETEN, YALVARIYORUM ilahiyat fakültelerindeki
felsefe derslerini kaldırınız!
Sözün özü şudur:
SORUN ZATEN BÜYÜKTÜ, DAYANAMAYAK KADAR BÜYÜSÜN, ANCAK O ZAMAN KURTULUŞ YOLUNU
BULABİLİRİZ.
Biz ise kiminle
savaşacağımıza çoktaaaaan karar vermiş durumdayız. Sorunlar ne kadar büyük
olursa, savaşımız da o kadar azametli olacak, ülkemiz insanını ikna etme
gücümüz o kadar çok artacaktır.
Bundan dolayı son
günlerde çok sevinçliyim. Uçacak gibiyim. Pek çok kişinin görmezden geldiği
veya göremediği, ama yıllar önce benim gibi bazı kişilerin teşhis ettiği
hastalıkları daha çok kişinin fark etmelerini hayal etmek beni
heyecanlandırıyor.
ŞÜKÜRLER OLSUN
RABBİM! Bu günleri de gördük. Hamd olsun sana!
Hayvan ile insan
arası bir çukura yerleştirdiğin dindarımsı insanımsılardan bizi farklı
yarattığın için SANA SONSUZ ŞÜKREDİYORUZ.
Harun Anay/Ağustos
2013
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.