HEY GİDİ GÜNLER HEY!..
Tarih kitaplarından bazı bilgileri öğrendikçe insanın içi bir hoş oluyor. Keşke o dönemlerde yaşasaydım diye geçiriyorum içimden..
Tarih böyledir işte, büyük güçtür. Bazen insanı akıllandırır bazan ise delirtir. Tarihten hatırımda kalan bazı bilgileri sizlerle paylaşırsam sanırım sizler de benim gibi oturduğunuz yerde hayallere dalar kendinizden geçersiniz.
Devir Kanuni devri. Şunlar oluyor:
1-Osmanlı Sadrazamı; Fransız ve İngiliz siyasetçilerine haddini bildiriyor ve Libya’da binlerce kişinin katıldığı bir miting yapıyor, bu mitingde herkesten fazla alkış topluyor;
2-Sadrazam, Ankara’dan gür bir sisle Kahire’de Tahrir Meydanı’nda toplananlara hitap ediyor, meydanda teşekkür kabilinden gök gürültüsüne benzer bir ses duyuluyor;
3-Sadrazam, Ankara’da yaptığı bir konuşmada, Mısır’ın eski müstebidi Hüsnü Mübarek’e, ‘Defol! Çabuk defol! Beni yanına getirme!’ diye çıkışıyor; bu ilahi sadayı duyan zalim Mübarek, ‘Peki abi, ben ettim sen etme! Elini ayağını öpeyim buraya gelme!’ dedikten sonra kuyruğunu kıstırıp köşeye çekiliyor;
4-Sadrazam ve hariciye nazırı, Ankara-Şam arasında mekik dokuyor, bu haddini bildirme toplantılarından sonra Suriye rejimi Türkiye’nin bir vilayeti olmayı kabul ediyor, ama bizimkiler reddederek, ‘Oturun oturduğunuz yerde! O kadar da demedik, bizim vatandaşımız olmayı daha hak etmediniz’ diyorlar;
5-Sadrazam, Lübnan’da kendisi adına düzenlenen bir mitingde halka hitap ediyor ve İsrail’e meydan okuyor;
6-Hariciye Nazırımız, kimsenin cesaret edemeyeceği kadar kendinden emin bir şekilde Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ile görüşüyor ve dünyaya meydan okuyor;
7-Maliye ve Hazine Nazırlarımız, Avrupa’daki iktisadi buhranın nasıl çözülebileceğine dair uzun bir nutuk irad ettikten sonra, bu işten sorumlu olanların kulağını çekerek, ‘Ne halt ederseniz edin, ama pisliği bize bulaştırmayın!’ diyorlar;
8-Hariciye Nazırımız; Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Yunanistan, Balkanlar ve Kafkas Ülkelerine nizam veriyor, nasıl bir stratejik derinlikle işbirliği yapabileceklerine dair bu ülkelere yol gösteriyor;
9-Sadrazam, Birleşmiş Milletler’in yapısını eleştiriyor. Güvenlik Konseyi üyelerini azarlayarak, ‘Haddinizi bilin! Hükümranlığınızın dönemi artık bitti, aklınızı başınıza alıp teşkilatı düzeltin!’ diyor; onlar da felaket mahcup olarak, ‘Tamam abi, yarına kalmaz düzeltiriz, söz veriyoruz’ diyorlar; ne olur ne olmaz diye de Obama ile Putin’i Sadrazam’ın elini öpmek için Ankara’ya gönderiyorlar;
10-Sadrazam, Medeniyetlerarası İttifakı adlı dahiyane projeyle bütün dünya ülkelerini, ırklarını, dinlerini, medeniyetlerini, kültürlerini ve mezheplerini tek bir çatı altında topluyor;
11-Amerika Birleşik Devletleri’nde eyaletler arasında ortaya çıkan buhranın nasıl çözülebileceğine dair stratejistlerimiz fikir geliştiriyor ve hakkına razı olmayan eyalet valileri Beyaz Saray’ın bahçesinde basın mensuplarının gözleri önünde ve Sadrazam’ın nezaretinde FALAKAYA YATIRILIYOR;
12-Herkes İran’a karşı çıkarken Sadrazam ve Hariciye Nazırı, bu ülkeyi destekleyip dünyaya meydan okuyor;
13-Sadrazam, Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı’na ‘One minute ÜLEN!’ diyor ve ardından İsrail Cumhurbaşkanı’nı HÜNGÜR GÜNGÜR AĞLATIYOR;
14-Sadrazam, Mısır ve Arap dünyasına LAİKLİK ihraç ediyor;
15-Sadrazam ve Hariciye Nazırı, bütün Afrika Kıtası’na nizam veriyor ve azgınlık yapan ülke liderlerinin otuz iki dişini de söküp hayatları boyunca çorba içmeye mecbur bırakıyor;
16-Osmanlı halkı kendi aralarında, ‘Şayet Arap ülkelerinde seçim yapılsa bizim Sadrazam kesin yüzde doksan dokuz onda dokuz oy alır’ diye sohbet ediyor;
17-Osmanlı Devleti, bütün dünya ülkelerine, özellikle de Arap ülkelerine model ülke oluyor; bunu başarmak için de ilk iş olarak Sadrazam’ın resimlerini bu ülkelere gönderiyor;
18-Osmanlı araştırma enstitüleri ve merkezleri, başka ülkelerdeki karınca ve kum sayısını bilecek kadar uzmanlara sahip oldukları için her ülkenin gelecek ON BİN YILDA HANGİ AŞAMALARDAN GEÇECEĞİNE DAİR raporlar yayımlıyor;
19-Sadrazam, Avrupa Birliği’ne kızıp ‘Siz kimsiniz ulan! Ben gidiyorum, herkes benim yanıma gelmeye mecburdur’ diye efeleniyor; bunun üzerine de her Avrupa ülkesi lideri kendisini affettirmek için yalın ayak ülkelerinin başkentlerinden Ankara’ya kadar yürüyorlar;
20-Sadrazam bu başarılarından sonra, ‘BU DÜNYA BİR SADRAZAMA YETMEYECEK KADAR KÜÇÜKMÜŞ’ diye çevresindekilere dert yanıyor;
Ne günlermiş be!..
Hayali cihan değer..
Bilmem ki ilerde böyle günleri bir daha yaşar mıyız?
Yoksa bizden sonraki nesiller mi görür?
MEHDİ ALEYHİSSELAM NERDESİN?
Lütfen ÇABUK GEL!..
Harun Anay/Ağustos 2013
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.