BESMELE’nin TÜRKÇE
TERCÜMELERİ
On beşinci yüzyılın başlarında
Muhammed bin Hamza tarafından yapılan aşağıdaki tercümeyi son iki yüzyıldır
Türkiye’de yapılan bazı Besmele (:Bismillahirrahmanirrahim) çevirileriyle
karşılaştırmanızı rica ediyorum. Aşağıdaki metinler incelendikten sonra, DİN
DİLİMİZİN tarih içinde ne kadar büyük tahribata uğradığı rahatlıkla
görülebileceği gibi, ülkemizin en önemli düşünce sorunlarından birinin DİN DİLİ
OLDUĞU da ortaya çıkacaktır.
Bismillahirrahmanirrahim
cümlesinde (:ayetinde) -açıkça görülen- dört tane kelime bulunmaktadır: İsm
(isim), Allah, Rahman ve Rahim. Bu kelimelerin Türkçe çevirilerde nasıl
karşılandığına özellikle dikkat etmenizi istirham ediyorum. Böylece dört
kelimenin incelenmesi sonucunda bile, din dilimizin durumunu anlamak mümkün
olabilecektir. Bunun yanı sıra, Cumhuriyet Dönemi'nde dini ilimler tahsil
ettikten sonra Kur’an-ı Kerim meali hazırlayanlardan bazılarının anılan kelimelere
Türkçe karşılık bulma hususunda Muhammed bin Hamza’dan kaç yüzyıl geride olduklarına
ve din dilimizin gelişmesine katkıda bulunup bulunmadıklarına da lütfen siz
karar veriniz.
Binlerce yıldır Türkçe
konuşan, yüzlerce yıldır Türkçe yazan, bin yıldan fazla bir zamandan beri güzel
dinimiz İslam’a inanan ve binlerce din alimi yetiştiren milletimizi dini alanda
temsil eden bazı kişilerin Besmele tercümelerini inceleyiniz lütfen, lütfen
inceleyiniz. Muhammed bin Hamza’nın çabasına ne kadar yaklaştıklarına kendiniz
karar veriniz lütfen. Hel hele, Besmele’yi Türkçe’ye tercüme etmeden olduğu
gibi eserlerinde nakledenleri hepimiz ibretle hatırlamalı ve dini metinleri
tercüme edenlerin bazılarının dil ve düşünce anlayışları hususunda derin derin
düşünmeliyiz.
Muhammed bin Hamza ve onun
gibi alimlerimiz, Allah lafzı yerine rahatlıkla Tanrı kelimesini
kullanmaktadırlar. Hiç şüpheniz olmasın ki Muhammed bin Hamza, günümüz
Türkiye’sinde yaşasaydı, bazı dindarımsılar tarafından DİN DIŞINA İTİLEREK
TEKFİR EDİLİRDİ. Ya da en azından, onun bir IRKÇI ve ŞOVENİST OLDUĞU
SÖYLENİRDİ. Muhammed bin Hamza’nın sadece Besmele söz konusu olduğunda değil
pek çok ayetin tercümesini yaparken de Tanrı kelimesini kullanmasını göz önüne
aldığımızda (Bakınız: Muhammed bin Hamza, XV. Yüzyıl Başlarında Yapılmış Kur'an
Tercümesi, haz. Ahmet Topaloğlu, İstanbul-1978, Kültür Bakanlığı Yayınları, c.2
(Sözlük), s.556-557), onun dilimizin gelişmesi için ne kadar büyük bir atılım
yaptığını ve dilimize ne kadar çok hizmet ittiğini kolayca anlamak mümkündür. Bu
yüzden tekfir edilmek şöyle dursun, rahmetle anılması gerekir. Ne tekfiri??!!!!
Haşa, sümme haşa. Rabbım böyle sapıklıklardan bizi korusun. Âmin, Âmin.
Kur’an-ı Kerim’i Türkçe’ye
tercüme edenler arasında sadece Muhammed bin Hamza’nın, Allah yerine Tanrı
kelimesini kullandığını sanan veya iddia edenler de olabilir. Bu kişilere, değerli
ilim insanı dostum Doç.Dr. Suat Ünlü’nün Doğu ve Batı Türkçesi Kur’an
Tercümeleri Sözlüğü adlı önemli çalışmasının ‘Tanrı’ maddesine baş vurmalarını tavsiye
ederim (Bakınız: Konya-2012, Eğitim Yayınevi, s.702-710). Bu maddeyi iyi
niyetle gözden geçirenlerin dini kavramlarla ilgili düşüncelerini
değiştireceklerini sanıyorum. Hala eski inatlarında devam edenlere ise diyeceğim
bir şey yok, Allah onları ıslah etsin!
Besmele’de geçen Rahman ve
Rahim kelimelerine Muhammed bin Hamza, Ayntâbî (:Antepli) Mehmed Efendi ve
İzmirli İsmail Hakkı gibi büyük alimlerimiz tarafından Türkçe karşılıklar
bulunmuştur. Buna rağmen, Cumhuriyet Dönemi’nde yazılan onlarca meal ve
tefsirde bu iki kelimenin olduğu gibi korunup Türkçe cümlelerde kullanılmasını
nasıl yorumlayabiliriz?
Rahman ve Rahim
kelimelerinin anlamları, ülkemizde yaşayan insanlar tarafından rahatlıkla
anlaşılıyor mu dersiniz? Elbete anlaşılmıyor. Bunun aksini ileri sürenlerin
akıllarından şüphe ederim.
Anılan iki kelimenin
çocuklarımız, gençlerimiz, öğrencilerimiz ve genel olarak bütün insanlarımız
tarafından rahatlıkla anlaşıldığını, kim iddia edebilir? Nasıl böyle bir delice
iddiada bulunulabilir? Elbette bulunulamaz. Bu yüzden bu iddianın üzerinde
durmaya değmez.
Meal ve tefsir sahiplerinin,
Besmele’de geçen Rahman ve Rahim kelimelerini muhtemelen şu sebeplerle tercüme
etmedikleri söylenebilir:
a-Rahman ve Rahim
kelimeleri, Türkçe’ye doğru bir şekilde tercüme edilemez;
b-Bu iki kelimenin karşılığı Türkçe’de bulunmamaktadır.
c-Bu iki kelime, ancak
tefsir edilerek anlaşılabilir.
Benim kanaatim, meal ve
tefsir hazırlayanların bu düşüncelere sahip oldukları yönündedir.
Hayret verici bir husustur
ki, dini naslarda (Kur’an-ı Kerim ve hadisler) bulunan ve fıkıh, tefsir ve
kelam gibi ilimlerde tarih boyunca geliştirilen kavramlar da yine bu
gerekçelerle pervasızca ve hiç de mecburiyet olmadığı halde Türkçe’ye ithal
edilegelmiştir. Pervasızlığın ve sorumsuzluğun boyutuna bakınız ki; kurbanlık
hayvan, tokalaşma, kucaklaşma, bayram, bayramlaşma, temizlik, ayakta durma, saygı,
sevgi, okumak, yazmak, konuşma, su, kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç, gündüz,
gece, ay tutulması, güneş tutulması, kuyu, kaynak, ders çalışmak, ezberlemek, uyku,
uyanıklık ve giysi gibi sıradan kelime ya da terkiplerin Arapça karşılıklarını
kullanmak bile bir kısım çevrelerde bilgiçlik taslama vesilesi sayılmaktadır. Böylece
de bazı insanlar; din, tarih ve ilim adına lisanımızı kirlettiklerinden dolayı
hicap duymak şöyle dursun iftihar etmektedirler.
Böyle bir zihniyet; ithal edilen
kavramları kutsal ve dokunulmaz hale getirmekte, Arapça’nın üstün Türkçe’nin
zayıf olduğu intibaını vermekte, Arapça bilmeyen insanların morallerini
bozulmakta ve onların dinlerini anlamalarının önüne engeller koymakta, en basit
dini kavramları bile insanların anlayabilmelerini imkansız kılmakta, böylece insanların
dini hislerini ve düşüncelerini zayıflatmakta, Arapça bilenlerin hak
etmedikleri kadar büyük bir otorite kazanarak vatandaşın ensesinde boza
pişirmelerine sebep olmakta ve nihayet insanımızı düşünce geliştiremez hale getirmektedir.
Bundan dolayı, sadece bir
iki kavramın Türkçe’ye nasıl tercüme edileceği zaviyesinden bakıp meseleyi hafife
alamayız. Ya da meseleye, bazı kişilerin düşündüğü gibi, ‘O da olur, bu da
olur’ diye bakılamaz. ‘Şu kelimeyi kullansanız no’lur, bu kelimeyi kullansanız
no’lur’ denilemez. Mesele ciddidir. Doğrudan din anlayışımız ve düşünce
hayatımızla ilişkilidir. Lüzumsuz bir şekilde başka dillerden Türkçe’ye sürekli
kelime ve kavram sokulması, dini düşüncenin gelişmesini engellemektedir.
Türkçe’nin dini kavramları karşılamakta
yetersiz kaldığını iddia edenlerin ve onların temelsiz iddialarına inananların,
aşağıdaki tercümeleri incelemelerini rica ediyorum. Çevirilerin incelenmesiyle
görülecektir ki, bazı alimlerimiz, -Besmele örneğinden hareket etmek gerekirse-
bazı dini kavramlara doğru karşılık bulabilmişlerdir. Buna rağmen, özellikle Cumhuriyet
döneminde yetişen bazı din bilginlerinin ve bazı mütercimlerin Arapça
kelimeleri Türkçe’ye ithal etmekte ısrarlı davrandıkları görülmektedir.
Tarihimizde onlarca din
alimi kılı kırk yararak dini kavramlara karşılık bulmaya çalışırken, Cumhuriyet
döneminde yetişen bazı din alimlerinin ve bazı mütercimlerin bu konuda
umursamazlık içinde olmalarının sebepleri uzun uzadıya incelenmeye layık bir
konudur. Şimdilik şu kadarını söylemekle iktifa etmek isterim ki, kullandıkları
kelimeler ve kavramlar kendilerine ait olmayan insanlar, kesinlikle özgün
düşünce üretemezler. Bundan dolayı, adı geçen kişilerin; İslam düşüncesini
diriltme, dini düşüncede ıslah, ictihat etme ve yeni bir medeniyet kurma gibi hepimizin sahip
olması gereken davalara önemli sayılabilecek katkılarının olabileceğini de sanmıyorum.
Bu yüzden onların, son iki yüzyılda bol miktarda gördüğümüz öykünmeciğilin temsilcileri
olmaktan ileri gidemeyeceklerini ifade edebilirim.
Binlerce yıllık tarihi
tecrübeden sonra ülkemizdeki dini düşüncenin ve din dilinin bu acı hali, çok
üzücü, çok düşündürücüdür. Unutulmamalıdır ki, bu ülkede yeni bir dini düşünce
geliştirmek istiyorsak, ancak ve ancak din dilini ıslah ederek bu amaca
ulaşabiliriz. Bu yüzden, bugün Türkçemizin Batı dilleri kadar Arapça’nın da
saldırısı altında bulunduğunu ve düşünce sorunlarımızın bazılarının bu
saldırılardan kaynaklandığını rahatlıkla ifade edebiliriz.
Buyurunuz efendim! Başka hiçbir
şey yazmayacağım, daha fazla yorumda bulunmayacağım; metinler konuşacak:
A-MUHAMMED BİN HAMZA’NIN
TERCÜMESİ (XV. yüzyılın başları):
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM:
Türkçe’ye çevirisi: 'Tanrı
adı-y-ıla ya'nî başların yâ okurın; gey rahmat kılıcı, rahmat kılıcı’
(Bakınız: Muhammed bin
Hamza, XV. Yüzyıl Başlarında Yapılmış Kur'an Tercümesi, haz. Ahmet Topaloğlu,
İstanbul-1976, Kültür Bakanlığı Yayınları, c.1, s.1).
Günümüz Türkçe’siyle ifade edersek,
tercümenin şu şekilde olduğu söylenebilir:
‘Çok rahmet edici, (çok)
rahmet edici Tanrı’nın adıyla başlarım veya okurum’
B-AYINTÂBÎ MEHMED EFENDİ
(Ölümü: 1699)’nin TEFSİRİNDE BESMELE’nin TEFSİRLİ ÇEVİRİSİ:
-‘Okurum ve başlarım ol
Allah Te’âlâ’nın ismiyle ki anın azamet ve celâletine nâzırûn mütehayyirlerdir.
Ve Dünyada kâffe-i halka rızık ve nef’ îsâliyle rahmet edicidir’
(Bakınız: Ayıntâbî Mehmed
Efendi (ö.1699, Tefsîru’t-Tibyân, Bulak (Mısır)-1279/1863, Dâru’t-tıbâ’at
el-Mısriyye, c.1, s.2) (Osmanlı Türkçesi’ne çeviri)
C-ONDUKUZUNCU ve YİRMİNCİ YÜZYILDA
BASILAN Bazı Türkçe KUR’AN-I KERİM Meallerinde ve Tefsirlerinde BESMELE’nin
TÜRKÇE Çevirileri:
1-‘Bismillah: İbadete
müstehak olan Tanrı’nın adıyla başlarım. er-Rahmân: Halk üzerinde vücud ve
hayatla in’âm eden. er-Rahîm: Anları bekâ’yla esirgeyüb âfâtdan hıfz eden’
(Bakınız: Ahmed bin
Abdullah, Tefsir-i Zübdet el-Âsâr, İstanbul-1875, c.1, s.4 (Osmanlı Türkçesi’ne
çeviri)
2-‘Müşfik ve rahîm olan
Allah’ın ismiyle’
(Bakınız: Cemil Said,
Kur’an-ı Kerim Tercümesi, (İstanbul-tarihsiz), s.8) (Osmanlı Türkçesi’ne çeviri);
3-‘İnayet ve rahmet sahibi
Allah’ın ismiyle başlarım’
(Bakınız: Osman Râşid
Efendi (vdğrl), Tercümeli Kur’an-ı Kerim, İstanbul-1927, s.2) (Osmanlı
Türkçesi’ne çeviri)
4-‘Esirgeyen, bağışlayan
Tanrı adıyla’
(Bakınız: İzmirli İsmail
Hakkı, Me’âni-i Kur’ân, Kur’ân-ı Kerîm’in Türkce Tercemesi, İstanbul-1927,
Milli Matbaa, c.1, s.9) (Osmanlı Türkçesi’ne çeviri)
5-‘Bismillahirrahmanirrahim’
(Bakınız: Mehmed Vehbi,
Hülâsat el-Beyân fi Tefsîr el-Kur’ân, İstanbul-1928, Evkaf Matbaası, c.1, s.2)
6-‘Çok merhamet edici bir
rahman olan Allahın ismile’
-‘Rahman, rahim olan
Allahın ismile’
-‘Rahmanı Rahim olan Allah
ismile’
-‘Rahman rahim olan Allah
namına’
-‘Rahman, rahim, allahın
ismile’
-‘Rahman, rahim Allah
ismile’
-‘Allahi rahmani rahim
ismile’
-‘Allahi rahmani rahimin
ismile’
-‘Allah, rahman, rahim
ismile’
‘Bismillahirrahmanirrahim’
(Bakınız: Elmalılı Muhammed
Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Yeni Meallı Türkçe Tefsir, İstanbul-1935,
Diyanet İşleri Reisliği Neşriyatı, c.1, s.40, 48.
7-‘Esirgeyen, bağışlayan
Tanrı adıyla başlarım’
(Bakınız: Ömer Rıza Doğrul,
Kur’an-ı Kerim’in Tercüme ve Tefsir-i Şerifi, Tanrı Buyruğu, İstanbul-1947,
c.1, s.7).
8-‘Çok acıyan ve rahmeti
bütün varlıkları kaplıyan Allahın adı ile’
(Bakınız: Sadi Irmak,
Kutsal Kur’an, Türkçe Meali, İstanbul-tarihsiz, s.5)
9-‘Acıyıcı, esirgeyici
Allah’ın adıyla başlarım’
(Bakınız: İsmayıl Hakkı
Baltacıoğlu, Kur’an, Ankara-1957, s.5)
10-‘Rahmân, Rahıym Allah
adiyle’
(Bakınız: İsmail Ferruh Efendi,
Kur’ân-ı Kerim ve Meâli, Mevâkib Tefsiri, çev. Süleyman Fâhir, İstanbul-1959,
Bütün Kitabevi, s.11).
11-‘Bismi’llahi’r-Rahmâni’r-Rahîm’
(Bakınız: Hüseyin Atay,
Yaşar Kutluay, Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Anlamı (Meâl), Ankara-1961, Diyanet
İşleri Başkanlığı, c.1, s.1).
12-‘Rahman ve rahim olan
Allah Tealânın ismiyle (Tilavete başlarım)’
(Bakınız: Ömer Nasuhi
Bilmen, Kur’anı Kerim’in Türkçe Meâli Âlisi ve Tefsiri, İstanbul-1962, Ahmed
Said Matbaası, c.1, s.7).
13-‘Esirgeyen, bağışlayan
Allah’ın ismi şerifi ile okurum’
-‘Rahman Rahim olan Allahın
ismi ile başlarım’
(Bakınız: H.Tahsin
Emiroğlu, Esbab-ı Nüzûl (Kur’an Âyetlerinin İniş Sebepleri) ve (Tefsirleri),
Konya-1965, Yenikitap Basımevi, c.1, s.3, 15).
14--‘Dünyâda herkese
acıyan, Âhirette inananlara acıyıp kayıran Allah adıyla…’
(Bakınız: Abdullah Âtıf
Tüzüner, Kurân-ı Kerîm ve Türkçe Meâli, İstanbul-1970, Çeltüt Matbaacılık,
s.2).
15-‘Rahmân ve Rahîm olan
Allah’ın adiyle’
(Bakınız: Ayıntabî Mehmed
Efendi, Kur’ân-ı Kerîm Meâli ve Tefsîri, Tibyân Tefsiri, Sadeleştiren: Süleyman
Fâhir, yay. Ahmed Davudoğlu, İstanbul-1980, Sağlam Yayınevi, c.1, s.9);
16-‘Bismillahirrahmanirrahim’
(Bakınız: Hasan Basri
Çantay, Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, İstanbul-1981, c.1, s.11).
17-‘Rahmân ve Râhim olan
Allah’ın adıyla’;
(Bakınız: İbn Kesîr,
Hadislerle Kur’an-ı Kerîm Tefsîri, çev. Bekir Karlığa, Bedrettin Çetiner,
İstanbul-1984, Çağrı Yayınları, c.2, s.35);
18-‘Rahmân ve Rahîm olan
Allah’ın adıyle’
(Bakınız: Talat Koçyiğit,
İsmail Cerrahoğlu, Kur’an-ı Kerim Meal ve Tefsiri, Ankara-1985, Diyanet İşleri
Başkanlığı Yayınları, s.7).
19-‘Rahman ve Rahîm olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Muhammed Alî
es-Sâbûnî, Safvetü’t-Tefâsîr, Tefirlerin Özü, çev. Sardeddin Gümüş, Nedim
Yılmaz, İstanbul-1990, Ensar Neşriyat, c.1, s.31)
20-‘Rahman Rahim olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Ebu’l-Al’â
Mevdûdî, Tefhimu’l-Kur’an, Kur’an’ın Anlamı ve Tefsiri, İstanbul-1991, İnsan
Yayınları, c.1, s.40).
21-‘Rahmân ve Rahîm olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Ali Özek,
Hayreddin Karaman, Ali Turgut, Mustafa Çağrıcı, İbrahim Kâfi Dönmez, Sadrettin
Gümüş, Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Açıklamalı Meâli, Medine-1992, s.1)
22-‘Bismillahirrahmanirrahîm’
(Bakınız: Elmalılı Hamdi
Yazır, Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli, haz. Dücane Cündioğlu, İstanbul-1993, s.IV)
23-‘Rahman ve Rahîm
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Yaşar Nuri Öztürk,
Surelerin İniş Sırasına Göre Kur’an-ı Kerim Meali (Türkçe Çeviri),
İstanbul-2000, s.25)
24-‘Rahmân ve Rahîm olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Suat Yıldırım,
Kur’ân-ı Kerîm’in Açıklamalı Meali, İstanbul-2003, s.1)
25‘Rahman ve Rahim olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Ebu’l-Berekat
Abdullah b. Ahmed en-Nesefî, Nesefi Tefsiri, çev. Harun Ünal, İstanbul-2003,
Ravza Yayınları, c.1, s.111).
26-‘Rahman ve Rahîm olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Mahmut Toptaş,
Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meâli, İstanbul-2004, s.1)
27-‘Rahman ve Rahim
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Seyyid Ebu’l-Alâ
Mevdudî, Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali, Tercümanü’l-Kur’an, çev. Muhammed Had
Kayani, İstanbul-2004, İnkılab Yayınları, s.1),
28-‘Bismillâhirrahmânirrahîm’
(Bakınız: Halil Altuntaş,
Muzaffer Şahin, Kur’an-ı Kerim Meâli, Ankara-2006, Diyanet İşleri Başkanlığı
Yayınları, s.1).
29-‘Rahmân ve rahîm olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Hayreddin
Karaman, Mustafa Çağrıcı, İbrahim Kâfi Dönmez, Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu,
Türkçe Meâl ve Tefsir, Ankara-2006, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, c.1,
s.58).
30-‘Rahmân, Rahîm Allah’ın
Adıyla!’
(Bakınız: Mukâtil bin
Süleymân, Tefsîr-i Kebîr, tahkik: Abdullah Mahmûd Şehhâte, çev. M. Beşir
Eryarsoy, İstanbul-2006, İşaret Yayınları, c.1.46).
31-‘Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm’
(Bakınız: Elmalılı Hamdi
Yazır, Hak Dîni Kur’ân Dili, Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Meali, haz. Ertuğrul
Özalp, İstanbul-2006, İşaret Yayınları, s.2)
32-‘Rahmeti her şeyi
kuşatan ve çok bağışlayan Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Hüseyin Elmalı,
Ömer Dumlu, Ayet Ayet Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı (Meal), İstanbul-2006,
Ensar Neşriyat, s.
33-‘Rahmet ve merhametin
kaynağı olan Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Bayraktar Bayraklı,
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Meali, İstanbul-2007, Bayraklı Yayınları, s.1)
34-‘Rahmân ve Rahîm olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Bekir Sadak,
Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı, İstanbul-2009, s.1)
35-‘Çok seven çok müşfik
olan Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Salih Akdemir,
Son Çağrı Kur’an, Ankara-2009, Ankara Okulu Yayınları, s.1)
36-‘Rahman ve Rahim olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Murtaza Turabi,
Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli, tashih: Seyyid Seccad Hüseyni, İstanbul-2009, Kevser
Yayınları, s.VI).
37-‘Rahmân, Rahîm Allah
adına’
(Bakınız: Muhammed Esed,
Kur’an Mesajı, Meal-Tefsir, İstanbul-2009, İşaret Yayınları, s.46).
38-‘Rahman, Rahîm Allah’ın
adıyla okumama başlayorum’
(Bakınız: M.Zeki Duman, Beş
Surenin Tefsiri (Fatiha, Ahzab, Nûr, Hucurat, Mümtahine, Ankara-2010, Fecr
Yayınları, s.45)
39-‘Rahmân ve rahîm olan
Allah’ın adıyla…’
(Bakınız: Süleyman Ateş,
Kur’ân-ı Kerîm ve Yüce Meâli, İstanbul-2012, Hayat Yayınları, s.1).
40-‘Rahmân ve Rahîm
Allah’ın ismiyle’
(Bakınız: Ömer Çelik,
Hakk’ın Dâveti Kur’ân-ı Kerîm Meâli ve Tefsiri, İstanbul-2013, Erkam Yayınları,
s.42).
41-‘Rahmân Rahîm Allah’ın
adıyla’
(Bakınız: Mustafa
İslamoğlu, Hayat Kitabı Kur’an, Kelime Meali, İstanbul-2012, Düşün Yayıncılık,
s.1).
42-‘Bismillahirrahmanirrahim’
(Bakınız: Mehmed Akif
Ersoy, Kur’an Meali, Fatiha Sûresi-Berâe Sûresi, hazırlayan: Recep Şentürk,
Âsım Cüneyd Köksal, İstanbu-2012, Mahya Yayıncılık, s.1).
43-‘Yarattığı bütün
canlılara nimet veren yarattıklarına çok merhametli Allah adına öğretiyorum,
uyarıyorum’
(Bakınız: Hakkı Yılmaz,
Nüzul Sırasına Göre Necm Necm Kur’an’ın Türkçe Meali, İstanbul-2012, İşaret
Yayınları, s.35)
44-‘Rahmân, Rahîm Allah
adına’
(Bakınız: Muhammed Abduh,
Fatiha Sûresi ve Amme Cüzü, İstanbul-2012, İşaret Yayınları, s.88).
45-‘Rahman Rahim olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: Ali Bulaç,
Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı, Meal ve Sözlük, İstanbul-2013, Çıra Yayınları,
s.2).
46-‘Bismillahirrahmanirrahim’
(Bakınız: Ömer Sevinçgül,
Gençler İçin Kur’an Meali, İstanbul-2013, Carpe Diem Yayınları, s.17).
47-‘Esirgeyen, bağışlayan
Allah’ın adı ile başlarım’
(Bakınız: Abdullah Aydın,
Kur’an-ı Kerim ve Yüce Meâli, İstanbul-tarihsiz, s.1)
48-‘Rahmân ve Rahim olan
Allah’ın adı ile (başlıyorum)’
(Bakınız: Ahmed Davudoğlu,
Kur’ân-ı Kerîm ve İzahlı Meâli (Türkçe Anlamı), yay. Mehmed Emre, İstanbul-ts.,
Gülhane Yayınları, s.1).
49-‘Rahman ve Rahîm olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: İmam Taberî,
Muhtasaru Tefsîr et-Taberî, Taberî Tefsiri, ihtisar ve tahkik: Muhammed Alî
se-Sâbûnî, çev. Mehmet Keskin, İstanbul-tarihsiz, Ümit Yayın-Pazarlama, s.9).
50-‘Rahman, Rahîm olan
Allah’ın adıyla’
(Bakınız: M. Mahmut Hicazî,
Furkan Tefsiri, İstanbul-tarihsiz, çev. Mehmet Keskin, İlim Yayınları, c.1,
s.16).
51-Rahman, Rahim Allah
adıyle’
(Bakınız: Osman Nebioğlu,
Türkçe Kur’anı Kerim, İstanbul-tarihsiz, s.1)
52-‘Sevgi ve merhameti
sonsuz Allah’ın adıyla’
(Bakınız: R.İhsan Eliaçık,
Yaşayan Kur’an, Nüzul Sırasına Göre Türkçe Meal Tefsir, İstanbul-tarihsiz, İnşa
Yayınları, s.69).
ÖNEMLİ NOT: Yukarıda alıntı
yapılan eserler, tarih sırasına yaklaşık olarak dizilmiştir. Verilen baskı tarihleri,
eserlerin ilk baskılarını veya yazıldıkları tarihleri göstermemektedir.
Harun Anay/13.11.2013.
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.