ATLANTİS SENİNLE GURUR
DUYUYOR!
Muhterem Efendim!
Sevgili Büyüğüm!
Hepimizin Abisi!
Varlığımızı Kendisine
Borçlu Olduğumuz Yüce Zat-ı Muhterem!
Bütün Atlantis halkı,
çocuğundan gencine, orta yaşlısından ölüm döşeğinde yatanlarına kadar bütün
Atlantis halkı seninle gurur duyuyor.
Sen olmasan, sen olmasan
Atlantis diye bir ülkenin asla var olmadığını, var olamayacağını hepimiz
biliyoruz.
Bilmek ne kelime efendim,
bütün hücrelerimizde hissediyoruz.
Gecemiz, gündümüz seninle.
Tapınaklarımız yirmi dört
saat senin adınla inliyor.
Atlantis Ülkesi’nde doğan
çocukların ilk ağıdında bile senin adın var.
Geçen gün yeni doğan bir
çocuğu görmeye gittim, üç günlük idi. Onun da ağlarken, ‘Abimizle gurur
duyuyorum’ anlamına gelecek şekilde ingaaaa dediğine şahit oldum.
Bu kutsal sesi duyar
duymaz, ‘Tamam dedim, artık sırtımız yere gelmez. Atlantis’i kimse yıkamaz’ diye
mırıldandım.
Doğusundan batısına,
kuzeyinden güneyine bütün Atlantis Ülkesi’nin halkı seni çoook çoook seviyoruz.
Seni tapacak kadar seviyoruz. Aşığız sana.
Sen olmasaydın inan ki bu
ülke de olmazdı.
Sen olmasaydın inan ki
sularımız akmazdı.
Sen olmasaydın inan ki
ağaçlarımızın yeşil rengi siyaha dönerdi.
Sen olmasaydın inan ki balıklar
havada uçar, kuşlar denizde yüzer, keçiler sürüngen olur, sinekler süt verir,
inekler ise leylek yuvalarına tünerdi.
Sen de biliyorsun ki, bütün
tarihimiz boyunca bu ülkede çivi üstüne çivi çakılmadı. Ayakkabılarımıza çivi
çakmayı bile sen öğrettin bize.
Tekerleği bile sen
keşfettin efendim.
Bize su içmeyi bile senin
çeten öğretti bize.
Tırnaklarımız yirmi
santimdi sen başa geldiğinde, tırnak kesmeyi senin ailen öğretti bize.
Sen başımıza gelmeden önce,
dinsiz ve imansız bir millet idik. Sen başımıza gelince, dinin önemini anladık.
Sen başımıza gelmeden önce,
sekiz kulaklı, dört ayaklı, beş kollu, dört ağızlı idik. Senin emrin üzerine
evrim sürecimizi hızlandırıp şu anki hale geldik.
Sen başımıza gelmeden önce
bu ülkede bir tek ağaç yoktu, sen ağaç dikmeyi öğrettin bize.
Sen başımıza gelmeden önce,
patika yollarda traktör sürerdik. Asvalt yollarda yürümeyi sen öğrettin bize.
Daha binlerce şeyi sen öğrettin
bize.
Daha milyonlarca iyilik
yaptın bize.
Daha milyarlarca yol
gösterdin bize.
Seninle gurur duymayalım da
kiminle gurur duyalım efendim?
Sadece biz gurur duymuyoruz
ki seninle.
Bütün dünya halkları
seninle gurur duyuyor.
Afrikalı tanıdıklarım senin
saçından bir kıl alıp ziyaret yeri inşa etmek istiyorlar.
Amerikalı dostlarımız bütün
şehirlerine senin adını verdiler.
Avrupa ülkeleri bayraklarının
tam ortasına senin resmini koydular.
Asya ülkeleri ise senin
adına din kurdular.
Hindistan’ı bilirsiniz?
Adamlar eskiden ineğe tapardı, şimdi inek yerine sana tapıyorlar.
Rus Nataşaları, belki seni
görürüz diye çevre ülkelerini işgal etmiş haldeler.
Afganistanlılar kenevir
ekmiyorlarmış artık. Seni hatırlayınca adamlar kendilerinden geçip sarhoş
oluyorlarmış.
Anlatmakla bitmez efendim.
Kurtlar, kuşlar, hayvanlar,
insanlar ve nebatlar sizin sayenizde yaşıyorlar.
Sizin sayenizde, sizin
saye-i gölge-i zıllınızda yaşıyorlar, yaşıyoruz.
İyi ki varsınız!
İyi ki başımızdasınız!
İyi ki Atlantis’in başına
geçtiniz!
Ben de çok memnunum sizden.
Seninle gurur duyuyorum.
Bütün insanlık gibi ben de
seninle gurur duyuyorum.
Atlantis halkı seninle gurur
duyuyor.
En son icraatın bile ne
kadar büyük bir hikmetle hareket ettiğini göstermiyor mu, efendim?
Bütün insanlık, bir kez
daha sana hayran kaldı.
Kutlu Yiğit Abi’yi önce
yıpratıp sonra öptün. Öpünce adam o kadar mutlu oldu ki, saatlerce sırıttı. Dudaklarını
iki saat toplayamadı.
Böyle büyük bir insanlık
dersini senden başka kim verebilirdi ki efendim?
Büyüklüğünü bir kez daha
anladım.
Seninle gurur duyuyorum.
Herkes seninle gurur
duyuyor.
Atlantis seninle gurur
duyuyor.
---
Yalnız, affınıza sığınarak
bir maruzatım var efendim:
Atlantis’te gittikçe
yaygınlaşan bir sorun başladı.
Atlantis’in orta kesiminde
yaşayan ve seninle gurur duyan bir genç çatlayıp öldü.
Gazetelerin yazdığına göre,
seninle çok gurur duyduğu için göğsü fazla kabarmış, çatlayıp ölmüş.
Bu gence şehit muamelesi
yapıp hepimiz cenazeye gittik. Büyük merasimlerle senin adına kurulan şehitliğe
defnettik.
Sonra aynı bölgeden birkaç
kişi daha aynı şekilde çatlayıp öldü.
Bu kadarla kalsaydı, sorun
yoktu.
Civar şehirlerde de görüldü
aynı olay.
İnanınız efendim, altı ay
içinde her şehirde binlerce insan seninle iftihar ettikleri için çatlayıp
öldüler.
Hepsi de göğüsleri
iftihardan çok şiştiği için çatlayıp öldü.
Olay büyüdü, büyüyor.
Binlerce insan öldü altı ay
içinde.
Her gün gurur duymaktan
ölüyor Atlantis’te yaşayanlar.
Ölüyor, ölüyor, ölüyor
insanlar.
Ölüyoruz, ölüyoruz,
ölüyoruz.
Seninle gurur duyduğumuz
için ölüyoruz.
Ölümlerin önü alınamıyor
artık.
Ülkemiz halkının seninle
gurur duymaktan dolayı KIRILACAĞINDAN korkuyoruz.
Atlantis halkının HELAK
OLACAĞINDAN KORKUYORUZ.
----
Hülasa efendim, senin
başımızda olman Atlantis halkı için VARLIK ve YOKLUK MESELESİ haline geldi.
Ya, başımızda kalmaya devam
edeceksin, BU DURUMDA BÜTÜN ATLANTİS HALKI seninle GURUR DUYMAKTAN KIRILACAK,
HELAK OLACAK.
Ya da, LÜTFEDİP BAŞIMIZDAN
GİDECEKSİN, eski bir yönetici sıfatıyla seninle gurur duymaya devam edeceğiz,
böylece de Atlantis Halkı yeryüzünde VARLIĞINI DEVAM ETTİRECEK.
Başka çare yok görünüyor
efendim.
----
Lütfen efendim, Atlantis halkının
varlığını devam ettirebilmesi için köşenize çekilin!
Bütün Atlantis halkı olarak
kıymetini biliyoruz, bilmeye devam ediyoruz, devam edeceğiz.
Asla kadrinden kıymetinden
bir eksilme olmayacak.
Bize son bir HİZMETTE BULUNMAK
İSTEMEZ MİSİN, Efendim?
----
Söz veriyoruz efendim. Eğer
başımızdan gidersen:
Hortumcularından asla hesap
sormayacağız, bilakis onları hep başımızın üstünde tutacağız.
Tarih kitaplarımız, yalanlarını
asla yazmayacak.
Dinimizi istismar eden uygulamalarından
dolayı seni yermeyeceğiz.
Ülkemizin kültür hayatını
felç ettiğini kimseye söylemeyeceğiz.
Gençlerimizin geleceğini
kararttığın için sana beddua etmeyeceğiz.
Talan ettirdiğin devlet
mallarını ve mülklerini adamlarının ellerinden almayacağız.
Beş kuruş etmez bazı
bireylere akademik ünvanlar verdirdiğin, bazı üniversitelere dekan ve rektör
tayin ettirdiğin, bazı devlet kadrolarını yağmalattırdığın, bazı hakiki ilim
adamlarını tahkir ettiğin, kayırmacılığı bir ibadet şevkiyle uyguladığın, ihalelerin
önemli bir kısmını sahtekarlara verdiğin ve bazı devlet düşmanlarını üst
düzeyde bürokrat tayin ettiğin için seni kınamayacağız.
Akrabalarının ve
tanıdıklarının hortumlarını devam ettirmeleri için ne gerekiyorsa yapacağız.
Senin adamlarının kölesi
olacağız.
Çocuklarına en büyük
şehirlerimizin tapularını vereceğiz.
Senin beğendiklerini
beğenecek, beğenmediklerini beğenmeyeceğiz.
---
Efendim!
Bize son bir iyilik yapsan ne
olur yani?
Seninle gurur duyuyoruz.
Bütün Atlantis seninle
gurur duyuyor.
Evet ama, sorunumuz büyük
efendim.
ATLANTİS HALKI TOPTAN HELAK
OLACAK.
NO’LUR ÇEKİP GİTSENİZ?
No’lur bu halka son bir
iyilik daha yapsanız?
----
ADAMINI da ALIP GİTSEN
NO’LUR EFENDİM?
Adamlarını da alıp çekip
gitsen no’lur efendim?
Çekip gitsen no’lur
efendim?
Gitsen no’lur efendim?
SANA TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI
EFENDİM.
Adamlarına tahammülümüz
kalmadı efendim?
Gitsen günah mı olur
efendim?
Hemen gitsen ne kadar iyi
olurdu efendim?
Gitsen no’lur efendim?
No’lur efendim?
Efendim?
E-?
-fen-?
-dim?
-d-?
-im?
m?
???????
???????????
--
Harun Anay/15.11.2013.
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.