KUR’AN-I
KERİM’den BİR AYET ÇEVİRİSİ
Türk
düşüncesinden bahsedebilmek için, mutlaka Türkçe’nin tarihini ve geçirdiği
aşamaları bilmek gerekir. Özellikle de DİN DİLİMİZİN DURUMU hakkında ihtisas
sahibi olmamız şarttır.
Bu
açıdan bakınca, Kur’an-ı Kerim ve hadislerin yanı sıra dinle ilgili eserlerin
Türkçe’ye nasıl tercüme edildiği üzerinde yoğunlaşmak ana ilgi alanlarımız
arasında yer almalıdır.
Din
dilimizin tarih boyunca geçirdiği aşamaları ve Cumhuriyet döneminde yapılan
Kur’an-ı Kerim tercümelerinin durumu hakkında fikir vermek amacıyla bundan
önce, ‘Fatiha Suresi’nin Çevirisi’ ve ‘Besmele’nin Türkçe Tercümeleri’ başlıklı
iki yazı yayımlamıştım.
Bunların
devamı olmak üzere, Araf Suresi’nin (Kur’an-ı Kerim, 7. sure) 31. ayetinin
Türkçe’ye nasıl çevrildiğine dair örnekleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Aşağıdaki
örnekleri okurken, özellikle şu hususlara dikkat etmenizi rica ediyorum:
-On
beşinci yüzyıl başlarında Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’i Türkçe’ye çeviren
Muhammed bin Hamza’nın dilinin sadeleğine;
-Muhammed
bin Hamza’nın İSRAF kelimesinin Türkçe karşılığını kullanmasına;
-Cumhuriyet
Dönemi’nde yapılan tercümeler arasındaki KAYNAKLIK İLİŞKİSİNE (:çevirilerin
birbirine benzeyişine);
-Cumhuriyet
Dönemi’nde yapılan bazı çevirilerde Muhammed bin Hamza’dan daha çok Arapça
kelime bulunuşuna;
-Cumhuriyet
Dönemi’nde yapılan bazı çevirilerin Türkçe cümle yapısından ne kadar çok
uzaklaştığına;
-Cumhuriyet
Dönemi’nde yapılan bazı çevirilerin, DİN DİLİMİZE KATKILARININ ÇOK AZ OLUŞUNA
veya hiç katkı yapmayışlarına;
Dini
düşünceyi reforme etme, tecdide tabi tutma, ıslah ve ihya etme iddiasında bulunan ya da ictihat peşinde koşan bazı bilginlerimizin bir tek ayetin tercümesinde bile ictihat
yapamayışlarına;
AŞAĞIDAKİ
TERCÜMELERİ OKUDUKTAN SONRA, Türkçe’nin ve din dilimizin başına gelenlere
AĞLAYACAĞINIZI, en azından İÇİNİZİN SIZLAYACAĞINI, sanıyorum. Bu gibi konularda
büyük bir uyanış yaşamamız için, yılın belirli bir zamanının MİLLÎ AĞIT GÜNÜ
ilan edilmesi teklifime ne dersiniz?
Birlikte
okuyalım efendim:
A-MUHAMMED
BİN HAMZA’NIN TERCÜMESİ
‘İy
Âdem oğlanları! Dutun bezegünüzi, ‘Her bir namaz kılacak yirde ya’nî yalıncak
tavâf eylemen; namazda hoş ton geyün, hoş koku dutun. Dakı yin, dakı içün; dakı
orandan geçürmen; bayık Ol, sevmez orandan geçicileri’
(Bakınız: Muhammed bin
Hamza, XV. Yüzyıl Başlarında Yapılmış Kur'an Tercümesi, haz. Ahmet Topaloğlu,
İstanbul-1976, Kültür Bakanlığı Yayınları, c.1, s.114/31).
KELİMELER:
Bayık:
Çünkü, zira.
Beze:
Süslemek, güzel ve hoş göstermek; donatmak, süslemek.
Bezek:
Süs, zinet.
Dakı:
Ve, ile, çünkü, zira, dahi vs.
Oran:
Had, sınır, ölçü.
Orandan
geçmek: Haddi aşma, azgınlık, taşkınlık.
Orandan
geçürmek: İsraf etmek, saçıp savurmak.
(Bakınız: Muhammed bin
Hamza, XV. Yüzyıl Başlarında Yapılmış Kur'an Tercümesi, haz. Ahmet Topaloğlu,
İstanbul-1978, Kültür Bakanlığı Yayınları, c.2 (Sözlük).
B-CUMHURİYET
DÖNEMİNDE YAPILAN KUR’AN-I KERİM TERCÜMELERİNDEN ÖRNEKLER
1-‘Ey
Âdemoğulları! Her mescidde zinetinizi alınız, yeyiniz ve içiniz ve israf
etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez’
(Bakınız: Osman Râşid
Efendi (vdğrl), Tercümeli Kur’an-ı Kerim, İstanbul-1927, s.127/31) (Osmanlı
Türkçesi’ne çeviri).
2-‘Ey
Âdemoğulları! Her secde yerine varışta süslerinizi de birlikte alın. Yiyin, için, yalnız saçıp
savurmayın. Çünkü Allah saçıp savuranları sevmez’
(Bakınız: İsmayıl Hakkı
Baltacıoğlu, Kur’an, Ankara-1957, s.123).
3-‘Ey
Âdem oğulları, her mescid huzurunda zinetinizi alın (giyin). Yeyin, için, israf
etmeyin. Çünkü O (Allah) isrâf edenleri sevmez’
(Bakınız: Hasan Basri
Çantay, Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, İstanbul-1981, c.1, s.219/31).
4-‘Ey
Ademoğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin; yiyin için
fakat israf etmeyin, çünkü Allah müsrifleri sevmez’
(Bakınız: Hüseyin Atay,
Yaşar Kutluay, Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Anlamı (Meâl), Ankara-1961, Diyanet
İşleri Başkanlığı, c.1, s.153/31).
5-‘Ey Âdem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat asla israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez’;
(Bakınız: Ali Özek, Hayreddin Karaman, Ali Turgut, Mustafa Çağrıcı, İbrahim Kâfi Dönmez, Sadrettin Gümüş, Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Açıklamalı Meâli, Medine-1992, s.153/31).
6-‘Ey
âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için
fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez’;
(Bakınız: Yaşar Nuri
Öztürk, Surelerin İniş Sırasına Göre Kur’an-ı Kerim Meali (Türkçe Çeviri),
İstanbul-2000, s.67/31).
7-‘Ey
Âdem oğulları! Her mescide gidişinizde
güzel giysilerinizi giyin. Yiyin, için, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf
edenleri sevmez.’
(Bakınız:
Döndüren, Hamdi, İnsanlığa Son Çağrı, Kur’ân-ı Kerîm, Meal, Tefsir,
Ansiklopedik İndeks, İstanbul-2003, c.1, 265/31).
8-‘Ey
Âdem evlatarı! Her namaz vaktinde mescide giderken, süsünüz olan ilbiselerinizi
giyinin. Yiyin, için fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri asla
sevmez’;
(Bakınız: Suat Yıldırım,
Kur’ân-ı Kerîm’in Açıklamalı Meali, İstanbul-2003, s.153/31).
9-‘Ey
Âdem oğulları, her mesci(de gidişiniz)de süs(lü, güzel giysiler)inizi alın;
yeyin için; fakat isrâf etmeyin; çünkü O, isrâf edenleri sevmez’;
(Bakınız: Süleyman Ateş,
Kur’ân-ı Kerîm ve Yüce Meâli, İstanbul-2012, Hayat Yayınları, s.153/31).
ÖNEMLİ NOT: Yukarıda alıntı
yapılan eserler, tarih sırasına yaklaşık olarak dizilmiştir. Verilen baskı
tarihleri, eserlerin ilk baskılarını veya yazıldıkları tarihleri
göstermemektedir.
Harun Anay/26.11.2013.
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
linkedin.com/HarunAnay
academia.edu/HarunAnay
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.