HAYASIZLIK ÜZERİNE
Haya kavramını kısaca, ahlak ilkelerini ihlal edince insanların
kınamasından çekinmek ve bunun sonucunda da utanmak olarak tarif edebiliriz.
Bu tariften de anlaşılacağı üzere ahlakın en önemli yaptırım
güçlerinden biri, başka insanların kınamalarıdır, başka bir deyişle
ayıplamalarıdır.
O halde, insanların kınama ve ayıplamalarından çekinen, bunda
dolayı da ahlak ihlali yapmayan veya yapmamaya çalışan insana HAYALI İNSAN diyebiliriz.
Bunun tersine, insanların kınamalarını ve ayıplamalarını dikkate
almayarak ahlak kurallarını ihlal eden kişiye de HAYASIZ İNSAN diyebiliriz.
Bu kısa açıklamalardan da anlaşılacağı üzere haya, ahlakın en
önemli kavramlarından ve ilkelerinden biridir. Bu öneminden dolayı da, hem Kur’an-ı
Kerim’de, hem de Hz. Muhammed Efendimizin hadis ve sünnetinde haya kavramı övülmüştür.
Söz gelimi, Hz.Muhammed Efendimizin;
‘Haya tam anlamıyla iyiliktir’
‘İslam ahlakı haya’ya dayanır’
‘Haya etmeyen kişi istediği gibi davranabilir’
‘HAYA, İMANDANDIR’
gibi sözleri, müslüman ve mü’min olan insanlar için haya’nın ne
kadar merkezi bir değEri haiz olduğunu göstermektedir.
Haya bu kadar önemli ise, bir müslüman nelerden çekinmeli ve
kaçınmalıdır?
Ahlak ilkelerine uymayan her türlü fiili yapmaktan kaçınmalıdır.
Böyle bir kaçınma duygusu elbette önce Allah’a karşı beslenmelidir.
Yani kötü fiili önce Allah’tan utandığımız (:haya ettiğimiz) için yapmamalıyız.
Sonra kendimize olan saygıdan dolayı yapmamalıyız. Nihayet başka insanların
kınamasından çekindiğimiz için yapmamalıyız.
Peki, ahlaka aykırı fiilleri ısrarla yapan, Allah’tan kormayan,
kendisine saygı duyarak kötü fiilleri yapmaktan çekinmeyen ve nihayet başka
insanlardan da utanmayan (:haya etmeyen) insanları hangi sıfatla
vasıflandıracağız?
Böyle bir kişiye hiç tereddüt etmeden, HAYASIZ diyebiliriz.
Hayasız, yanı UTANMAZ. Utanmaz kişi, ahlaki ilkelerini çiğnerken Allah’dan,
kendisinden ve başka insanlardan çekinmemektedir. Bundan dolayı hem Allah’a,
hem kendisine, hem de başka insanlara karşı isyan halindedir, onlardan haya
etmemektedir.
O halde, HAYASIZ BİREYLERİN bazı ÖZELLİKLERİNİ şöylece TESPİT
EDEBİLİRİZ:
1- İslam dini ve genel ahlak kuralları; suistimali, hırsızlığı,
hortumculuğu, soygunculuğu yasaklamaktadır. HAYASIZ KİŞİ İSE bu fiilleri hiç
çekinmeden yapmaktadır;
2- İslam dini ve genel ahlak kuralları; başka insanlara saygı
göstermeyi emretmektedir. Hayasız kişi ise, başka insanlara saygı göstermek
şöyle dursun onlara saygısızlığı meslek haline getirmektedir. Söz gelimi,
öğrencilerinin fikirlerine saygı göstermeyen bir öğretmen veya hoca, HAYASIZ
BİR ÖĞRETMEN ya da HOCADIR; idare ettiği insanlara ve onların inançlarına ve
fikirlerine saygı göstermeyen bir idareci veya siyasetçi, HAYASIZ bir bireydir;
3- İslam dini ve genel ahlak kuralları, yöneticelere ADÂLETLİ
OLMALARINI EMRETMEKTEDİR. Hangi kademede olursa olsun şayet bir yönetici
ADALETE RİAYET EDEREK yönetimde bulunmazsa, HAYASIZ BİR YÖNETİCİDİR. Bu
yöneticinin en alt düzeyde bir memur olmasıyla EN ÜST DÜZEYDE BİR DEVLET
YÖNETİCİSİ OLMASI ARASANIDA FARK YOKTUR;
4- İslam dini ve genel ahlak kuralları, insaların haklarını gasp
etmemeyi emretmektedir. Dolayısıyla herhangi bir insan, başka insanlara veya
bütün insanlara ait olan kamu mallarını gasb ederse, HAYASIZDIR. Böyle bir
insanın, sıradan bir birey olmasıyla büyük makam ve mevki sahibi biri olması
arasında hiç bir fark yoktur. Böyle olunca kim olursa olsun bir birey, kamu
malını veya herhangi bir insanın hakkını, elinde bulundurduğu gücü kullanarak
gasp ederse, o birey HAYASIZDIR. Söz konusu birey, bu gasbı özellikle KENDİSİ,
ÇOCUKLARI, AİLE BİREYLERİ veya mensubı veya yöneticisi olduğu grup, cemaat,
cemiyet, tarikat ve parti üyeleri için yaparsa HAYASIZ OĞLU HAYSIZ, HAYASIZ
GIZI HAYASIZDIR. Başka bir deyişle, UTANMAZ oğlu UTANMAZ, UTANMAZ gızı UTANMAZDIR;
5- İslam dini ve genel ahlak kuralları, insanlar arasında GÜVEN
TESİS ETMEYE büyük önem vermektedir. Herhangi bir birey, başkalarını ALDATIRSA,
onlara YALAN SÖYLERSE, onları ALDATARAK şahsi ve siyasi çıkarlar elde ederse, ona
rahatlıkla HAYASIZ diyebiliriz. Özellikle, para, makam ve mevki sahibi
kişilerin, yalan dolanla siyasi başarılar elde etmeye çalışmaları, sahte
gündemler ve tehlikeler oluşturarak insanların gönlünü çelmeye yönelik çabaları
HAYASIZLIĞIN BARİZ ÖRNEKLERİDİR;
6- İslam dini ve genel ahlak kuralları, yaptığı hatalardan dolayı ‘pişman
olan’, ‘özür dileyen’, ‘tövbe eden’, ‘af dileyen’ ve sürekli ‘nefs muhasebesi
(:otokritik)’ yapan bir insan tesis etmeyi hedeflemektedir. Bu yüzden de, her
gün onlarca ahlak ihlalinde bulunmalarına, aldıkları kararlar ve yaptıkları
uygulamalarla başka insanların mağduriyetlerine sebep olmalarına, üstelik
hataları kendilerine söylenmesine ve duyurulmasına rağmen, hiç pişmanlık
duymayan, özür dilemeyen, tövbe etmeyen, af dilemeyen ve nefs muhasebesi
yapmayan bireyler, kelimenin tam anlamıyla HAYASIZ’dırlar. Sorumluluk mevkiinde
bulunan pek çok kişide, pişman olma, özür dileme ve nefs muhasebesi yapma gibi
ahlaki vasıfların zerresini görmememiz onların HAYASIZ OLDUKLARININ AÇIK DELİLİ
KABUL EDİLMELİDİR.
7-İslam dini ve genel ahlak kuralları; DİN İSTİSMARI yapmamayı
emretmektedir. Bu yüzden, hangi sebeple ve amaçla olursa olsun, din istismarı
yapan bireyler, HAYASIZ’dırlar. Din istismarında ısrar eden bireyler ise,
HAYASIZLIK TAHTININ SULTANLARIDIRLAR.
Artık, yeniden Hz.Muhammed’in yukarıdaki hadislerine dönebiliriz:
Efendimiz, ‘Haya, imandandır’ diyor. Ülkemizde bazı DİNDARIMSI tosunlarda
HAYA’nın ZERRESİNİ GÖREMİYORUZ.
Efendimiz, ‘İslam ahlakı, haya’ya dayanır’ diyor. Bazı
siyasetçilerde, bazı idarecilerde, bazı din hocalarında, bazı hacılarda, bazı öğretmenlerde,
bazı üniversite hocalarında, bazı ilahiyatçılarda, bazı din görevlilerinde, bazı
iş adamlarında, bazı sermayedarlarda, bazı gazetecilerde, bazı yazarlarda, bazı
ilim insanlarında, bazı entelektüellerde, bazı tarikat ve cemaat mensuplarında HAYA’nın
İZİNE RASTLAYAMIYORUZ.
Ne dersiniz?
Acaba HAYASIZLIK, bazı kişilerde TEMEL AHLAK İLKESİ HALİNE GELDİ de
bizim mi haberim yok?
Acaba HAYASIZLIK, bazı kişilerin İMAN ESASLARI ARASINDA YER ALIYOR
DA biz mi bilmiyoruz?
Acaba başarılı olmak için illa da HAYASIZ MI OLMAK GEREKİYOR?
Acaba bazı kişilerin niçin şöyle veya böyle davrandıklarını anlamak
için önce HAYA ve HAYASIZLIK kavramlarını mı anlamamız gerekiyor?
Acaba bütün değerlerinimizi tersine çevirerek HAYASIZLIĞI TEMEL
AHLAK İLKESİ OLARAK BENİMSEYEN bireylerle NASIL BİR MÜCADELE YÖNTEMİ
BENİMSEMELİYİZ?
HAYASIZLARA KARŞI MÜCADELE ETMEK İÇİN, HAYALI OLMAYA ÇALIŞANLARIN
ORTAK HAREKET ETMELERİ zamanı hala gelmedi mi?
DAHA NE KADAR BEKLEYECEĞİZ?
DAHA NE KADAR HAYASIZLARI SEYREDECEĞİZ?
Daha ne kadar AHLAK İLKELERİNİN AŞINDIRILMASINA SEYİRCİ KALACAĞIZ?
Harun Anay/08.11.2013.
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.