16 Kasım 2013 Cumartesi

İLAHİYAT ÖĞRENCİLERİNE!


İLAHİYAT ÖĞRENCİLERİNE!

Öğretmen olmak istiyorsunuz, değil mi?

Öğretmen olabilmek için, formasyon derslerini almak istiyorsunuz, öyle değil mi?

Yani, bedavacı değilsiniz; ‘Bize formasyon dersleri verilsin, çalışıp dersleri geçelim, sonra da alacağımız belgeyle öğretmen olma hakkını elde edelim’ düşüncesine sahip olduğunuz için mücadele ediyorsunuz, doğru mu?

Öğretmen olma hakkınız 28 Şubat Dönemi’nde elinizden alındı, doğru mu?

Bu sorulara cevaplarınızın ‘EVET Doğru’ olduğuna adım gibi eminim.

O HALDE:

1-SORUMLULUK MAKAMLARINDA BULUNAN ilgili KİŞİLER öğretmenlik hakkını yeniden kazanmanıza niçin hala duyarsız kalıyorlar?

Bu ülkede en zor sorunları bile çözeceğini iddia edenler, niçin sizin taleplerinizi görmezden geliyorlar dersiniz?

Düşünelim, bu konuda mutlaka düşünelim, sahte altın ile hakiki altını anlamanın ölçüsü elinizde. Karşılaştığınız sorunları bu ölçüye vurup ona göre karar veriniz lütfen.

2-Onlarca yıldır ilahiyat fakülteleri ve öğrencilerinin haklarını koruduğunu iddia eden KURUM ve KURULUŞLAR öğretmenlik hakkının yeniden size verilmesine dair şu ana dek BİR TEK KELİME SÖYLEMEDİLER ve YAZMADILAR.

Niçin dersiniz?

Niçin sessiz kalıyorlar?

Nereye gittiler?

Yoksa onlarca yıldır hepimizi ALDATTILAR mı?

Yoksa şahsi ikbal peşinde olan kişiler dernek, cemiyet ve vakıf adı altında ilahiyat fakültelerini ve öğrencilerini sömürdü de onların hakiki kimlikleri hakkında hepimiz yanıldık mı?

İyi düşünelim, bu konu üzerinde derin derin düşünelim. Sahte kurum ve kuruluşlarla hakiki olanlarını birbirinden ayırt etme ölçüsü elinizde. Sorunlarınıza sahip çıkanlar hakikat taraftarı, sahip çıkmayanlar ise sahtecidirler.Sizlere hizmet edenlerle sizleri sömürenleri birbirinden ayırt etmek için elinizde sağlam bir ölçü var artık.

Herkes, her kesim, he kurum ve her kuruluş hakkında bu ölçüye göre kesin kararınızı veriniz lütfen.

3-Onlarca yıldır, ilahiyat fakültelerinin içinde ya da dışında faaliyette bulunan ve ilahiyatçı, hoca, hacı, alim, büyük alim, fakih, ıslahçı, müceddid, şeyh, cemaat büyüğü, abla, abi, müctehid, fakih, kelamcı, tefsirci, felsefeci, feylesof, İslam filozofu, mantıkçı, eğitimci, tefsirci, müfessir, hadisçi, muhaddis, din uzmanı, dini bilimler uzmanı, tasavvufçu, mutasavvıf, eğitimci, sosyolog, psikolog, tarihçi, İslamcı, İslamcı yazar, İslam müdafii, şeriatçı, laiklik karşıtı, tarikatçı, cemaatçi, vakıfçı, dernekçi, hizmet erbabı ve hayır hizmetinde bulunan kişi gibi sıfatlara sahip olanların, ilahiyat öğrencilerinin öğretmenlik haklarını yeniden kazanmaları için şu ana kadar -bazı istisnalar hariç- BİR HARF, KELİME veya CÜMLE SARFETMEDİKLERİNİ görüyoruz.

Bu utanç verici sessizliği, NASIL YORUMLUYORSUNUZ?

Gökteki yıldızlarda sinek var mı yok mu gibi konularda binbir delil getiren anılan zatların sizin öğretmen olma taleplerinize sessiz kalmalarının anlamı nedir?

ACABA ONLARCA YILDIR HAYAL Mİ GÖRÜYORDUK?

Büyük sandığımız insanlar acaba küçük mü idiler?

Acaba ilahiyat fakültelerini savunuyoruz diye ortalıkta gezenler, asılnda başka şeylerin mi peşinde idiler?

Benim ciddi şüphelerim var.

Sizler daha gençsiniz ve zekalarınız benden daha dinçtir. Daha hızlı ve daha doğru karar verebilirsiniz.

Lütfen, bu konuyu bir daha düşününüz.

Kendiniz karar veriniz!

4-Öğretmenlik hakkını yeniden elde edeceğinize benim inancım tamdır. Yeterki mevcut kanunları ve yönetmelikleri ihlal etmeden mücadele etmesini biliniz. Bu yüzden haklı talebinizi daha da aktif ve yoğun bir şekilde dile getirmenizi rica ediyorum. Sizin mücadelenizi sonuna kadar desteklediğimi bilmenizi isterim. Hiç kimse destek vermese de ben sizinle birlikteyim. Başkalarının sahip olduklarıyla mukayese edildiğinde benim elimde hiç bir güç yok. Sadece dua ederek, düşünerek ve yazarak size yardımcı olabilirim. Elimde olanlar bunlar. Bu üç destek işinize yararsa her zaman hizmetinizdeyim.

5-İlahiyat öğrencilerinin öğretmenlik haklarını yeniden kazanmaları için, şu ana kadar açık veya örtük destek veren herkese, özellikle de bu mücadelenin içinde veya yanında yer alan ilahiyat hocalarına ve öğrenci arkadaşlarıma teşekkür ve tebriklerimi sunarım.

İlahiyat öğrencilerinin haklarını elde etmek için yaptıkları faaliyetleri görünce ve duyunca, kendileriyle iftihar ediyorum. İlahiyat mezunu olduğum için ve bir ilahiyat fakültesinde hocalık yaptığımdan dolayı gururlanıyorum.

Sevgili öğrencilerim, sizlerle gurur duyuyorum. Ülkemizin geleceğinden daha da ümitli olmamızı sağladınız. Bundan dolayı, hepinize teşekkür ediyorum.

Başarılar..
Dualarım her zaman sizinle..
Allah her zaman sizlerle olsun!
Âmin, âmin, âmin Yâ Rabbi!

Harun Anay/16.11.2013.
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
----

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.