İLAHİYAT
ÖĞRENCİLERİNE!
Öğretmen
olmak istiyorsunuz, değil mi?
Öğretmen
olabilmek için, formasyon derslerini almak istiyorsunuz, öyle değil mi?
Yani,
bedavacı değilsiniz; ‘Bize formasyon dersleri verilsin, çalışıp dersleri
geçelim, sonra da alacağımız belgeyle öğretmen olma hakkını elde edelim’
düşüncesine sahip olduğunuz için mücadele ediyorsunuz, doğru mu?
Öğretmen
olma hakkınız 28 Şubat Dönemi’nde elinizden alındı, doğru mu?
Bu
sorulara cevaplarınızın ‘EVET Doğru’ olduğuna adım gibi eminim.
O
HALDE:
1-SORUMLULUK
MAKAMLARINDA BULUNAN ilgili KİŞİLER öğretmenlik hakkını yeniden kazanmanıza
niçin hala duyarsız kalıyorlar?
Bu
ülkede en zor sorunları bile çözeceğini iddia edenler, niçin sizin
taleplerinizi görmezden geliyorlar dersiniz?
Düşünelim,
bu konuda mutlaka düşünelim, sahte altın ile hakiki altını anlamanın ölçüsü
elinizde. Karşılaştığınız sorunları bu ölçüye vurup ona göre karar veriniz
lütfen.
2-Onlarca
yıldır ilahiyat fakülteleri ve öğrencilerinin haklarını koruduğunu iddia eden KURUM
ve KURULUŞLAR öğretmenlik hakkının yeniden size verilmesine dair şu ana dek BİR
TEK KELİME SÖYLEMEDİLER ve YAZMADILAR.
Niçin
dersiniz?
Niçin
sessiz kalıyorlar?
Nereye
gittiler?
Yoksa
onlarca yıldır hepimizi ALDATTILAR mı?
Yoksa
şahsi ikbal peşinde olan kişiler dernek, cemiyet ve vakıf adı altında ilahiyat
fakültelerini ve öğrencilerini sömürdü de onların hakiki kimlikleri hakkında
hepimiz yanıldık mı?
İyi
düşünelim, bu konu üzerinde derin derin düşünelim. Sahte kurum ve kuruluşlarla
hakiki olanlarını birbirinden ayırt etme ölçüsü elinizde. Sorunlarınıza sahip
çıkanlar hakikat taraftarı, sahip çıkmayanlar ise sahtecidirler.Sizlere hizmet
edenlerle sizleri sömürenleri birbirinden ayırt etmek için elinizde sağlam bir
ölçü var artık.
Herkes,
her kesim, he kurum ve her kuruluş hakkında bu ölçüye göre kesin kararınızı veriniz
lütfen.
3-Onlarca
yıldır, ilahiyat fakültelerinin içinde ya da dışında faaliyette bulunan ve
ilahiyatçı, hoca, hacı, alim, büyük alim, fakih, ıslahçı, müceddid, şeyh,
cemaat büyüğü, abla, abi, müctehid, fakih, kelamcı, tefsirci, felsefeci,
feylesof, İslam filozofu, mantıkçı, eğitimci, tefsirci, müfessir, hadisçi,
muhaddis, din uzmanı, dini bilimler uzmanı, tasavvufçu, mutasavvıf, eğitimci,
sosyolog, psikolog, tarihçi, İslamcı, İslamcı yazar, İslam müdafii, şeriatçı,
laiklik karşıtı, tarikatçı, cemaatçi, vakıfçı, dernekçi, hizmet erbabı ve hayır
hizmetinde bulunan kişi gibi sıfatlara sahip olanların, ilahiyat öğrencilerinin
öğretmenlik haklarını yeniden kazanmaları için şu ana kadar -bazı istisnalar
hariç- BİR HARF, KELİME veya CÜMLE SARFETMEDİKLERİNİ görüyoruz.
Bu
utanç verici sessizliği, NASIL YORUMLUYORSUNUZ?
Gökteki
yıldızlarda sinek var mı yok mu gibi konularda binbir delil getiren anılan
zatların sizin öğretmen olma taleplerinize sessiz kalmalarının anlamı nedir?
ACABA
ONLARCA YILDIR HAYAL Mİ GÖRÜYORDUK?
Büyük
sandığımız insanlar acaba küçük mü idiler?
Acaba
ilahiyat fakültelerini savunuyoruz diye ortalıkta gezenler, asılnda başka
şeylerin mi peşinde idiler?
Benim
ciddi şüphelerim var.
Sizler
daha gençsiniz ve zekalarınız benden daha dinçtir. Daha hızlı ve daha doğru
karar verebilirsiniz.
Lütfen,
bu konuyu bir daha düşününüz.
Kendiniz
karar veriniz!
4-Öğretmenlik
hakkını yeniden elde edeceğinize benim inancım tamdır. Yeterki mevcut kanunları
ve yönetmelikleri ihlal etmeden mücadele etmesini biliniz. Bu yüzden haklı
talebinizi daha da aktif ve yoğun bir şekilde dile getirmenizi rica ediyorum.
Sizin mücadelenizi sonuna kadar desteklediğimi bilmenizi isterim. Hiç kimse
destek vermese de ben sizinle birlikteyim. Başkalarının sahip olduklarıyla
mukayese edildiğinde benim elimde hiç bir güç yok. Sadece dua ederek, düşünerek
ve yazarak size yardımcı olabilirim. Elimde olanlar bunlar. Bu üç destek
işinize yararsa her zaman hizmetinizdeyim.
5-İlahiyat
öğrencilerinin öğretmenlik haklarını yeniden kazanmaları için, şu ana kadar
açık veya örtük destek veren herkese, özellikle de bu mücadelenin içinde veya
yanında yer alan ilahiyat hocalarına ve öğrenci arkadaşlarıma teşekkür ve
tebriklerimi sunarım.
İlahiyat
öğrencilerinin haklarını elde etmek için yaptıkları faaliyetleri görünce ve
duyunca, kendileriyle iftihar ediyorum. İlahiyat mezunu olduğum için ve bir
ilahiyat fakültesinde hocalık yaptığımdan dolayı gururlanıyorum.
Sevgili
öğrencilerim, sizlerle gurur duyuyorum. Ülkemizin geleceğinden daha da ümitli
olmamızı sağladınız. Bundan dolayı, hepinize teşekkür ediyorum.
Başarılar..
Dualarım
her zaman sizinle..
Allah
her zaman sizlerle olsun!
Âmin,
âmin, âmin Yâ Rabbi!
Harun Anay/16.11.2013.
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.