ARAPLARDA BATI HAKKINDAKİ
TARTIŞMALAR
Harun Anay
Çağdaş Arap düşüncesinde İslâm
dini ve düşüncesi hakkındaki tartışmalar kadar önemli başka bir konu da batı
(medeniyeti, düşüncesi, kültürü ve bilimi) ile ilgili meselelerdir. Elbette bu
tartışmaların yoğunluğu düşünürden düşünüre, akımdan akıma değişmektedir. Ancak
şu rahatlıkla söylenebilir ki, son iki yüzyılda Arap dünyasında görülen bütün
düşünür ve akımların başta gelen sorunlarından biri batı ve ondan kaynaklanan
meselelerdir. XIX. yüzyılın başlarından itibaren Arap dünyası, batının siyâsî,
askerî, fikrî ve iktisadî saldırılarına maruz kaldığı için batı ile ilgili tartışmaların
oldukça yoğun ve şiddetli olması tahmin edilebilecek bir husustur. Öte yandan
İslâm dünyasının başka bölgelerinde de olduğu gibi, Arap dünyasında da batıdan
gelen saldırılar, devralınan kültürel mirasın yeniden sorgulanmasına sebep
olmuş, bu sorgulama neticesinde bu mirasın mevcut ihtiyaçların büyük bir kısmına
cevap vermediği kanaatine varılmıştır. Bu yüzden de, batı medeniyetinin ve onun
çeşitli alanlardaki ürünlerinin yakından takip edilmesi gibi bir yol takip
edilmiştir. Bu takip bir yandan içten dışa, yani Arap dünyasından bizzat batıya
öğrenci gönderme, oradan tercüme yapma gibi yollarla, diğer taraftan ise dıştan
içe yani bizzat batılı ülkelerin kendilerini tanıtmak ve sömürgeleştirdiği veya
sömürgeleştirmek istediği ülkelerde okullar açmak, 'uygun' insanlar yetiştirmek
ve batı düşüncesinin bu ülkelerde yaygınlaşmasını sağlamak şeklinde ikili bir
çizgi takip etmiştir.
Arap dünyasında içten dışa
doğru batıyı takip etmenin XIX. yüzyılın başlarına kadar giden bir tarihi
vardır. Bu yüzyılın başlarından itibaren Mısır'da önce vali, sonra da büyük
ölçüde müstakil bir devlet başkanı gibi hareket eden Mehmet Ali Paşa ve
hanedanı döneminde çeşitli Avrupa ülkelerine öğrenciler gönderilerek batıdaki
gelişmeler doğrudan kaynağından öğrenilmek istendi. Mehmet Ali Paşa zamanında
ilk öğrenci kafilesi fen bilimleri ve teknik alanda tahsilde bulunmak üzere
1809 yılında İtalya'ya gönderildi. Mısırlı öğrenciler bu tarihten 1822 yılına
kadar daha çok İtalya'ya, 1822-1844 yılları arasında ise Fransa'ya gönderilmiş
ve bu maksatla Paris'te 'Mission Egyptienne' (el-ba'asât el-ilmiyye) denilen
bir teşkilat vücuda getirilmiştir.[1]
Bu şekilde başlayan batıya
öğrenci gönderme faaliyeti, muhtelif batı dillerinden yapılan tercümelerde
olduğu gibi, bugüne kadar devam eden bir süreç olup çağdaş Arap düşüncesinin
hangi akımına mensup olursa olsun son iki yüzyılda yaşayan pek çok Arap ilim
adamı ve düşünürü batı ülkelerinde öğrenimde bulunmuştur. Bunlardan bazıları
ise, akademik kariyerlerini kendi ülkelerinde elde etseler bile daha sonraki
tarihlerde kısa veya uzun müddet batı ülkelerinde araştırma yapmışlardır.
Öğrenci göndermenin yanı sıra,
XIX. yüzyıldan itibaren batının muhtelif alanlardaki üstünlüğünün kesin olarak
farkına varan hemen her bölgedeki müslüman halklar onun üstünlük sebeplerini
keşfetmek, anlamak, öğrenmek ve bunları kendi dillerine aktarmak gayesiyle batı
dillerinden tercüme meselesine büyük önem vermişlerdir. Bu durum, Osmanlı Devleti'nin
başkenti İstanbul'da da, o dönemde bu devlete bağlı olan ve bugün her biri
birer bağımsız devlet olan Arap ülkelerinde de aynıydı. Bu tercüme hareketi
bazen özel şahıslar bazen ise doğrudan devletlere bağlı kurumlar tarafından
bugüne kadar devam ettirilmiştir.
Çağdaş Arap düşüncesinde
tercüme hareketinin ilk büyük önderlerinden biri olarak Rıfâ'a Râfi' et-Tahtâvî
(ö.1873)'nin adını zikretmek gerekir. Mehmet Ali Paşa tarafından Paris'e
gönderilen ilk büyük öğrenci kafilesine imam olarak atanan Tahtâvî, Paris'te
kaldığı beş yıl zarfında Fransızca'yı iyi bir şekilde öğrenmiştir. Tahtâvî,
Fransızca'dan yirmi kadar kitabı Arapça'ya tercüme etmiştir.[2] İkinci
mütercim olarak Ferah Antun (ö.1922)'un adı anılabilir. Aslen Lübnan'lı olup
daha sonra Kahire'ye göç eden ve Hıristiyan asıllı olan Ferah Antun, 1906
yılında New York'a seyahat etti. Özellikle, Gorki, Tolstoy, Nietzche, Shaw ve
hayran olduğu Rousseau ve Karl Marx'dan Arapça'ya çeviriler yaptı. Ayrıca
Ernest Renan'ın lsa'nın Hayatı (Vie de Jesus)
adlı eserini tercüme ederek din-bilim ilişkisiyle ilgili tartışmalara daha
yoğun olarak katıldı.[3]
Bunların yanı sıra değişik
alanlarda pek çok mütercimin adını anmak mümkündür. Bazı örnekler vermek gerekirse
mütercimler arasında, Ahmet Fethi Zaglul (ö.1914)[4];
Aristo'dan yaptığı çevirilerle meşhur olan Ahmed Lütfi es-Seyyid[5]; Abbas
Mahmud Akkâd, Ahmed Emin, Mustafa Lütfi el-Menfelûtî, Muhammed Bedrân, Muhammed
Ferid Ebû Ha- dîd, Ahmed es-Sâvî Muhammed[6];
Âdil Zu'aytır (ö.1957)[7]; Efla-
tun'dan çevirileriyle Zeki Necib Mahmud; Dekart çevirisiyle Osman Emin; William
James'ten çevirileriyle Mahmud Hubbullah ve Muhammed Fehmî eş-Şenîtî; T.J. de
Boer, Salomon Pines, J. Wellhausen, H.A.R Gibb ve Adam Mez'den çevirileriyle
Muhammed Abdülhâdî Ebu Rîde; Bertrand Russel'dan çevirileriyle Muhammed Mürsî
Ahmed, Atiyye Hü- na, İmad İsmail ve Abdürreşid es-Sâdık; George Santayana'dan
çevirisiyle Mustafa Bedevî; Dekart'ın Metod Üzerine
Konusmalar adlı eserinin çevirisiyle Mahmud el-Hudayrî[8] ve nihayet
gerek batı felsefesi gerekse İslâm düşüncesiyle ilgili muhtelif dillerden
yaptığı pek çok çeviriyle Abdurrahman Bedevî'nin[9]
adları anılabilir.[10]
Batıyı tanıma süreci bir yandan
öğrenci gönderme ve tercümeler yapma şeklinde devam ederken öte yandan batı
ülkelerine yapılan seyahatleri konu edinen hatıralar veya muhayyel kitaplar da
yavaş yavaş çoğalmaya başlamıştır. Rifâ'a Râfi' et-Tahtâvî (ö.1873)'nin Telhîsu'l-İbrîz min Telhisi Bâriz[11]
adlı eseri yazarın Paris'te bulunduğu yıllardaki izlenimlerinden meydana
gelmektedir. Tahtâvî, hem bu eserinde hem de
Menâhicü'l-Elbâbi'l-Mısriyye fî Mebâhicu'l-Âdâbi'l-Asriyye adlı
kitabında XVIII. yüzyıl aydınlanma döneminin Voltaire, Condillac ve Rousseau
gibi Fransız düşünürlerinden etkilendiği görülmektedir.[12]
Yine aynı muhtevada olmak üzere, Mısır millî eğitiminin ıslahı için büyük
gayret gösteren ve Mısır Millî Kütüphanesi (Dârü'l-Kütüb el-Mısriyye)'nin
kurucusu Ali Mübârek (ö.1893)'in Ezherli Alemüddin[13]
adlı birinin Avrupa seyahatini anlattığı eseri, Ahmed Fâris eş-Şidyak'ın es-Sâk ale's-Sâk fî Mâ Hüve el- Fâriyâk'ı[14]
ve Selim Butrus'un el-Nüzhetü'l-Fâriyak'ı[15]
da bu literatürün ilk örnekleridir.[16]
Batı medeniyet, kültür ve
düşüncesini savunan, etkilenen veya orada ortaya çıkan akımları ve görüşleri
benimseyen kişiler hem yaygınlık hem de entelektüel güç ve faaliyet itibariyle
çağdaş Arap düşüncesinin en büyük akımını veya düşünür grubunu oluşturmaktadırlar.
Marksizm, materyalizm, sosyalizm, evrimcilik, liberalizm vb. akımlara mensup
olan düşünürlerin ve Arap milliyetçilerinin çok büyük bir kısmının Arap
dünyasının içinde bulunduğu durumdan kurtulmasının ancak batı tarzı bir
modernleşme ile mümkün olduğunu savunduklarında şüphe yoktur. Bunlar arasında,
Tâ- hâ Hüseyin (ö.1973)'in 1938 yılında yayımlanan
Mısır'da Kültürün Geleceği (Müstakbelü's-Sekâfe fî Mısr) adlı
eserinde yaptığı gibi batı medeniyetine bağlılığın teorisini yapan[17] kişiler
de bulunmaktadır.[18]
Ancak batı medeniyetini
tanımaya veya benimsemeye yönelik bu gayretlerin yanı sıra, çağdaş Arap
düşüncesinde güçlü batı tenkitçileri ve batı medeniyetine alternatif
geliştirmeye çalışan kişiler de ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede, çağdaş Arap
dünyasındaki muhtelif dinî akımlara mensup kişiler ile din alanında
ihtisaslaşan ilim adamı ve düşünürlerin önemli bir kısmı, batıdan pek çok
unsuru benimsemelerine rağmen, batı medeniyetini tenkit etmeye devam
edegelmişlerdir. Bunların yanı sıra, Arap dünyasında batının sadece bir
medeniyet ve fikir olarak değil sömürgeci olarak da kendini hissettirmesi pek
çok düşünürün batı karşıtı bir düşünceyi benimsemesine veya savunmasına yol
açmıştır. Bundan dolayı, Arap milliyetçileri arasında batıyı tenkit eden pek
çok kişi bulunmaktadır. Bu son grup içerisinde batıyı taklit eden değil ulusal
geleneklere bağlı bir toplumsal yenileşmeyi savunan Fas İstiklal Partisi'nin
kurucusu Ala el-Fâsî[19] ile Mukaddime fî llmi'l-lstigrâb adlı eserinde batıyı tenkit
etmek hususunda bir yöntem geliştirmeye çalışan Hasan Hanefî'nin isimleri
anılabilir.[20]
Bununla birlikte, batı
medeniyetinin İslâm ve Arap dünyasına bakan yüzüne yöneltilen tenkitlerle
ilgili belki de en iyi örnek oryantalizm ve oryantalistler hakkındaki
tartışmalardır. Oryantalizm esas olarak Avrupa'da doğduğu ve daha sonra batı
medeniyetini benimseyen veya oryantalist paradigmaya göre eğitim-öğretim
kurumları kuran bütün ülkelerde faaliyette bulunduğundan oryantalistlerin
yaptıkları faaliyetler özellikle dindar ve milliyetçi kesimler tarafından hep
şüpheyle karşılanmıştır.
Oryantalistlerin Arap
dünyasındaki etkileri, esas itibariyle yaptıkları ilmî çalışmalar ve bu
çalışmaların Arapça'ya çevirileri vasıtasıyla olsa da, bu kanallarla sınırlı
kalmamıştır. Nitekim, genel olarak bütün Arap dünyasının ve özel olarak ise
Mısır'ın en önemli ve ilk modern üniversitelerinden biri olan Kahire Üniversitesi
1908 yılında kurulduğunda, İslâm ve İslâm düşüncesi ile ilgili dersleri vermek
üzere müsteşrikler davet edilmiştir.[21]
Bu müsteşriklerden biri olan David Santillana 1910 yılında İslâm Felsefesi
tarihi dersleri vermiştir. Aynı üniversitede dersler veren ikinci müsteşrik ise
Louis Massignon (ö.1962) olup, 1912-1913 öğretim yılında İslâm felsefesi
tarihi ve felsefe ıstılahlarıyla ilgili dersler verdi. Massignon daha sonra
1933 yılında kurulan Mısır Arap Dil Kurumu'nda üye olarak bulunmuştur.[22] Aynı şekilde
Poul Kraus (ö.1944) da 1936 yılından vefat tarihi olan 1944'e kadar Kahire
Üniversitesi'nde ders veren müsteşriklerden biridir.[23]
Benzer bir durum, Suriye için de söz konusudur. Suriye'nin en önemli ilim
müesseselerinden biri olan Arap Dil Kurumu (Mecma'u'l-İlmî el-Arabî)'nda 1927
yılında, Fransa, İtalya, Portekiz, İsviçre, Hollanda, İngiltere, Almanya,
Macaristan, Polonya, Rusya ve Amerika (ABD) gibi ülkelere mensup otuz sekiz
(38) müsteşrik üye olarak bulunmuştur.[24]
Arap ülkelerinde,
müsteşriklerin ilgi alanlarına giren konularda tahsilde bulunmak gayesiyle batı
ülkelerine giden öğrenciler de büyük bir yekun tutmaktadır. Bunların yanı sıra
doğrudan veya dolaylı olarak oryantalistlerin kaleme aldıkları kitap ve
makalelerin okunması veya tercüme edilmesi neticesinde pek çok çağdaş Arap
düşünürü, âlimi ve yazarı oryantalizmden etkilenmiştir. Bütün bunların sonucunda
da oryantalizm ve oryantalistler hakkında büyük bir literatür oluşmuş[25] ve Rıfâ'a
Tahtâvî, Muhammed Abduh, Mustafa Abdürrâzık, Tâhâ Hüseyin, Ahmed Emin, Kostantin
Züreyk, Şekip Arslan vb. pek çok düşünür ya oryantalizmden etkilenmiş ya da
oryantalizm hakkında tartışmalarda bulunmuşlardır.[26]
Afgânî'nin Renan'a yazdığı
reddiyenin Muhammed Abduh tarafından yapılan Arapça çevirisi[27] ile
Gabriel Hanotaux'un lslâm ve lslâm Sorunuyla Karşı
Karşıya başlıklı makalesine Muhammed Abduh'un 1902 yılında
verdiği cevap, Arapça'da oryantalizmi tenkit gayesiyle yazılan ilk eserlerden
olmalıdır.[28] Ancak
oryantalistlerin İslâm düşüncesi ve felsefesiyle ilgili görüşlerini sistematik
bir şekilde tenkit eden düşünürlerin başında, Mısır'da İslâm felsefesi tarihi
dersleri veren ilk yerli hoca olan Mustafa Abdürrâzık gelmektedir. Mustafa Abdürrâzık'ın
1944 yılında yayımladığı lslâm Felsefesi Tarihine Giriş
(Temhîd li Tarihi'l-Felsefeti'l-lslâmiyye) adlı eserinin önemli
bir kısmı Emile Brehier, Iullaume Theophiie Tennemann, V. Cousin ve Ernest
Renan gibi oryantalistlerin ve batılı bazı yazarların İslâm felsefesiyle ilgili
görüşlerinin tartışmasına ve tenkidine ayrılmıştır.[29]
Aynı durum, Arapça'daki İslâm felsefesiyle ilgili en önemli eserlerden biri
olan İbrahim Medkûr'un lslâm Felsefesi Hakkında, Yöntem
ve Tatbik (Fi'l-Felsefeti'l-lslâmiyye, Menhec ve Tatbîk) isimli
kitabında da görülür. Yazar bu eserin başında tıpkı M. Abdürrâzık gibi önce E.
Renan gibi bazı müsteşriklerin görüşlerini incelemekte, bunlara cevaplar vermekte,
daha sonra ise esas konulara girmektedir.[30]
Oryantalizmi tenkit hususunda
en meşhur düşünürlerden biri de, Mustafa Sibâ'î olup
Sünnet ve İslâm Hukukundaki Yeri (es-Sünne ve Mekanetühâ fî Tes/î' el-İslâm)
adlı doktora tezinde Oryantalistlerin Gayelerinin
Tarihî Olarak Açıklanması (Ardun Târîhiyyün li Egrâdi'l-Müstesrikîn) başlığıyla
bu konuya bir bölüm ayırmasının yanısıra[31]
bu alanda müstakil bir eser de yazarak oryantalizmi ve oryantalistleri çeşitli
açılardan tenkit etmiştir.[32]
Çağdaş Arap düşüncesi
içerisindeki oryantalizmle ilgili bu tartışmalar ve ona yöneltilen tenkitler
sadece Arapça yazılan kitap ve makalelerle sınırlı kalmamış, akademik
hayatlarını batı ülkelerinde sürdüren Enver Abdülmelik ve A. Tibawi gibi Arap
menşeli bazı ilim adamları tarafından bu defa bizzat batı ülkelerinde ve bu
ülkelerin konuştukları dillerde devam ettirilmiştir.[33]
Ancak bu konuda bütün dünyaca bilinen en meşhur Arap asıllı yazar, Edward
Said'dir. Filistin asıllı bir hıristiyan olan Edward Said'in 1978 yılında ilk
baskısı yapılan Oryantalizm isimli
eseri, oryantalizme yöneltilen tenkitler arasında bütün dünyada büyük bir yer
edinmiş ve basıldığı tarihten itibaren çok tartışılmıştır. Ancak bütün bu
tartışmalarda pek az dikkat çeken husus, Edward Said'in bu eserinin Arap
dünyasındaki batıya ve oryantalizme yöneltilen tenkitlerin bir devamı
olmasıdır.[34]
Oryantalizme ve oryantalistlere
sert tenkitler yönelten bu düşünürlerin yanı sıra bu konuda daha mutedil bir
yol izleyenler bulunmaktadır. Bunlardan biri olan Ebu'l-Alâ Afîfî (ö.1966),
oryantalizmi şiddetli şekilde tenkit eden Mustafa Abdürrâzık ve Mustafa Sibâ'î
gibi düşünürlerin aksine, müsteşriklerin kültürel mirası keşfettiklerinden ve
dikkatlerimizi onun özgünlüğüne yönelttiklerinden dolayı takdir edilmeleri
gerektiğini, ayrıca müsteşriklerin fikirlerinin birden bire reddedilmeyip
tartışılmasını ve bunun sonucunda kabul veya reddetmenin daha uygun olacağını
savunmaktadır.[35]
NOT: Yukarıdaki yazı daha önce yayımlanan bir
makalemin başlangıç kısmıdır (Bkz. Anay, Harun, ‘Çağdaş Arap Düşüncesi’, Divan
Dergisi, Sayı: 10, sayfa: 1-88, İstanbul-2001).
Harun Anay/02.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
linkedin.com/HarunAnay
academia.edu/HarunAnay
---
[1] Kramers, J.H., 'Mısır'
md., lslâm Ansiklopedisi, İstanbul-1979, VIII, 266; İnâyet,
Hamid, Arap Siyâsî Düşüncesinin Seyri, çev. Hicâbi Kırlangıç,
İstan- bul-1991, s. 39. XIX. yüzyılda Mısır'dan Avrupa ülkelerine öğrenci
gönderme faaliyeti, aşamaları ve gönderilen öğrenciler hakkında daha geniş
bilgi için bkz. Abdülmelik, Enver, Nehdatü Mısr, Kahire-1983, s.
129-138.
[2] Donohue, John J., John L. Esposito, Değiştim Sürecinde
lslâm, çev. Ali Yaşar Aydoğan, Aydın Ünlü, İstanbul-1991, s. 19;
Hourani, Albert, Çağdaşt Arap Düştüncesi,
1798-1939, çev. Latif Boyacı, Hüseyin Yıldız, İstanbul-2000, s.
85-98.
[3] Gassick, Trevor J. Le, Major Themes in Modern Arabic Thought: An Antho-
logy, Ann Arbor-1979, s. 41-45. XIX. yüzyıldaki tercüme hareketi
hakkında bkz. Abdülmelik, Enver, Nehdatü Mısr, Kahire-1983, s.
139-153.
[4] İsâmüddîn, Ahmed, Hareketü't-Terceme fî Mısr fi'l-Karn el-Işrîn,
Kahire- 1986, s. 216-221.
[5] A.e., s. 222-228; İnâyet, Hamid, Arap Siyâsî Düşüncesinin Seyri,
çev. Hicâbi Kırlangıç, İstanbul-1991, s. 242; Fahri, Macid, Dirâsât fi'l-Fikri'l-Arabî, Beyrut-1977,
s. 262; Hüseyn, Muhammed Kâmil, 'Ahmed Lütfi es-Seyyid ve'd-Da've ilâ Aristo',
Mecelletü'l-Kâtib el-Mısrî, Yıl: 3, VII, S. 26, s. 203207,
Kahire-1947.
[6] İsâmüddîn, Ahmed, a..g.e, s. 238-249, 271-274,
276-281.
[7] Hasen, Muhammed Abdülganî, 'Âdil Zu'aytır ve Devruhû fî Hareket
et-Ter- ceme el-Hadîse', Mecelletü'l-Mecelle, Yıl: 3, S. 36,
s. 7-12, Kahire-1959.
[8] Tâhir, Hâmid, el-Felsefetü'l-İslâmiyye,
Kahire-ts., s. 18, 48.
[9] A.e., s. 19.
[10] Ürdün, Cezâir, Sudan, Suriye, Irak ve Libya'da tercümenin
durumu, tercüme edilen eserler, mütercimler ve tercüme müesseseleri hakıkında
bir özel sayı için bkz. 'Vâkı'u't-Terceme fî Ba'di'l-Aktâri'l-Arabiyye',
el-Mecelletü'l- Arabiyye li's-Sekâfe, Yıl: 2, S. 2, Tunus-1982.
1798-1914 tarihleri arasında fen bilimleriyle ilgili çevrilen eserlerin
künyeleri ve bu eserlerin mütercimleri hakkında bkz. Muhâfıza, Ali,
el-İtticâhâtü'l-Fikriyye inde'l-Arab fî Asri'n- Nehda, 1798-1914,
Beyrut-1978, s. 215-235.
[11] Tahtâvî, Rifâ'a Râfi', Telhîsu'l-İbrîz min Telhîsi Bâriz,
Kahire-1834.
[12] İnâyet, Hamid, Arap Siyâsî Düstüncesinin Seyri,
çev. Hicâbi Kırlangıç, İstan- bul-1991, 42-54. Fransız devriminin Arap
düşünürleri üzerindeki etkisi için bkz. Khuri, Ra'if, Modern Arab Thought: Channels of
the French Revolution to the Arab East, çev. İhsan Abbas,
Princeton-1983.
[13] Mübârek, Ali, Alemüddîn, Kahire-1882.
[14] Şidyak, Ahmed Fâris eş-, es-Sâk ale's-Sâk fî Mâ Hüve
el-Fâriyâk, Paris-1855.
[15] Butrus, Selim, el-Nüzhetü'l-Fâriyak, Beyrut-1856.
[16] Daha ayrıntılı bilgi için bkz. Qadi, Wadad al-, 'East and West
in 'Ali Muba- rak's 'Alamuddin', Marwan R Buheiry (ed.): Intellectual Life in the Arab
East, 1890-1939 içinde, Beirut-1981, s. 21-37.
[17] Hüseyn, Tâhâ, Müstakbelü's-Sekâfe fî Mısr,
Kahire-1938, c. 1-2. Ayrıca bkz. Donohue, John J., John L. Esposito,
Değiştim Sürecinde lslâm, çev. Ali Yaşar Aydoğan,
Aydın Ünlü, İstanbul-1991, s. 59, 77-81.
[18] Medeniyet tartışmaları hakkında örnek olarak bkz İbrahim Başa
(Paşa), Ali, Mansûr Fehmî, Tâhâ Hüseyn, Ali Abdürrâzık Beg, es-Seyyide Hüda
Şa'râvî, Ahmed Şevki Beg, Mehmed Şeref, 'Hadâretünâ el-Kâdime Fir'avniyyetün em
Arabiyyetün em Garbiyyetün?, İstiftâ' Celîl li Tâ'ifetin min Kibâri'l-Müfekki-
rîn', Mecelletü'l-Hilâl, Abril 1931, s. 817-827, Kahire-1931;
Rabi', Hâmid, 'el-Hadâretü'l-İslâmiyye ve'l-Hadâretü'l-Evrubbiyye
beyne'l-Kerâhiyye ve'l- Î'cab', Mecelletü'l-Mevkifi'l-Arabî, S. 23,
s. 28-40, Kahire-1979; Bin Nebî, Mâlik, Müştkilâtü'l-Hadâra, Müştkiletü'l-Efkâr
fi'l-Âlemi'l-lslâmî, çev. Bes- sam Bereke, Ahmed Şa'bu,
Dımaşk-1992; Hüseyn, Ahmed, 'Ürîdü Hadâre- ten İslâmiyyeten Testenidü
ile't-Te'âlimi'l-İslâmiyye ve'l-Esâlet el-Mısriyye', Mecelletü's-Sekâfe,
Yıl: 7, S. 78, s. 14-16, 37, Kahire-1980.
[19] Abdülmelik, Enver, Filistin Sorunu ve Arap Birliği,
çev. Adnan Cemgil, ys.- 1971, s. 198-204.
[20] Hanefî, Hasan, Mukaddime fî llmi'l-lstigrâb,
Kahire-1991.
[21] Kramers, J.H., 'Mısır' md., İslâm Ansiklopedisi,
İstanbul-1979, VIII, 267; Celeyend, Muhammed es-Seyyid el-, 'Dârululum ve
Tarihu'd-Dersi'l-Felsefî fî Mısr', Yayımlanmamış makale, s. 5.
[22] Bedevî, Abdurrahman, 'Luis Massinyon (Louis Massignon),
Hayatuhu ve Ebhâsuhu', Mecelletü'l-Mecelle, Yıl: 6, S. 71,
s. 10, 13, Kahire-1962; Akîkî, Necib el-, el-Mütesrikûn,
Kahire-1980, I, s. 264.
[23] Bedevî, Abdurrahman, 'Bedevî (Abdurrahman)', Mevsû'atü'l-Felsefiyye,
Bey- rut-1984, I, 294; Akîkî, Necib el-, a..g.e, II, s. 472.
[24] Musevî, Muhsin Câsim el-, el-İstisyak fi'l-Fikr el-Arabî,
Beyrut-1993, s. 120, 141-145.
[25] Oryantalizmle ilgili Arapça'daki çalışmalara örnek olarak bkz.
Berekât, Mah- mud Abdulmu'tî, el-Felsefetü'l-İslâmiyye beyne'l-Esâle
ve't-Taklîd, Câ- mi'atü'l-Ezher, Külliyyetü Usuliddîn, Kahire-1980,
VI, 446 s., Yayımlanmamış doktora tezi, s. 21-102; Ebu Zeyd, Ahmed,
'el-İstişrâk ve'l-Müsteş- / rikûn', Mecelletü Âlemi'l-Fikr, X, S. 2, s.
255-560, Küveyt-1979; Said, Ed- ward, 'Ta'kib ale'l-İstişrak',The Arab World in Scientific
Research, S. 4, s. 4261, Paris-1994; Mûsevî, Muhsin Câsim el-,
el-lstiş/âk fi'l-Fikri'l-Arabî, Bey- rut-1993; Mutabbakânî, Mâzin
b. Salah, el-lstiştrâk ve'l-ltticâhâtü'l-Fikriyye
fi't-Tarihi'l-lslâmi, Dirâsetün Tatbîkiyyetün alâ Kitâbâti Bernard Lewis,
Ri- yad-1995; el-Akîkî, Necib, el-Müsteyikûn, Kahire-1980, c. 1-3;
Bedevî, Ab- durrahman, Mevsû'atü'l-Müsteştrikîn,
Beyrut-1984; Simayilovitc, Ahmed, Fel- sefetü'l-lstişrâk ve Eserühâ
fi'l-Edebi'l-Arabî el-Mu'âsır, Kahire-ts., Dâru'l- Me'ârif;
Câbirî, Muhammed Abid, 'er-Rü'yetü'l-İstişrâkiyye fi'l-Felsefeti'l-İs- lâmiyye:
Tabi'atühâ ve Mükevvenâtühâ el-Eydiyoloci (Ideology) ve'l-Menhe- ciyye',
Menahicü'l-Müsteştrikin fi'd-Dirasat el-Arabiyyeti'l-lslâmiyye
içinde, Riyad-1985, I, s. 305-338; Anay, Harun, 'İslâm Düşüncesi Alanında Yapılan
İngilizce Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri', Dîvân llmî Araştırmalar Dergisi,
Yıl: 5, S. 8, s. 232-233/dn.97-98, İstanbul-2000.
[26] Mûsevî, Muhsin Câsim el-, el-lstişrâk fi'l-Fikri'l-Arabî,
Beyrut-1993. Ferah Antun ve Ernest Renan'ın din hakkındaki görüşlerinin aynı
olduğu hakkında bkz. Gassick, Trevor J. Le, Major Themes in Modern Arabic
Thought: An Ant- hology, Ann Arbor-1979, s. 43.
[27] Efgânî, Cemâleddin, Red (er-Redd Alâ'd-Dehriyyîn),
Farsça aslından Ârif Ebû Türab'ın yardımıyla Arapça'ya çev. Muhammed Abduh,
Türkçe çev. Aziz Ak- pınarlı, Ankara-1956.
[28] Emin, Osman, 'Mısır'da Rönesans: Muhammed Abduh ve Okulu',
M.M. Şerif (ed.): lslâm Düştüncesi Tarihi
içinde, çev. İhsan Durdu, İstanbul-1991, IV, s. 293-294, 305; Fahri, Macid,
Muhtasaru Tarihi'l-Felsefeti'l-Arabiyye, Bey- rut-1981, s.
157-158.
[29] Abdürrâzık, Mustafa, Temhîd li Tarihi'l-Felsefeti'l-lslâmiyye,
Kahire-1966, s. 3-98.
[30] Medkur, İbrahim, Fi'l-Felsefet el-İslâmiyye, Menhec ve Tatbîkühû,
Kahire-ts., Dâru'l-Me'ârif, s. 15-34.
[31] Salt, Jeremy, 'An Islamic Scholar-Activist: Mustafa al-Sibâ'î
and the Islamic Movement in Syria 1945-1954', Journal of Arabic, Islamic and Middle Eas- tern
Studie-s, 3, S. 1, s. 103, 107, Malvern Vic (Australia)-1996.
[32] Sibâ'î, Mustafa, Oryantalizm ve Oryantalistler, Yararları-Zararları,
çev. Mücteba Uğur, İstanbul-1993.
[33] Tibawi, A.L., Enver Abdülmelik, Hamid Algar, Krizdeki Oryantalizm-Elesti-
riler-, İstanbul-1998; Little, Donald P., 'Three Arab Critiques
of Orienta- lism', The Muslim World, LXIX, s. 110-131,
1979; Tibawi, A.L., "English- Speaking Orientalists: A Critique of Their
Approach to Islam and Arab Na- tionalism", a..e, LIII, S. 3,
s. 185-204; LIV, S. 4, s. 298-313, 1963; a.yz., 'On the Orientalists Again',
a.e., LXX, s. 56-61, 1980.
[34] Edward Said'in bu eseri ve konuyla
ilgili görüşlerinin özeti için bkz. Anay, Harun, 'İslâm Düşüncesi Alanında
Yapılan İngilizce Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri', Dîvân İlmî Araşırmalar Dergisi, Yıl:
5, S. 8, s. 214-216, İs- tanbul-2000.
[35] Ebû Reyyân, Muhammed
Ali, 'Ebü'l-Alâ Afîfî, Alemün min A'lâmi Medreset el-İskenderiyye el-Felsefiyye
el-Mu'âsıra, 1897-1966',
Mecelletü Külliyyeti'l- Âdâb, XX (1966), s. 8, 10-11,
İskenderiye-1967.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.