3 Aralık 2013 Salı

ARAPLARDA BATI HAKKINDAKİ TARTIŞMALAR




ARAPLARDA BATI HAKKINDAKİ TARTIŞMALAR

Harun Anay

Çağdaş Arap düşüncesinde İslâm dini ve düşüncesi hakkındaki tartışmalar kadar önemli başka bir konu da batı (medeniyeti, düşüncesi, kültürü ve bilimi) ile ilgili meselelerdir. Elbette bu tartışmaların yoğunluğu düşünürden düşünüre, akımdan akıma değişmektedir. Ancak şu rahatlıkla söylenebilir ki, son iki yüzyılda Arap dünyasında görülen bütün düşünür ve akımların başta gelen sorunlarından biri batı ve ondan kaynaklanan meselelerdir. XIX. yüzyılın başlarından itibaren Arap dünyası, batının siyâsî, askerî, fikrî ve iktisadî saldırılarına maruz kaldığı için batı ile ilgili tartışmaların oldukça yoğun ve şiddetli olması tahmin edilebilecek bir husustur. Öte yandan İslâm dünyasının başka bölgelerinde de olduğu gibi, Arap dünyasında da batıdan gelen saldırılar, devralınan kültürel mirasın yeniden sorgulanmasına sebep olmuş, bu sorgulama neticesinde bu mirasın mevcut ihtiyaçların büyük bir kısmına cevap vermediği kanaatine varılmıştır. Bu yüzden de, batı medeniyetinin ve onun çeşitli alanlardaki ürünlerinin yakından takip edilmesi gibi bir yol takip edilmiştir. Bu takip bir yandan içten dışa, yani Arap dünyasından bizzat batıya öğrenci gönderme, oradan tercüme yapma gibi yollarla, diğer taraftan ise dıştan içe yani bizzat batılı ülkelerin kendilerini tanıtmak ve sömürgeleştirdiği veya sömürgeleştirmek istediği ülkelerde okullar açmak, 'uygun' insanlar yetiştirmek ve batı düşüncesinin bu ülkelerde yaygınlaşmasını sağlamak şeklinde ikili bir çizgi takip etmiştir.

Arap dünyasında içten dışa doğru batıyı takip etmenin XIX. yüzyılın başlarına kadar giden bir tarihi vardır. Bu yüzyılın başlarından itibaren Mısır'da önce vali, sonra da büyük ölçüde müstakil bir devlet başkanı gibi hareket eden Mehmet Ali Paşa ve hanedanı döneminde çeşitli Avrupa ülkelerine öğrenciler gönderilerek batıdaki gelişmeler doğrudan kaynağından öğrenilmek istendi. Mehmet Ali Paşa zamanında ilk öğrenci kafilesi fen bilimleri ve teknik alanda tahsilde bulunmak üzere 1809 yılında İtalya'ya gönderildi. Mısırlı öğrenciler bu tarihten 1822 yılına kadar daha çok İtalya'ya, 1822-1844 yılları arasında ise Fransa'ya gönderilmiş ve bu maksatla Paris'te 'Mission Egyptienne' (el-ba'asât el-ilmiyye) denilen bir teşkilat vücuda getirilmiştir.[1]

Bu şekilde başlayan batıya öğrenci gönderme faaliyeti, muhtelif batı dillerinden yapılan tercümelerde olduğu gibi, bugüne kadar devam eden bir süreç olup çağdaş Arap düşüncesinin hangi akımına mensup olursa olsun son iki yüzyılda yaşayan pek çok Arap ilim adamı ve düşünürü batı ülkelerinde öğrenimde bulunmuştur. Bunlardan bazıları ise, akademik kariyerlerini kendi ülkelerinde elde etseler bile daha sonraki tarihlerde kısa veya uzun müddet batı ülkelerinde araştırma yapmışlardır.

Öğrenci göndermenin yanı sıra, XIX. yüzyıldan itibaren batının muhtelif alanlardaki üstünlüğünün kesin olarak farkına varan hemen her bölgedeki müslüman halklar onun üstünlük sebeplerini keşfetmek, anlamak, öğrenmek ve bunları kendi dillerine aktarmak gayesiyle batı dillerinden tercüme meselesine büyük önem vermişlerdir. Bu durum, Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul'da da, o dönemde bu devlete bağlı olan ve bugün her biri birer bağımsız devlet olan Arap ülkelerinde de aynıydı. Bu tercüme hareketi bazen özel şahıslar bazen ise doğrudan devletlere bağlı kurumlar tarafından bugüne kadar devam ettirilmiştir.

Çağdaş Arap düşüncesinde tercüme hareketinin ilk büyük önderlerinden biri olarak Rıfâ'a Râfi' et-Tahtâvî (ö.1873)'nin adını zikretmek gerekir. Mehmet Ali Paşa tarafından Paris'e gönderilen ilk büyük öğrenci kafilesine imam olarak atanan Tahtâvî, Paris'te kaldığı beş yıl zarfında Fransızca'yı iyi bir şekilde öğrenmiştir. Tahtâvî, Fransızca'dan yirmi kadar kitabı Arapça'ya tercüme etmiştir.[2] İkinci mütercim olarak Ferah Antun (ö.1922)'un adı anılabilir. Aslen Lübnan'lı olup daha sonra Kahire'ye göç eden ve Hıristiyan asıllı olan Ferah Antun, 1906 yılında New York'a seyahat etti. Özellikle, Gorki, Tolstoy, Nietzche, Shaw ve hayran olduğu Rousseau ve Karl Marx'dan Arapça'ya çeviriler yaptı. Ayrıca Ernest Renan'ın lsa'nın Hayatı (Vie de Jesus) adlı eserini tercüme ederek din-bilim ilişkisiyle ilgili tartışmalara daha yoğun olarak katıldı.[3]

Bunların yanı sıra değişik alanlarda pek çok mütercimin adını anmak mümkündür. Bazı örnekler vermek gerekirse mütercimler arasında, Ahmet Fethi Zaglul (ö.1914)[4]; Aristo'dan yaptığı çevirilerle meşhur olan Ahmed Lütfi es-Seyyid[5]; Abbas Mahmud Akkâd, Ahmed Emin, Mustafa Lütfi el-Menfelûtî, Muhammed Bedrân, Muhammed Ferid Ebû Ha- dîd, Ahmed es-Sâvî Muhammed[6]; Âdil Zu'aytır (ö.1957)[7]; Efla- tun'dan çevirileriyle Zeki Necib Mahmud; Dekart çevirisiyle Osman Emin; William James'ten çevirileriyle Mahmud Hubbullah ve Muhammed Fehmî eş-Şenîtî; T.J. de Boer, Salomon Pines, J. Wellhausen, H.A.R Gibb ve Adam Mez'den çevirileriyle Muhammed Abdülhâdî Ebu Rîde; Bertrand Russel'dan çevirileriyle Muhammed Mürsî Ahmed, Atiyye Hü- na, İmad İsmail ve Abdürreşid es-Sâdık; George Santayana'dan çevirisiyle Mustafa Bedevî; Dekart'ın Metod Üzerine Konusmalar adlı eserinin çevirisiyle Mahmud el-Hudayrî[8] ve nihayet gerek batı felsefesi gerekse İslâm düşüncesiyle ilgili muhtelif dillerden yaptığı pek çok çeviriyle Abdurrahman Bedevî'nin[9] adları anılabilir.[10]

Batıyı tanıma süreci bir yandan öğrenci gönderme ve tercümeler yap­ma şeklinde devam ederken öte yandan batı ülkelerine yapılan seyahatle­ri konu edinen hatıralar veya muhayyel kitaplar da yavaş yavaş çoğalmaya başlamıştır. Rifâ'a Râfi' et-Tahtâvî (ö.1873)'nin Telhîsu'l-İbrîz min Telhisi Bâriz[11] adlı eseri yazarın Paris'te bulunduğu yıllardaki izlenimlerinden meydana gelmektedir. Tahtâvî, hem bu eserinde hem de Menâhicü'l-Elbâbi'l-Mısriyye fî Mebâhicu'l-Âdâbi'l-Asriyye adlı kitabında XVIII. yüzyıl aydınlanma döneminin Voltaire, Condillac ve Rousseau gibi Fransız düşünürlerinden etkilendiği görülmektedir.[12] Yine aynı muhtevada olmak üzere, Mısır millî eğitiminin ıslahı için büyük gayret gösteren ve Mısır Millî Kütüphanesi (Dârü'l-Kütüb el-Mısriyye)'nin kurucusu Ali Mübârek (ö.1893)'in Ezherli Alemüddin[13] adlı birinin Avrupa seyahatini anlattığı eseri, Ahmed Fâris eş-Şidyak'ın es-Sâk ale's-Sâk fî Mâ Hüve el- Fâriyâk'ı[14] ve Selim Butrus'un el-Nüzhetü'l-Fâriyak'ı[15] da bu literatürün ilk örnekleridir.[16]

Batı medeniyet, kültür ve düşüncesini savunan, etkilenen veya orada ortaya çıkan akımları ve görüşleri benimseyen kişiler hem yaygınlık hem de entelektüel güç ve faaliyet itibariyle çağdaş Arap düşüncesinin en büyük akımını veya düşünür grubunu oluşturmaktadırlar. Marksizm, materyalizm, sosyalizm, evrimcilik, liberalizm vb. akımlara mensup olan düşünürlerin ve Arap milliyetçilerinin çok büyük bir kısmının Arap dünyasının içinde bulunduğu durumdan kurtulmasının ancak batı tarzı bir modernleşme ile mümkün olduğunu savunduklarında şüphe yoktur. Bunlar arasında, Tâ- hâ Hüseyin (ö.1973)'in 1938 yılında yayımlanan Mısır'da Kültürün Geleceği (Müstakbelü's-Sekâfe fî Mısr) adlı eserinde yaptığı gibi batı medeniye­tine bağlılığın teorisini yapan[17] kişiler de bulunmaktadır.[18]

Ancak batı medeniyetini tanımaya veya benimsemeye yönelik bu gayretlerin yanı sıra, çağdaş Arap düşüncesinde güçlü batı tenkitçileri ve batı medeniyetine alternatif geliştirmeye çalışan kişiler de ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede, çağdaş Arap dünyasındaki muhtelif dinî akımlara mensup kişiler ile din alanında ihtisaslaşan ilim adamı ve düşünürlerin önemli bir kısmı, batıdan pek çok unsuru benimsemelerine rağmen, batı medeniyetini tenkit etmeye devam edegelmişlerdir. Bunların yanı sıra, Arap dünyasında batının sadece bir medeniyet ve fikir olarak değil sömürgeci olarak da kendini hissettirmesi pek çok düşünürün batı karşıtı bir düşünceyi benimsemesine veya savunmasına yol açmıştır. Bundan dolayı, Arap milliyetçileri arasında batıyı tenkit eden pek çok kişi bulunmaktadır. Bu son grup içerisinde batıyı taklit eden değil ulusal geleneklere bağlı bir toplumsal yenileşmeyi savunan Fas İstiklal Partisi'nin kurucusu Ala el-Fâsî[19] ile Mukaddime fî llmi'l-lstigrâb adlı eserinde batıyı tenkit etmek hususunda bir yön­tem geliştirmeye çalışan Hasan Hanefî'nin isimleri anılabilir.[20]

Bununla birlikte, batı medeniyetinin İslâm ve Arap dünyasına bakan yüzüne yöneltilen tenkitlerle ilgili belki de en iyi örnek oryantalizm ve oryantalistler hakkındaki tartışmalardır. Oryantalizm esas olarak Avrupa'da doğduğu ve daha sonra batı medeniyetini benimseyen veya oryantalist paradigmaya göre eğitim-öğretim kurumları kuran bütün ülkelerde faaliyette bulunduğundan oryantalistlerin yaptıkları faaliyetler özellikle dindar ve milliyetçi kesimler tarafından hep şüpheyle karşılanmıştır.

Oryantalistlerin Arap dünyasındaki etkileri, esas itibariyle yaptıkları ilmî çalışmalar ve bu çalışmaların Arapça'ya çevirileri vasıtasıyla olsa da, bu kanallarla sınırlı kalmamıştır. Nitekim, genel olarak bütün Arap dünyasının ve özel olarak ise Mısır'ın en önemli ve ilk modern üniversitelerinden biri olan Kahire Üniversitesi 1908 yılında kurulduğunda, İslâm ve İslâm düşüncesi ile ilgili dersleri vermek üzere müsteşrikler davet edilmiştir.[21] Bu müsteşriklerden biri olan David Santillana 1910 yılında İslâm Felsefesi tarihi dersleri vermiştir. Aynı üniversitede dersler veren ikinci müsteşrik ise Louis Massignon (ö.1962) olup, 1912-1913 öğre­tim yılında İslâm felsefesi tarihi ve felsefe ıstılahlarıyla ilgili dersler verdi. Massignon daha sonra 1933 yılında kurulan Mısır Arap Dil Kurumu'nda üye olarak bulunmuştur.[22] Aynı şekilde Poul Kraus (ö.1944) da 1936 yılından vefat tarihi olan 1944'e kadar Kahire Üniversitesi'nde ders ve­ren müsteşriklerden biridir.[23] Benzer bir durum, Suriye için de söz ko­nusudur. Suriye'nin en önemli ilim müesseselerinden biri olan Arap Dil Kurumu (Mecma'u'l-İlmî el-Arabî)'nda 1927 yılında, Fransa, İtalya, Portekiz, İsviçre, Hollanda, İngiltere, Almanya, Macaristan, Polonya, Rusya ve Amerika (ABD) gibi ülkelere mensup otuz sekiz (38) müsteşrik üye olarak bulunmuştur.[24]

Arap ülkelerinde, müsteşriklerin ilgi alanlarına giren konularda tahsilde bulunmak gayesiyle batı ülkelerine giden öğrenciler de büyük bir yekun tutmaktadır. Bunların yanı sıra doğrudan veya dolaylı olarak oryantalistlerin kaleme aldıkları kitap ve makalelerin okunması veya tercüme edilmesi neticesinde pek çok çağdaş Arap düşünürü, âlimi ve yazarı oryantalizmden etkilenmiştir. Bütün bunların sonucunda da oryantalizm ve oryantalistler hakkında büyük bir literatür oluşmuş[25] ve Rıfâ'a Tahtâvî, Muhammed Abduh, Mustafa Abdürrâzık, Tâhâ Hüseyin, Ahmed Emin, Kostantin Züreyk, Şekip Arslan vb. pek çok düşünür ya oryantalizmden etkilenmiş ya da oryantalizm hakkında tartışmalarda bulunmuşlardır.[26]

Afgânî'nin Renan'a yazdığı reddiyenin Muhammed Abduh tarafından yapılan Arapça çevirisi[27] ile Gabriel Hanotaux'un lslâm ve lslâm Sorunuyla Karşı Karşıya başlıklı makalesine Muhammed Abduh'un 1902 yılında verdiği cevap, Arapça'da oryantalizmi tenkit gayesiyle yazılan ilk eserlerden olmalıdır.[28] Ancak oryantalistlerin İslâm düşüncesi ve felsefesiyle ilgili görüşlerini sistematik bir şekilde tenkit eden düşünürlerin başında, Mısır'da İslâm felsefesi tarihi dersleri veren ilk yerli hoca olan Mustafa Abdürrâzık gelmektedir. Mustafa Abdürrâzık'ın 1944 yılında yayımladığı lslâm Felsefesi Tarihine Giriş (Temhîd li Tarihi'l-Felsefeti'l-lslâmiyye) adlı eserinin önemli bir kısmı Emile Brehier, Iullaume Theophiie Tennemann, V. Cousin ve Ernest Renan gibi oryantalistlerin ve batılı bazı yazarların İslâm felsefesiyle ilgili görüşlerinin tartışmasına ve tenkidine ayrılmıştır.[29] Aynı durum, Arapça'daki İslâm felsefesiyle ilgili en önemli eserlerden biri olan İbrahim Medkûr'un lslâm Felsefesi Hakkında, Yöntem ve Tatbik (Fi'l-Felsefeti'l-lslâmiyye, Menhec ve Tatbîk) isimli kitabında da görülür. Yazar bu eserin başında tıpkı M. Abdürrâzık gibi önce E. Renan gibi bazı müsteşriklerin görüşlerini incelemekte, bunlara cevaplar vermekte, daha sonra ise esas konulara girmektedir.[30]

Oryantalizmi tenkit hususunda en meşhur düşünürlerden biri de, Mustafa Sibâ'î olup Sünnet ve İslâm Hukukundaki Yeri (es-Sünne ve Mekanetühâ fî Tes/î' el-İslâm) adlı doktora tezinde Oryantalistlerin Gayelerinin Tarihî Olarak Açıklanması (Ardun Târîhiyyün li Egrâdi'l-Müstesrikîn) başlığıyla bu konuya bir bölüm ayırmasının yanısıra[31] bu alanda müstakil bir eser de yazarak oryantalizmi ve oryantalistleri çeşitli açılardan tenkit etmiştir.[32]
Çağdaş Arap düşüncesi içerisindeki oryantalizmle ilgili bu tartışmalar ve ona yöneltilen tenkitler sadece Arapça yazılan kitap ve makalelerle sınırlı kalmamış, akademik hayatlarını batı ülkelerinde sürdüren Enver Abdülmelik ve A. Tibawi gibi Arap menşeli bazı ilim adamları tarafından bu defa bizzat batı ülkelerinde ve bu ülkelerin konuştukları dillerde devam ettirilmiştir.[33] Ancak bu konuda bütün dünyaca bilinen en meşhur Arap asıllı yazar, Edward Said'dir. Filistin asıllı bir hıristiyan olan Edward Said'in 1978 yılında ilk baskısı yapılan Oryantalizm isimli eseri, oryantalizme yöneltilen tenkitler arasında bütün dünyada büyük bir yer edinmiş ve basıldığı tarihten itibaren çok tartışılmıştır. Ancak bütün bu tartışmalarda pek az dikkat çeken husus, Edward Said'in bu eserinin Arap dünyasındaki batıya ve oryantalizme yöneltilen tenkitlerin bir devamı olmasıdır.[34]

Oryantalizme ve oryantalistlere sert tenkitler yönelten bu düşünürlerin yanı sıra bu konuda daha mutedil bir yol izleyenler bulunmaktadır. Bunlardan biri olan Ebu'l-Alâ Afîfî (ö.1966), oryantalizmi şiddetli şekilde tenkit eden Mustafa Abdürrâzık ve Mustafa Sibâ'î gibi düşünürlerin aksine, müsteşriklerin kültürel mirası keşfettiklerinden ve dikkatlerimizi onun özgünlüğüne yönelttiklerinden dolayı takdir edilmeleri gerektiğini, ayrıca müsteşriklerin fikirlerinin birden bire reddedilmeyip tartışılmasını ve bunun sonucunda kabul veya reddetmenin daha uygun olacağını savunmaktadır.[35]

NOT: Yukarıdaki yazı daha önce yayımlanan bir makalemin başlangıç kısmıdır (Bkz. Anay, Harun, ‘Çağdaş Arap Düşüncesi’, Divan Dergisi, Sayı: 10, sayfa: 1-88, İstanbul-2001).

Harun Anay/02.12.2013
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
linkedin.com/HarunAnay
academia.edu/HarunAnay
---



[1] Kramers, J.H., 'Mısır' md., lslâm Ansiklopedisi, İstanbul-1979, VIII, 266; İnâyet, Hamid, Arap Siyâsî Düşüncesinin Seyri, çev. Hicâbi Kırlangıç, İstan- bul-1991, s. 39. XIX. yüzyılda Mısır'dan Avrupa ülkelerine öğrenci gönderme faaliyeti, aşamaları ve gönderilen öğrenciler hakkında daha geniş bilgi için bkz. Abdülmelik, Enver, Nehdatü Mısr, Kahire-1983, s. 129-138.
[2]  Donohue, John J., John L. Esposito, Değiştim Sürecinde lslâm, çev. Ali Yaşar Aydoğan, Aydın Ünlü, İstanbul-1991, s. 19; Hourani, Albert, Çağdaşt Arap Düştüncesi, 1798-1939, çev. Latif Boyacı, Hüseyin Yıldız, İstanbul-2000, s. 85-98.
[3]  Gassick, Trevor J. Le, Major Themes in Modern Arabic Thought: An Antho- logy, Ann Arbor-1979, s. 41-45. XIX. yüzyıldaki tercüme hareketi hakkında bkz. Abdülmelik, Enver, Nehdatü Mısr, Kahire-1983, s. 139-153.
[4]   İsâmüddîn, Ahmed, Hareketü't-Terceme fî Mısr fi'l-Karn el-Işrîn, Kahire- 1986, s. 216-221.
[5] A.e., s. 222-228; İnâyet, Hamid, Arap Siyâsî Düşüncesinin Seyri, çev. Hicâbi Kırlangıç, İstanbul-1991, s. 242; Fahri, Macid, Dirâsât fi'l-Fikri'l-Arabî, Beyrut-1977, s. 262; Hüseyn, Muhammed Kâmil, 'Ahmed Lütfi es-Seyyid ve'd-Da've ilâ Aristo', Mecelletü'l-Kâtib el-Mısrî, Yıl: 3, VII, S. 26, s. 203­207, Kahire-1947.
[6]  İsâmüddîn, Ahmed, a..g.e, s. 238-249, 271-274, 276-281.
[7] Hasen, Muhammed Abdülganî, 'Âdil Zu'aytır ve Devruhû fî Hareket et-Ter- ceme el-Hadîse', Mecelletü'l-Mecelle, Yıl: 3, S. 36, s. 7-12, Kahire-1959.
[8] Tâhir, Hâmid, el-Felsefetü'l-İslâmiyye, Kahire-ts., s. 18, 48.
[9] A.e., s. 19.
[10]       Ürdün, Cezâir, Sudan, Suriye, Irak ve Libya'da tercümenin durumu, tercü­me edilen eserler, mütercimler ve tercüme müesseseleri hakıkında bir özel sa­yı için bkz. 'Vâkı'u't-Terceme fî Ba'di'l-Aktâri'l-Arabiyye', el-Mecelletü'l- Arabiyye li's-Sekâfe, Yıl: 2, S. 2, Tunus-1982. 1798-1914 tarihleri arasında fen bilimleriyle ilgili çevrilen eserlerin künyeleri ve bu eserlerin mütercimleri hakkında bkz. Muhâfıza, Ali, el-İtticâhâtü'l-Fikriyye inde'l-Arab fî Asri'n- Nehda, 1798-1914, Beyrut-1978, s. 215-235.
[11]       Tahtâvî, Rifâ'a Râfi', Telhîsu'l-İbrîz min Telhîsi Bâriz, Kahire-1834.
[12]       İnâyet, Hamid, Arap Siyâsî Düstüncesinin Seyri, çev. Hicâbi Kırlangıç, İstan- bul-1991, 42-54. Fransız devriminin Arap düşünürleri üzerindeki etkisi için bkz. Khuri, Ra'if, Modern Arab Thought: Channels of the French Revolution to the Arab East, çev. İhsan Abbas, Princeton-1983.
[13]       Mübârek, Ali, Alemüddîn, Kahire-1882.
[14]       Şidyak, Ahmed Fâris eş-, es-Sâk ale's-Sâk fî Mâ Hüve el-Fâriyâk, Paris-1855.
[15]       Butrus, Selim, el-Nüzhetü'l-Fâriyak, Beyrut-1856.
[16]       Daha ayrıntılı bilgi için bkz. Qadi, Wadad al-, 'East and West in 'Ali Muba- rak's 'Alamuddin', Marwan R Buheiry (ed.): Intellectual Life in the Arab East, 1890-1939 içinde, Beirut-1981, s. 21-37.
[17]       Hüseyn, Tâhâ, Müstakbelü's-Sekâfe fî Mısr, Kahire-1938, c. 1-2. Ayrıca bkz. Donohue, John J., John L. Esposito, Değiştim Sürecinde lslâm, çev. Ali Yaşar Aydoğan, Aydın Ünlü, İstanbul-1991, s. 59, 77-81.
[18]       Medeniyet tartışmaları hakkında örnek olarak bkz İbrahim Başa (Paşa), Ali, Mansûr Fehmî, Tâhâ Hüseyn, Ali Abdürrâzık Beg, es-Seyyide Hüda Şa'râvî, Ahmed Şevki Beg, Mehmed Şeref, 'Hadâretünâ el-Kâdime Fir'avniyyetün em Arabiyyetün em Garbiyyetün?, İstiftâ' Celîl li Tâ'ifetin min Kibâri'l-Müfekki- rîn', Mecelletü'l-Hilâl, Abril 1931, s. 817-827, Kahire-1931; Rabi', Hâmid, 'el-Hadâretü'l-İslâmiyye ve'l-Hadâretü'l-Evrubbiyye beyne'l-Kerâhiyye ve'l- Î'cab', Mecelletü'l-Mevkifi'l-Arabî, S. 23, s. 28-40, Kahire-1979; Bin Nebî, Mâlik, Müştkilâtü'l-Hadâra, Müştkiletü'l-Efkâr fi'l-Âlemi'l-lslâmî, çev. Bes- sam Bereke, Ahmed Şa'bu, Dımaşk-1992; Hüseyn, Ahmed, 'Ürîdü Hadâre- ten İslâmiyyeten Testenidü ile't-Te'âlimi'l-İslâmiyye ve'l-Esâlet el-Mısriyye', Mecelletü's-Sekâfe, Yıl: 7, S. 78, s. 14-16, 37, Kahire-1980.
[19]       Abdülmelik, Enver, Filistin Sorunu ve Arap Birliği, çev. Adnan Cemgil, ys.- 1971, s. 198-204.
[20]       Hanefî, Hasan, Mukaddime fî llmi'l-lstigrâb, Kahire-1991.
[21]       Kramers, J.H., 'Mısır' md., İslâm Ansiklopedisi, İstanbul-1979, VIII, 267; Celeyend, Muhammed es-Seyyid el-, 'Dârululum ve Tarihu'd-Dersi'l-Felsefî fî Mısr', Yayımlanmamış makale, s. 5.
[22]       Bedevî, Abdurrahman, 'Luis Massinyon (Louis Massignon), Hayatuhu ve Ebhâsuhu', Mecelletü'l-Mecelle, Yıl: 6, S. 71, s. 10, 13, Kahire-1962; Akîkî, Necib el-, el-Mütesrikûn, Kahire-1980, I, s. 264.
[23]       Bedevî, Abdurrahman, 'Bedevî (Abdurrahman)', Mevsû'atü'l-Felsefiyye, Bey- rut-1984, I, 294; Akîkî, Necib el-, a..g.e, II, s. 472.
[24]       Musevî, Muhsin Câsim el-, el-İstisyak fi'l-Fikr el-Arabî, Beyrut-1993, s. 120, 141-145.
[25]       Oryantalizmle ilgili Arapça'daki çalışmalara örnek olarak bkz. Berekât, Mah- mud Abdulmu'tî, el-Felsefetü'l-İslâmiyye beyne'l-Esâle ve't-Taklîd, Câ- mi'atü'l-Ezher, Külliyyetü Usuliddîn, Kahire-1980, VI, 446 s., Yayımlanma­mış doktora tezi, s. 21-102; Ebu Zeyd, Ahmed, 'el-İstişrâk ve'l-Müsteş- / rikûn', Mecelletü Âlemi'l-Fikr, X, S. 2, s. 255-560, Küveyt-1979; Said, Ed- ward, 'Ta'kib ale'l-İstişrak',The Arab World in Scientific Research, S. 4, s. 42­61, Paris-1994; Mûsevî, Muhsin Câsim el-, el-lstiş/âk fi'l-Fikri'l-Arabî, Bey- rut-1993; Mutabbakânî, Mâzin b. Salah, el-lstiştrâk ve'l-ltticâhâtü'l-Fikriyye fi't-Tarihi'l-lslâmi, Dirâsetün Tatbîkiyyetün alâ Kitâbâti Bernard Lewis, Ri- yad-1995; el-Akîkî, Necib, el-Müsteyikûn, Kahire-1980, c. 1-3; Bedevî, Ab- durrahman, Mevsû'atü'l-Müsteştrikîn, Beyrut-1984; Simayilovitc, Ahmed, Fel- sefetü'l-lstişrâk ve Eserühâ fi'l-Edebi'l-Arabî el-Mu'âsır, Kahire-ts., Dâru'l- Me'ârif; Câbirî, Muhammed Abid, 'er-Rü'yetü'l-İstişrâkiyye fi'l-Felsefeti'l-İs- lâmiyye: Tabi'atühâ ve Mükevvenâtühâ el-Eydiyoloci (Ideology) ve'l-Menhe- ciyye', Menahicü'l-Müsteştrikin fi'd-Dirasat el-Arabiyyeti'l-lslâmiyye içinde, Riyad-1985, I, s. 305-338; Anay, Harun, 'İslâm Düşüncesi Alanında Yapılan İngilizce Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri', Dîvân llmî Araştırmalar Dergi­si, Yıl: 5, S. 8, s. 232-233/dn.97-98, İstanbul-2000.
[26]       Mûsevî, Muhsin Câsim el-, el-lstişrâk fi'l-Fikri'l-Arabî, Beyrut-1993. Ferah Antun ve Ernest Renan'ın din hakkındaki görüşlerinin aynı olduğu hakkında bkz. Gassick, Trevor J. Le, Major Themes in Modern Arabic Thought: An Ant- hology, Ann Arbor-1979, s. 43.
[27]       Efgânî, Cemâleddin, Red (er-Redd Alâ'd-Dehriyyîn), Farsça aslından Ârif Ebû Türab'ın yardımıyla Arapça'ya çev. Muhammed Abduh, Türkçe çev. Aziz Ak- pınarlı, Ankara-1956.
[28]       Emin, Osman, 'Mısır'da Rönesans: Muhammed Abduh ve Okulu', M.M. Şe­rif (ed.): lslâm Düştüncesi Tarihi içinde, çev. İhsan Durdu, İstanbul-1991, IV, s. 293-294, 305; Fahri, Macid, Muhtasaru Tarihi'l-Felsefeti'l-Arabiyye, Bey- rut-1981, s. 157-158.
[29]       Abdürrâzık, Mustafa, Temhîd li Tarihi'l-Felsefeti'l-lslâmiyye, Kahire-1966, s. 3-98.
[30]       Medkur, İbrahim, Fi'l-Felsefet el-İslâmiyye, Menhec ve Tatbîkühû, Kahire-ts., Dâru'l-Me'ârif, s. 15-34.
[31]       Salt, Jeremy, 'An Islamic Scholar-Activist: Mustafa al-Sibâ'î and the Islamic Movement in Syria 1945-1954', Journal of Arabic, Islamic and Middle Eas- tern Studie-s, 3, S. 1, s. 103, 107, Malvern Vic (Australia)-1996.
[32]       Sibâ'î, Mustafa, Oryantalizm ve Oryantalistler, Yararları-Zararları, çev. Mücteba Uğur, İstanbul-1993.
[33]       Tibawi, A.L., Enver Abdülmelik, Hamid Algar, Krizdeki Oryantalizm-Elesti- riler-, İstanbul-1998; Little, Donald P., 'Three Arab Critiques of Orienta- lism', The Muslim World, LXIX, s. 110-131, 1979; Tibawi, A.L., "English- Speaking Orientalists: A Critique of Their Approach to Islam and Arab Na- tionalism", a..e, LIII, S. 3, s. 185-204; LIV, S. 4, s. 298-313, 1963; a.yz., 'On the Orientalists Again', a.e., LXX, s. 56-61, 1980.
[34]        Edward Said'in bu eseri ve konuyla ilgili görüşlerinin özeti için bkz. Anay, Harun, 'İslâm Düşüncesi Alanında Yapılan İngilizce Yüksek Lisans ve Dok­tora Tezleri', Dîvân İlmî Araşırmalar Dergisi, Yıl: 5, S. 8, s. 214-216, İs- tanbul-2000.
[35] Ebû Reyyân, Muhammed Ali, 'Ebü'l-Alâ Afîfî, Alemün min A'lâmi Medreset el-İskenderiyye el-Felsefiyye el-Mu'âsıra, 1897-1966', Mecelletü Külliyyeti'l- Âdâb, XX (1966), s. 8, 10-11, İskenderiye-1967.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.