MÜSLÜMANLAR'a AÇIK MEKTUP
Son iki yüz yıllık düşünce tarihimizi göz önüne aldığımızda, ‘NO’LACAK BU
MEMLEKETİN HALİ?’ sorusuna cevap bulmaya çalışmayan müellif neredeyse yok
gibidir. Bu konuda yazılan kitap ve makaleler toplansa, yüzlerce ciltlik büyük
bir külliyat oluşturur.
Manisali Halil Hilmi’nin ‘İSLAMLARA AÇIK MEKTUB’ isimli risalesi işte bu
konunun işlendiği çalışmalardan biridir (Resne Kâdî-i Sâbıkı Manisalı Halil
Hilmi, İslamlara Açık Mektub, Dersaadet-1332/1916 Miladi, Necm-i İstikbal
Matbaası, 13 safya).
Risalenin adında geçen ‘İSLAMLAR’ kelimesi, muhtemelen Batı dillerinin
tesiriyle Osmanlı dönemi Türkçe’sinde 19. yüzyıldan itibaren kullanılmaya
başlanmış olup ‘MÜSLÜMANLAR’ demektir. Dolayısıyla eserin adı, ‘MÜSLÜMANLARA
AÇIK MEKTUP’tur. Mektup adını taşıyan ya da mektup tarzında yazılan risalelere
de Osmanlı’nın son döneminde sıkça rastlanmaktadır.
Halil Hilmi, eserinde müslümanların asırlardır karşılaştığı felaketlere
işaret ettikten sonra, geçmişte idaremiz altında yaşayanların şimdi büyük
gelişme kaydettiklerine işaret etmektedir. Yazara göre, bir zamanlar bize
‘CİZYE VERENLER’; vapurlar, demir yolları, telgraflar, telefonlar, elektrikler
ve uçaklar icat etmişlerdir. Bir zamanlar galibiyetimize boyun eğenler, artık
‘bizi mahv etmek’ istemektedirler. Bundan dolayı onların hızına uygun bir
şekilde, bizim de gelişmemiz (:terakki) gerekir.
Yazara göre, gelişebilmemiz için şu yolların takip edilmesi gerekir:
1-Ticaret, ziraat ve sanatı geliştirerek kara ve deniz gücümüzün ihtiyaç
duyduğu parayı hazırlamak;
2-Madenleri işleterek tersaneler, tophaneler ve fabrikalar tesis etmek, bunlar
ile de son sistemde top, tüfenk, kılınç, süngü, zırh ve uçak gibi savaş
vasıtalarını sağlamak;
3-Her çeşit savaş alet ve ihtiyaçlarını yapacak ustalar, deniz ve kara
kuvvetleri için komutanlar yetiştirmek.
Eserin devamında, dini naslara da atıfta bulunularak müslümanlar arasında
sevgi bağlarının güçlendirilmesi gibi hususlara da temas edilmekte ise de, yazarın
bizden güçlü olan devletlere karşı koyabilmek için teklif ettiği hal çareleri
esas itibariyle bunlardır.
Risalenin sonlarında ise müslümanlar; ticaret yapmaya, şirketler kurmaya,
ALIŞ VERİŞİ MÜSLÜMANLAR ARASINDA YAPMAYA (yani müslüman olmayanlara karşı
ticari BOYKOT’a) çağrılmaktadır.
Bu küçük risale, şu kanaatimi güçlendirdi: Her konuşma veya her yazı;
konuşmacının veya MÜELLİFİN, BİLGİ, DÜŞÜNCE ve MUHAKEME SEVİYESİNİ GÖSTERİR.
Risalenin kapağından eski bir KADI olduğu anlaşılan müellifin, İKTİSADİ
TEKLİFLERİ DE ELBETTE ONUN SEVİYESİNİ GÖSTERMEKTEDİR.
----
---