HİKMET’li SÖZLER-17
---
İNSAN Kimdir? TECRÜBE-Bilgi İlişkisi
'Tecrübe ve görgösünden bilgi edinmeyen kimseyi insandan saymamalı,
ey temiz kalpli insan'
'Tecrübelerine rağmen, hareketini tanzim edemeyen kimseye
'hayvan' derlerse, doğru söylemiş olurlar'
'Zaman geçtiği hâlde, hikmet
sâhibi olmamış ise, ona 'insan' değil 'hayvan' demelidir'
(Bakınız: Yusuf Has Hâcib,
Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.335/4638-4640).
---
GÖNÜL KIRMAMALADIR
'İnsanın gönülü kırılırsa, işin tadı kaçar, yakınlık
uzaklaşır ve ondan faydalanmanın arkası kesilir'
(Bakınız: Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti
Arat, Ankara-1998, TTK, s.334/4611).
---
GÖNLÜ'n SIRÇA'ya BENZETİLMESİNİN TARİHİ BU KADAR ESKİ MİYMİŞ?
'İnsanın gönülü incedir, o bir sırçaya benzer; ona çok dikkat
et, kaba söz söyleme, kırılır'
(Bakınız: Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti
Arat, Ankara-1998, TTK, s.333/4610).
-YUSUF HAS HÂCİB, eserini 11. miladi yüzyılda yazmıştır
---
YÖNTEM Bilgisi BAŞARI Sağlar
(GÖRGÜ olarak da anlayabiliriz)
'Usûl, âdâp ve erkânı bilmeyen kimse insanlara katılırsa,
işinde muvaffak olamaz'
(Bakınız: Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti
Arat, Ankara-1998, TTK, s.333/4606).
---
YÖNTEM Bilgisi Mutluluk Kaynağıdır
(Görgü olarak da anlayabiliriz)
'Her şeyin usûlü, âdâp ve erkânı vardır; usûlü tam olarak tatbik
eden kimsenin yüzü güler'
(Bakınız: Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti
Arat, Ankara-1998, TTK, s.333/4606).
---
GÖRGÜLÜ ve GÖRGÖSÜZ Arasındaki Fark
(YÖNTEM olarak da anlayabiliriz)
'Usûl bilmez, akılsız ve nasıl hareket edeceğini bilmeyen
kimseler, usûle vâkıf insanları görünce, şarırır-kalırlar'
(Bakınız: Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti
Arat, Ankara-1998, TTK, s.332/4587-4595).
---
İnanılmaz Değerde Bir HİKMET. Akhhhh Keşmek Anlayabilseler,
Anlayabilseydik
'Bir doyumluk bu yiyecek ve içecek için, kendini zorla
itibardan düşürme'
'Boğazına hâkim olan ve icap ettiği zaman kendisini yemekten
men' edebilen insan ne der, dinle'
'Boğazını gözet ve aşağılık insan
olma; bir boğaz için, insanların kulu durumuna düşme'
'Şimdiye kadar itibarda bulunmuş
bir çok kimseleri gördüm; boğazlarına hâkim olmadıkları için, toprak
olup-gittiler'
'Memlekette yükselmiş bir çok
insan gördüm; boğazlarının esiri oldular ve toprağa düştüler'
'Bir çok zenginler gördüm,
boğazlarının esiri oldular ve böylece iflâs ederek, tekrar fakirliğe düştüler'
Boğazın esiri olma, ey boğazına
düşkün adam; boğazın esiri olursan, bir daha bu esâretten kurtulamazsın'
(Bakınız: Yusuf Has Hâcib,
Kutadgu Bilig, çev. Reşid Rahmeti Arat, Ankara-1998, TTK, s.332/4587-4593).
---
Harun Anay/07.02.2014
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
facebook.com/HarunAnay
twitter.com/HarunAnay
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.