12 Eylül 2013 Perşembe

ÖĞRENCİLERE NOTLAR-(20-21)

Yeni Öğretim Yılı Başlarken ÖĞRENCİLERİME özel NOTLAR (20-21)

20-Okuduğunuz fakülte içinde veya dışında vasıflı insanların kimler olduğuna mümkün olduğu kadar KENDİNİZ KARAR VERMELİSİNİZ. Herhangi bir kişi hakkında başkalarının serdettikleri olumlu veya olumsuz kanaatleri mutlaka dikkate alınız, fakat onların o kişi hakkında oluşturdukları imajın her zaman doğru olmayabileceğini lütfen unutmayınız. Malesef, insanlar her zaman SIRF HAKİKAT aşkına başkaları hakkında görüş ve kanaat dile getirmiyorlar. Tarih, nice vasıflı insanın çeşitli sebeplerle iftiraya uğradığına, dışlandığına ve yaşarken ölü hale getirildiğine dair binlerce örnekle doludur. Bundan dolayı, kendinize örnek almayı düşündüğünüz ve size düşünmeyi öğretecek vasıflı insan veya insanları ararken, herhangi bir kişinin kulaktan dolma bilgilerine itimat etmek büyük hatadır. Özellikle, aynı gruptan, cemaatten, cemiyetten, ideolojiden, ırktan, cinsten veya cinsiyetten olan kişilerin nasıl biribirlerini yönlendirdiklerini göz önüne alarak, bu konuda karar verirken mümkün olduğu kadar dikkatli olmaya ve kendi başınıza karar vermeye çalışmalısınız.

21-Örnek alacağınız ve düşünmeyi öğrenmek maksadıyla kendisine bağlılık duyacağınız vasıflı insanı ararken aşağıdaki hususlar göz önüne almanız yararlı olabilir:

-Örnek alacağınız kişinin; hayatı, eserleri, arkadaş çevresi, iş hayatı ve görüşleri hakkında yeteri kadar bilgi edininiz;

-Bu bilgileri değerlendirirken, söz konusu kişinin MALUMAT TOPLAYICISI mı, yoksa DÜŞÜNÜR ve BİLGİN mi olduğunu anlamaya çalışınız;

-Sizin esas peşinde koşacağınız kişi, DÜŞÜNÜR ve BİLGİN vasfına sahip kişiler olmalıdır;

-MALUMAT TOPLAYICISI kişilere de her zaman çok ihtiyacınız olacaktır; onlar işlerinizi kolaylaştırır, zaman kazandırır, kaynak sağlar, hiç kimsenin farkında olmadığı bilgilere sahiptirler, hatta bir ülkenin kültürel birikiminin büyük bir kısmını da böyle kişiler sağlarlar. Malumat toplayıcılarını, bir binanın yapılışında görev alan işçilere, malzeme taşıyıcılara, ustalara, usta başılarına ve müteahitlere benzetebiliriz. Bina yapımında görev alan bu insanların hepsi son derece önemli görevler ifa etmektedirler, bundan dolayı kendilerine sonsuz teşekkür borcumuz vardır. Fakat onlar çoğu zaman çizilmiş bir planı uygulamakla görevlidirler. Halbu ki bizim hedefimiz PLAN YAPMAK, yani DÜŞÜNÜR ve BİLGİN OLMAKTIR. Bu yüzden, MALUMAT TOPLAYICISI OLMAK, asla ve asla ulaşılması gereken NİHAİ HEDEFİMİZ OLMAMALIDIR;

-DÜŞÜNÜR ve bilgin OLMAYI HEDEF EDİNMEK ile, sadece büyük FİLOZOF, BİLGİN ve BİLGE OLMAYI KASDETMİYORUM. Elbette böyle hedefleriniz olmalıdır. Fakat çoğumuz bu hedeflere ulaşamayabiliriz. Bu durumda, düşünür olmayı daha geniş bir çerçevede kabul edip HERKESİN, HER ALANDA ve HER KONUDA belirli bir düzeyde DÜŞÜNÜR OLMASINI hedef edinmemiz gerekir. Herkes sınırlı seviyede düşünür olabilir. Söz gelimi; düşünmesini bilen bir öğretmen, sanatçı, edebiyatçı, din görevlisi, gazeteci, mühendis, mimar, bürokrat, siyasetçi, tabip, teknisyen, meslek sahibi, bakkal, tüccar, fabrikatör ve müdür kendi mesleğinde YENİ DÜŞÜNCELER GELİŞTİRİP UYGULAYABİLİR. Bu şekilde geniş düşündüğünüzde, tanıdığınız pek çok meslek mensubunun, öğretmenin veya hocanın, DÜŞÜNÜR ve BİLGİN VASFININ ÇOK UZAĞINDA OLDUKLARINI ve ezberleyip tekrar ettikleri malumatın dışında kendilerine ait çok az şeye/veya hiçbir şeye sahib olmadıklarını GÖRECEKSİNİZ. Buna rağmen ülkemizde pek çok malumat toplayısı, KENDİSİNİ DÜŞÜNÜR SANMAKTADIR. Hatta başkaları da onları düşünür kabul edip yüceltmektedirler. Bu durum ise, SİZİN GİBİ GENÇ İNSANLARIN YETİŞMESİ İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR SORUN ve TEHLİKE TEŞKİL ETMEKTEDİR;

-Kendinize örnek alacağınız kişinin mesleğine ve ilme saygı duyup duymadığını gözlemleyiniz. Söz gelimi; mesleğine ve ilme saygı duyan insan, öğrencilerinin dinlerini, mezheplerini, dini ve siyasi düşüncelerini, ırklarını veya cinsiyetlerini gözeterek ayırım yapmaz; öğrencilerini küçümsemez; öğrencilerine umutsuzluk aşılamaz; öğrencilerinin kabiliyetlerini hafife almaz ve öğrencilerine saygısızlık etmez;

-Kendinize örnek alacağınız kişinin, doğru sözlü olup olmadığını inceleyiniz. Öğrencisine veya başkalarına yalan söyleyen, yalanlarından hiç pişman olmayan ve böyle davranmakta ısrar eden insanlardan mümkün olduğu kadar uzak durunuz;

-Kendinize örnek alacağınız insanın, peşinde koştuğu DÜŞÜNSEL ve BİLİMSEL SORULAR olup olmadığına dikkat ediniz. Ülkemizde zihninde çözmeye çalıştığı bir tek soru veya sorun olmayan binlerce malumat toplayısı olduğunu unutmayınız. Zihninde soru olmayan insanlar, bazı konularda son derece başarılı görünebilirler, söz gelimi malumatlarını çok anlaşılır bir şekilde anlatabilirler, iyi öğretmen olabilirler, bunlar sizi aldatmasın. Bu kişilerin böyle yönlerinden elbette istifade ediniz ve onlara bu açıdan saygı duyunuz, fakat onları hayatınızı ve düşüncelerinizi yönlendirecek bir kişi kabul etmeniz büyük hata olur;

-Kendinize örnek alacağınız kişinin, YÖNTEM BİLGİSİ’ne dikkat ediniz. Bilim ve düşüncede yöntem/yöntemlerle ilerlenir. Yöntemsizliği yöntem haline getirmiş yüzlerce kişi orta öğretimde ve üniversitelerimizde ders vermektedir. Bu kişiler, kendilerindeki yöntemsizilği öğrencilerine de aşılamaktadır. Bundan dolayı, hangi hocanın yöntem bilgisi olduğuna ve bildiklerini ne kadar uyguladığına çok dikkat etmelisiniz. Yöntem bilgisi dersi verenlerin bazılarının, bildiklerini içselleştiremediklerine şahit olabilirsiniz. Bundan dolayı, yöntem meselesi sadece nazari bilgi demek de değildir. Ayrıca yöntem sürekli geliştirilmelidir. Kendinize örnek alacağınız kişinin, mevcut yöntemler üzerinde düşünüp yeni yöntem arayışları içinde olup olmadığına da dikkat etmek gerekir.

-Kendinize örnek alacağınız kişinin, sizinle nasıl ilişkide bulunduğuna da çok dikkat etmelisiniz. Aldığınız dersler veya görüşmeleriniz sırasında size ve görüşlerinize saygı duyup duymadığına dikkat ediniz. Sizin şahsiyetinize saygı duymayan insanlar, görüşlerinize hiç saygı gösteremezler. Bazı öğrencilerimin, kendilerine sürekli hakaret eden, herkesi küçümseyen ve hiç kimseye saygı duymayan insanların çevresinde daire oluşturduklarını görünce ne diyeceğimi bilemiyorum. Acaba diyorum, bazı insanlar hakaret edilmekten zevk mi alıyorlar? Öğrencilerimin büyük bir kısmının böyle bir psikolojiye sahip olmadıklarını düşünerek, onlara her zaman kendi şahsiyetlerini korumalarını ve hiç kimseye kendilerini ezdirmemelerini tavsiye ettim, etmeye de devam edeceğim.

-Kendinize örnek alacağınız kişinin; bilgiç, ükela, her konudan anlayan, her konuda ders ve konferans veren, her rastladığına şu konuyu araştır ya da falan konuyu yüksek lisans/doktora tezi seçmelisin gibi tavsiyelerde bulunan kişilerden biri olup olmadığına dikkat ediniz. Sosyal bilimler ve ilahiyat alanında; kendisi Osmanlı dönemi Türkçesi bilmeden Türk edebiyatı ve düşüncesiyle ilgili yüksek lisans/doktara tez konuları veren, tarih bilmeden tarih üstatlığı yapan, felsefe bilmeden kendisini Farabi’den daha üstün gören, hukuk bilmeden fakihlik taslayan, mantık bilmeden mantık hocası olan, bilimin ne olduğunu bilmeden akademik ünvanlar alan, Batı düşüncesi hakkında ciddi bir birikime sahip olmadan bütün Batı düşüncesi hakkında ahkam kesen, okuduğu üç beş kitapla İslam düşüncesi uzmanı payesine ulaşan kişilerin sayısının tahmininizin çok üzerinde olduğunu unutmayınız.

-Örnek alacağınız kişinin, bilgi ve ahlak bakımından kendisini sürekli yetiştirmeye çalışıp çalışmadığına dikkat ediniz. Şayet hayatının belirli bir döneminden sonra bu iki alandaki gayreti durmuşsa, ondan sınırlı düzeyde istifade edilebilir, fakat hakiki bir örnek olamaz;

-Örnek alacağınız kişinin, sloganlarla düşünüp düşünmediğine dikkat ediniz. Sloganlarla bilim ve düşüncede bir yere varılamaz. Sloganların çoğu zaman içi boştur; düşünce ve bilim bakımından hiçbir kıymeti de haiz değildir. Sloganlar farklı kalıplar altında karşınıza çıkabilir; bazen onları özlü sözler (:aforizmalar) şeklinde, bazen bir atasözü, bazen de bir deyim olarak olarak görebilirsiniz.

-Örnek alacağınız kişinin; hiçbir ihtiyaç yokken ve gereksiz yere sırf bilgiçlik olsun diye yabancı dilden kelimeler kullanarak tafra satmaya çalışıp çalışmadığına dikkat ediniz. Böyle kişiler, çoğunlukla sahte düşünür ve bilim adamıdırlar;

-Örnek alacağınız kişinin; kendisinden önce yaşayan veya çağdaşı olan bilim ve düşün insanlarıyla ilişkilerine dikkat ediniz. Başkalarının kadrini kıymetini bilmeyen, onların fikri haklarına saygı göstermeyen, daha önce binbir emekle keşfedilmiş hakikatları kendisine mal eden, insanlık tarihinin kendisiyle başladığını sanan veya öyle hareket eden, konuşan ve yazan kişiler çoğunlukla sahtekardırlar. Onlara asla güvenilemez, onlar asla genç insanlara hakiki örnek olamazlar, olmamalıdır;

-Örnek alacağınız kişinin; konuşma ve yazılarında bilimsel kavramları kullanışına dikkat ediniz. Kavramları yerli yerinde ve bilerek kullanan, onların tarif ve anlamlarını içselleştirmiş kişileri örnek almaya çalışınız. Buna karşılık kavramları özensiz kullanan kişiler, asla iyi bilim ve düşün insanı değildirler. Lütfen unutmayınız, bilim ve düşünce kavramlarla öğrenilir, geliştirilir ve öğretilir; bu kadar büyük önemi haiz olmasına rağmen, üzerinde düşünmeden kavramları kelimelerin arasına serpiştiren bir insan nasıl iyi bir örnek olabilir ki?

-Örnek alacağınız kişinin; kendi düşünce ve bilim geleneğimize açık olmanın yanı tarihte ve günümüzde görülen başka düşünce ve bilim geleneklerine açık olup olmadığına özellikle dikkat ediniz. Her türlü iyiliği bizde, ya da tersine başkalarında gören insanlar özgün düşünce üretemezler. Mensup olduğumuz büyük düşünce ve bilim tarihimizden beslenmenin yanı sıra insanlığın devasa birikiminden de istifade etmemiz şarttır;

-Kendinize örnek alacağınız kişinin; hatalarından pişman olup olmadığına ve zarar verdiği kişilerden özür dileyip dilemediğine dikkat ediniz. Hatalarından pişman olmayan insanlar çoğunlukla zalim ve gaddar olurlar. Size büyük zararlar vermeleri muhtemeldir. Özür dilemesini bilmeyen insanlardan da aynı şekilde kaçınmak gerekir. Söz gelimi, herhangi bir sebeple haksız bir şekilde sizi üzen bir hoca, hatasını anladığında özür dilemiyorsa, o kişiden uzak durmalısınız. Buna karşılık, böyle bir özelliğe sahip olduğunu farkettiğiniz insanların hatalarını da hoş görmesini bilmelisiniz. Sizden samimiyetle özür dileyen bir insanın muhtemelen kötü niyeti yoktur.

-Hepsine sahip olmasa da buraya kadar sıralanan özelliklerin büyük bir kısmı kendisinde bulunan kişiyi bulduğunuzda, onun muhtemelen iyi bir hoca olduğu ve size örnek olabileceği sonucuna varabilirsiniz. Böyle bir hocayı bulduğunuzda onun kadrini kıymetini herkesten çok daha fazla bilmelisiniz. Böyle bir insanın yanında yetişmek için; elinizden geleni yapmalısınız. Ona işlerinde destek olunuz, çalışmalarına katkı ve destekte bulunmaya çalışınız, hatta ona özel işlerinde bile yardım ediniz. Onun işlerini kolaylaştırınız. Gerekirse ve izin verirse; kaynak taraması, araştırma, tashih, kitap özeti çıkarma, misafir ağırlama ve toplantı düzenleme gibi işlerinde ona karşılıksız yardım ediniz. Bu aşamaların herbirinin size çok şey öğrettiğini zaman geçince anlayacaksınız. Fakat bunları yaparken, örnek olarak seçtiğiniz insanın sizin yetişmenizi değil TAMAMEN KENDİ ÇIKARLARINI düşünüp düşünmediğine ve sizin iyi niyetinizi istismar edip etmediğine de dikkat ediniz.

Her öğrenciye tavsiye edeceğim genel ilkeler böyle durumlarda da söz konusudur: Hiç kimsenin sizin ŞAHSİYETİNİZİ RENCİDE ETMEYE HAKKI YOKTUR. Hiç kimsenin SİZİ ESİR ALMAYA HAKKI YOKTUR. Hiç kimsenin AKLINIZI DUMURA UĞRATMAYA HAKKI YOKTUR. Hiç kimsenin DÜŞÜNME MELEKELERİNİZİ FELC ETMEYE HAKKI YOKTUR. Hiç kimsenin HAYATINIZI ZİNDAN ETMEYE HAKKI YOKTUR.

Böyle bir arayış içinde olmanızı ve hedefinize ulaşmanızı dilerim.

Sevgili öğrencilerim, sizler her iyiliğe ve her güzelliğe layıksınız.

Lütfen, kendinizi biraz daha ciddiye alınız!
Harun Anay/13.09.2013.
----

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.