ÖRNEKLERLE
DİNDARIMSI ZİHNİYETİ-(11)
11-‘Sayın
Prof.Dr. Abuziddin Berberoğlu Hazretleri, ilahiyatçıların Arapça’yı yeteri
kadar bilmediklerini, öğrencilerine de öğretemediklerini, bundan dalayı da din
alimi yetiştiremediklerini, Arapça derslerinin saat ve kredileri arttırılırsa
bu eksikliğin giderileceğini iddia ediyorsunuz. BURADA beş tane HÜKÜM VAR,
BUNLARIN HER BİRİNİ TEKER TEKER İSPAT ETMEKLE YÜKÜMLÜSÜNÜZ. Bu işler şakaya
gelmez, ilim demek araştırma demektir, bilimsel araştırma olmadan böyle
cümleler kurmak bilim dışılıktır, cahilliktir, akılsızlıktır, çağdışılıktır, hem
kendimizin ve hem de insanlığın birikiminden istifade etmemektir, ayrıca
söyleyenin erdemsizliğini gösterir, hakkında konuştuğunuz kurum ve kişilere hakeret
ettiğiniz için de sizin iftiracı ve yalancı olduğunuzu ispat eder. Sizin gibi
gocccaman bir âlim nasıl olur da böyle temelsiz cümleler kurar? Kendinizden ve
söylediklerinizden utanmıyorsanız, sizi adam sananlardan utanın, yazıklar olsun
size! Kepaze adam!’ diye dindarımsı bilim ve akıl düşmanına çıkışınca şöyle
cevap verir:
-‘Sen
kimsin de ilahiyat fakültelerini savunuyorsun? Senin babanın malı mı?
Bahsettiğin hocaları ben besliyorum. Onların öğrencilerinin çoraplarını bile
ben veriyorum. Sana yazıklar olsun! Atalarımız Arapça’yı yüzlerce yıldır nasıl
öğretiyorsa ben de öyle öğretiyorum. İlahiyat hocalarının ise kafaları çok
karışık, doğruluğu ispat edilmiş eski Arapça yöntemlerle değil ne olduğu belli
olmayan bid’at yollarla Arapça öğretmeye kalkıyorlar. Bu büyük günahlar
arasında sayılabilecek bir suçtur. Bunun farkına vardığım için, ilahiyat
fakültelerinin ALTINI OYMAYI DİNİ BİR VAZİFE KABUL EDİYORUM. Bu fakülteler ya
benim dediğim gibi olacak, ya da kapanacak. Arapça’yı ben namazında niyazında
olan dedemden öğrendim. Sen ise müsteşriklerden öğrendin. İlim, fem-i muhsin
ile alınmalı, senin Arapça öğrendiğin adamın ağzı da şarap kokuyordur. Sorduğun
sorular zaten senin ne mal olduğunu gösteriyor. İspat da neymiş? Dil öğretmek
için kafirlerin yaptığı gibi yapmaya mecbur muyuz? Ayrıca biz, Arapça’yı
kimsenin bilmediği bir yöntemle öğretiyoruz. Doğrudan kadınlar ve erkekler
arasında ilişki kurdurarak Arapça öğretiyoruz. İnsanları birbiriyle
tanıştırıyoruz. Biraz daha iyi bilen ötekine dilini kullanarak Arapça öğretiyor.
Ne demiş atalarımız: ‘DİL, DİLE DEĞMEYİNCE DİL ÖĞRENİLMEZ’. Anladın mı şimdi
kafir! Bana yaptığın hakaretleri ise senin toyluğuna yorumluyorum, inşallah sen
de hidayete ereceksin. Arada sırada gel buraya, akşamları yemek de çıkar bizde,
çok kişi gelir, onlardan da ilim öğren, belki sana da hidayet nasip olur.’;
Harun
Anay/16.09.2013.
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
twitter.com/HarunAnay
-----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.