24 Eylül 2013 Salı

MUSKA HER ZAMAN DOĞRU İŞLEMEZ


MUSKA HER ZAMAN DOĞRU İŞLEMEZ
Yemek ve hazmetmek. Hakiki anlamlarının yanı sıra, mecazi anlamları da olan kelimeler. Onlarca deyim ve atasözünde bu iki kelimenin farklı anlamlarda kullanıldığını görmek mümkündür. Bazen bunlardan birini kullanarak kolayca derdimizi ifade edebiliriz. Söz gelimi, son günlerde bazı çok bilmişlerimizin, ‘RAKİBİN KARINCA DA OLSA KENDİNİ MERDANE TUT!’ atasözüne hiç riayet etmeden sağa sola savrulduklarını görüyoruz. Ne yaptıklarını bilmez haldeler, başlarına geleni hâlâ anlayamadılar. Kurdukları tuzağın boşa çıkarıldığını bir türlü inanamıyorlar. Akıllarına ne gelirse söyleyip, sahih felsefecilere ve ilahiyatçılara ne kadar iftira ve küfür varsa savuruyorlar. Din istismarı elbette ezeli ve ebedi silahları. Mesela diyorlar ki, ‘SİZ MÜSLÜMAN ÇOCUKLARINA KUR’AN YERİNE Kant’ı mı öğretecksiniz?’, ‘Bırakın halkımız Kur’an ile Buluşsun!’, ‘Siz peygamber düşmanı mısınız ki hadis ve sünnetin öğretilmesine karşı çıkıyorsunuz?’, ‘Toplumumuzda fuhuş ve ahlaksızlık almış yürümüş. Bırakın insanlar İslam ahlakını öğrensin de bunları engelleyelim. Şayet felsefe öğretirseniz fuhuştan dolayı işlenen günahların sorumlusu sizsiniz’..

Böyle sözleri ilahiyat hocalarına söylüyorlar. Ağızlarından çıkan lakırdıların nereye gittiğini farkedemeyecek kadar gözleri dönmüş haldeler. Zaten hep öyleydiler de, daha fazla azgınlaştılar. Yukarıdaki cümleleri bir müslüman, bir müslümana söyler mi? İmanlı bir insan hayatlarını İslam’a ve düşüncesine adamış değerli ilim insanlarımıza böyle hitap eder mi? Onları böyle töhmetlerle karalayarak halkımızın gözünde değersiz kılmaya çalışır mı? Allah’a ve Öteki Dünya’ya inanan bir insan, bu cümlelerinden dolayı hesaba çekileceğini hiç mi düşünmez? Hadi Allah’tan korkmuyorlar diyelim, kuldan da mı utanmaz bu bireyler?

Bu gibi soruların cevaplarını vermek benim açımdan çok kolay. Çünkü yıllardır böyle sözler sarfeden SAPIKLARI okuyorum, görüyorum, izliyorum, duyuyorum. Fakat özellikle ÖĞRENCİLERİMİN BU TÜRDEN KİŞİLERİ İBRETLE İZLEMELERİNİ RİCA EDİYORUM. Sevgili öğrenci kardeşlerim, lütfen, istirham ediyorum kendilerine müslümanım diyen, İslam davası güttüğünü iddia eden bu saygısız dindarımsıları dikkatle inceleyiniz. Sizler için ne kadar tehlikeli ZEHİRLİ İDEOLOJİYE ve DİN YORUMUNA SAHİP OLDUKLARINI görünüz, ders çıkarınız, ibret alınız.

Sapkınlığı zirveye ulaşmış insanlar, tuzaklarının boşa çıkarıldığını bir miktar da olsa farkedince, ‘GOL YEDİKLERİ’ zehabına kapıldılar. Kendi kendilerine gelin güvey oldular. Kimse onlarla maç yapmadı, onlar oyun oynadılar, kaleye gol atmak istediler, başaramadılar. Hadi yukarıdaki iki kelimeden birini kullanalım, Taliban Zihniyeti’nin tuzağını yöneticilerimiz ve sahih felsefecilerimiz ‘YEMEDİLER’. Mesele bu kadar basit olmasına rağmen, yenilgi psikolojisinden bir türlü kurtulamıyorlar.

Tabi bu hallere düşmeleri dar kafalılıklarından kaynaklanıyor bu kesin. Bu dar kafalılık HAKİKATİ SADECE KENDİLERİNİN TEMSİL ETTİĞİNE dair inançlarının hem sonucu, hem de sebebi. Bu dar bakışları, MAKUL HİÇ BİR İNSANIN KABUL EDEMEYECEĞİ saçmalıklar yapmalarına sebep oluyor. Resmen ACEMİLİK yapıyorlar. Böyle durumlarda bizim Gülnar (Mersin)’da, ‘ACEMİ ÇEBİÇ ya GENDİNİ ya OĞLAĞINI YER’ derler. Yani, işi beceremeyen kişiler, kendilerine de çevresindekilere de büyük zararlar verirler, ne yapacağını bilemez halde davranırlar. Hatta, kendilerini koruyan, kollayan, göreva getiren ve savunanları da REZİL EDERLER.

Niçin bu kadar akıl dışı davranıyorlar ve niçin bu kadar saldırganlaştılar acaba? Söyledikleri sözlerde ne kadar ciddiler ondan da emin değilim. Acaba diyorum, bir yerleri HORTUMLAMAK için ilahiyat fakültelerini ve hocalarını paravan olarak mı kullanıyorlar? Bize saldırırken, etkili ve yetkili kişileri, ‘Bakınız, İSTEDİĞİMİZ İHALEYİ VERMEZSENİZ, sizin çok önem verdiğiniz kurumları bile yıpratırız’ diye tehdit mi ediyorlar? Buna benzer çok şüphem var. Zamanla ortaya çıkacak elbette niye bu kadar kudurduklarının sebebi. Eğer bu türden şüphelerim doğruysa Taliban Zihniyeti, ÇOK ACIKMIŞ DEMEKTİR. Yani, YEMEK YEMEYE ihtiyacı var. Bunun mutlaka tatmin edilmesi gerektiğini düşünüyor olabilir. Yine atalarımız demişler ki:

-‘AÇ KALAN EŞŞEK, SIRTINDAKİ SEMERİNİ bile YER’

-‘AÇ İT, SOFRAYA BAKMAKLA DOYMAZ’

-‘AÇ GURT, ASLANA SALDIRIR’

Ecdadımızın bize miras bıraktığı bu sözlere kulak verirsek, son zamanlarda ilahiyat fakültelerine kurulan tuzağın ne anlama geldiğini çok iyi anlamak mümkündür. Bu adamlar ÇOK ACIKMIŞ görünüyorlar. Önlerine ne gelirse yiyebilirler. Fakat bir iki lokma ile de doyacak gibi değiller. Mutlaka büyük avlara ihtiyaçları var. Öyle görünüyor ki, şimdilik seçtikleri büyük lokma, ilahiyat fakülteleridir, ardından bütün üniversitelerdir. Bu açlıkla sürekli saldırıyorlar, iftiralar ve hakaretlerin bini bir para. Yalanlarla dolu bir VİDEO hazırlayarak internette yayımlayabiliyorlar. Niçin? ACIKMIŞ ADAMLAR. ACIKMIŞLAR, ÇOK ACIKMIŞLAR. Bundan dolayı, tıpkı aç gurdun aslana saldırması gibi; devlete, millete, dine, dini değerlerimize ve değerli ilim insanlarımıza saldırıyorlar. Belki de bu açlıklarından dolayı, DAR DÜŞÜNÜYORLAR, DAR KAFALILAR, HER ŞEYE DAR BAKIYORLAR, dar yorumlarla insanları tekfir ediyorlar.

Ne güzel söylemiş asîl atalarımız: ‘AÇ İTİN BEYNİ DAR OLUR’

Öyledir. Gerçekten dar oluyormuş. Bu atasözümüzün doğruluğunu bizzat yaşayarak öğrendim, hep birlikte öğreniyoruz.

Bazen, şöyle düşündüğüm de oluyor: ‘Madem bu Taliban Zihniyetliler, bu kadar gürültü yapıyorlar, dinimize ve imanımıza sövüyorlar, ihale almak istediklerini ve aç olduklarını gizleyip topu başka sahalarda dolaştırıyorlar, DOYURALIM ŞU ADAMLARI OLSUN, BİTSİN! İlahiyatlardan felsefe derslerini kaldıralım, felsefe hocalarını da bu fakültelerden kovalım. Ne olur ki?’

Aslında bu teklif ciddi ciddi savunabilir. Felsefecilerin iş sıkıntısı çekeceğini sanmıyorum. Bu dünyada artık her yer okul, her yer üniversite. Dolayısıyla öğrenci sıkıntısı da çekmezler. Ayrıca felsefeciler olmadan öğrenim gören ilahiyat öğrencilerine biz muhtelif vasıtaları kullanarak yine ulaşabiliriz, onlarla felsefeyi yine buluşturabiliriz.

Biraz daha sakin düşününce bunların yanlışlığını hemen farkediyorum. Ve hemen kendimi toparlayıp şu sonuca varıyorum: ‘Ülkemizin bir saniye bile kaybedecek vakti yok, gözlerine bakınca duygulandığımız öğrencilerimizi bir saniye bile olsa bu sapık adamların eline bilerek terk edemeyiz. Üstelik, üniversite ve yüksek öğrenim ciddi bir iş, sırf denemek için onlara fakültelerimizi teslim etsek ÜLKEMİZİ DÜNYA ALEME REZİL RÜSVA EDERLER. Cahil ve sefih insanların öğrencilerimizin ve halkımızın geleceği ile oynamaya hakları yok, onlara fırsat verirsek vebal altına gireriz,’

Dolayısıyla, ilahiyat fakültelerini ve öğrencilerimizi -pahası ne olursa olsun- Taliban Zihniyeti’nden korumaya kararlıyız, yeminliyiz. Kıyamete kadar, bu zihniyete mensup olan insanlarla her seviyede mücadele etmeye azimliyiz. Ülkesine, ilme, düşünceye ve öğrencilerine hizmet etmekten başka bir gayesi olmayan insanların karşısında üç beş çapulcu asla duramaz, duramayacaktır. O yüzden boşa çırpınıyorlar, boşa kürek çekiyorlar, boş yere insanımızı meşgul ediyorlar.

En başta kullandığım, ‘yemek’ ve ‘hazmetmek’ kelimelerine geri dönersek, Taliban Zihniyeti her türlü ahlaksızlık ve hilelere rağmen, sahih ilahiyat hocalarından, öğrencilerimizden ve ülkesini seven insanlardan BÜYÜK BİR DARBE YEMİŞTİR. Yediği bu darbeyi, HAZMEDEMİYOR, HAZMETMEKTE ZORLANIYOR, MİDESİNE OTURDU. NE YAPACAĞINI BİLEMİYOR. Şaşkın, perişan, kıvranıyor, kıvranıyor.
Eeee...
Bu da normaldir.
Kolay değil hazmetmek.
Adamların sıkıntısına hak vermek lazım. Hakikaten, içine düştükleri durumu hazmetmek kolay olmasa gerektir.
Belki de bu işlere girişirken, HOCALARIna, ŞEYHLERİne, EZHER MEZUNU ÜSTADLARIna, Taliban Zihniyetli efendilerine yaptırdıkları MUSKA’da bir hata olmuştur.
Kim bilir?..
Vaktiyle adamın birinin ineği kaybolmuş. Aramış taramış bulamamış. En büyük korkusu, gece gurtların ineği yemesi. Bunun üzerine Taliban Zihniyeti’ne mensup bir hocaya gitmiş. Derdini anlatmış. Hoca da, ‘GURT AĞZI BAĞLAMA’ duasını okuyarak ineğinin kurtlar tarafından yenilmeyeceğine dair garanti vermiş. Tabi hoca hazretleri yüklü bir parayı da adamdan almayı ihmal etmemiş. İnek sahibi, gurtların ağızlarını bağlattığı için, gece rahat rahat uyumuş. Sabah olunca yeniden ineği aramaya çıkmış. Uzun aramalardan sonra, ineğin kemikleriyle karşılaşmış. Gurtlar tarafından yenilmiş ineğin sadece kafa kısmı, ayakları ve bağırsakları kalmış. Adam dehşete düşmüş, çok üzülmüş. Sinirli bir şekilde GURT AĞZI BAĞLAMAKLA MEŞHUR HOCAnın evine gitmiş. Bağırıp çağırarak durumu hocaya anlatmış. Hocanın cevabı ise şu olmuş:

-‘Yapma ya!!! Tüh, tüh, tüh!.. Dur hele şu yaptığım muskaya bir daha bakayım... (Muskaya baktıktan sonra) Hay Allah kahretsin! Bu hatayı nasıl yaptım ben??? Yaptığım muska ile GURD’UN AĞZINI BAĞLAYACAĞIMA ARKASINI BAĞLAMIŞIM. Korkma kardeşim! GURTLAR İNEĞİNİ YEDİ FAKAT ÇIKARAMAYACAKLAR’
Eveeeettttt..
Seyreyleyin lütfen!
Bizim taliban zihniyetliler, kazık atmaya çalıştılar, GAZIK YEDİLER, bakalım ÇIKARABİLECEKLER Mİ?

Bizim taliban zihniyetliler, gol atma hedefindeyken, GOL YEDİLER, bakalım ÇIKARABİLECEKLER Mİ?

Gariplerimin haberleri yok, belki de başarı için efendilerine yaptırtıkları muskada bir yanlışlık oldu.

Durumları vahimdir,

Üzgünüm, çoook üzgünüm..

Harun Anay/22.09.2013

harunanay.blogspot.com

facebook.com/hasimharun.anay

twitter.com/HarunAnay
----

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.