SEN BİR ŞEREFSİZSİN!
Kime mi diyorum? Sana.
Niçin?. Belgen yok da ondan.
Mısır’a gidip de rüşvet ile ilişkisi olmayan hemen hemen yoktur sanırım. Ahvali adiyedendir. Çünkü Müslüman bir ülkedir. Olur..
Birkaç yıl önce idi. el-Cezire Televizyonu’nun Arapça yayınında Mısırlı bir gazeteci Mısır polisinin, özellikle de trafik polislerinin işlemlerinde rüşvet ile iş gördüklerine dair konuşma arasında bir şeyler söyledi. Aradan bir iki dakika geçmeden Mısır Emniyet Genel Müdürü canlı yayına bağlanıp Mısır polisinin ne kadar rüşvetten uzak ve temiz iş gördüğünü anlattı. Ve mealen şöyle dedi gazeteciye, ‘Mısır polisinin rüşvet aldığına dair belge göster! Bir tek polis bile rüşvet almaz. Mısır polisleri namuslu insanlardır.’
Gazeteci şaşırdı. ‘Efendim belgem yok, ama..’ diyecek oldu.
Genel Müdür, ‘Sus! Şerefsiz adam!, Belgeni getir!’ dedi.
Gazeteci de özür diledi, çok mahcup oldu.
Şimdi;
Ben desem ki, ‘Adamın biri iki sene önce bisiklete ancak biniyordu, şimdi uçağı var. Burada bir şeyler olmalı.’ Hemen canlı yayına biri bağlanıp, ‘Sus, Şerefsiz!, Belgeni getir!’ diyebilir.
Ne diyeceğim?, Sen ne diyeceksin? Koca bir hiç..
O yüzden sakın ola ki böyle konulardan bahsetme! Şerefsiz olursun. İster misin öyle olmayı? Belgen var mı?
Bu felsefi ikilime en güzel cevabı vaktiyle bir mafya babası mahkemede vermişti. Özal’ın prenslerinden biri adamdan rüşvet almış, sonra işi yapmamış. Prensi kolundan vurdular. Mahkemede Baba, hakime durumu anlatmış. Prens ise ‘Belgesini göstersin efendim’ demiş. Baba, tarihi cevabı yapıştırmış: ‘Ulan pez..! Rüşvetin belgesi mi olur???!!’
Harun Anay/Ağustos 2013.
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.