ÖRNEKLERLE
DİNDARIMSI ZİHNİYETİ (7-8)
5-‘Sayın
muhterem hocam, yıllardır FIKIH, TEFSİR, HADİS, FELSEFE ve KUR’AN-I KERİM okutuyorsunuz.
Binlerce öğrenciye bu alanların uzmanı olarak dersler okuttunuz, onları
yönlendirdiniz. Herhangi bir bilgiyi öğretmek BİLİMSEL YÖNTEMLERE GÖRE OLMALI. Bir
tek harfin veya kelimenin bile YAŞ GRUPLARINA GÖRE NASIL ÖĞRETİLECEĞİ hakkında
gelişmiş ülkelerde araştırmalar yapılıyor. Halbu ki siz, MAŞALLAH BÜTÜN BU
ALANLARDA yaşlarına ve kabiliyetlerine bakmaksızın gördüğünüz herkese UZMAN
ÖĞRETİCİSİ SIFATIYLA DERS OKUTUYORSUNUZ. HERHANGİ BİR ALANIN ve HERHANGİ BİR
DERSİN nasıl öğretilebileceğine dair bilgi edindiniz mi?, araştırma yaptınız
mı, yapılmış araştırmaları okudunuz mu? Böyle bir mesele olduğunun farkında
mısınız?’ diye sorulunca dindarımsı allâme şöyle cevap verir:
-‘Her
müslüman dinini öğrenmesi ve öğretmesi farzdır. Bu yüzden bahsettiğin bilimleri
öğretmek benim ana ödevlerim arasındadır. Ben bildiklerimi herkese öğretmekle
yükümlüyüm. Öğretmezsem Allah bu ihmalimin hesabını benden sorar. Sahabe de
dinlerini öğrettiler, büyük imamlarımız da dinlerini öğrettiler, böyle dersler
verdiler. Onların hiç birisi bu dediğin bilgiye sahip değil idiler. Ebu Hanife
Hazretleri, fıkhın nasıl öğretilebileceğine dair tahsil mi görde de fıkıh
öğretti? İmam Şafii, böyle bir tahsil mi aldı? Bizim örneğimiz bu büyük
zatlardır. SENİN GİBİ KAFASI KARIŞIK GAVUR veya YARI GAVUR KİŞİLERİN BU
SÖZLERİNE KULAK ASMAK BÜYÜK küfür ve zındıklıktır. Allah milletimizin
çocuklarını senin gibi sapkınların şerlerinden korusun.’;
6-‘Sayın
Üstadım, siz ilahiyat fakültelerinin mütedeyyin insan yetiştiremediğini
söylüyorsunuz. Bu konudaki deliliniz nedir?, Neye dayanarak böyle bir iddiada
bulunuyorsunuz? Mütedeyyin insan ile ne kasdediyorsunuz?’ diye dindarımsı
cahile sorulduğu zaman şöyle cevap verir:
-‘Mütedeyyin
insanın ilk vasfı sahabe ve imamlarımız gibi olmaktır. Bu büyüklerimiz, yabancı
kültürlerden ve kafirlerin bilimlerinden etkilenmemişlerdi. Halbu ki ilahiyat
fakültelerindeki bütün öğrenciler okunması haram olan felsefe, kelam, sosyolji,
psikoloji, sanat ve dinler tarihi gibi dersler okuyarak zehirleniyorlar. Ne
bilirse bilsin, ne okursa okusun böyle bilgileri öğrenen kişi asla mütedeyyin olamaz.
Mütedeyyin insan bunlardan uzak kalmalıdır. Mütedeyyin erkeğin en önemli vasfı
sakal bırakmaktır, ilahiyat hoca ve öğrencilerinin ise çoğunun sakalı yoktur.
Mütedeyyin kadınlar, erkeklerle aynı mekanda bulunmamalıdır, ilahiyat
fakültelerindeki kızlar ise aynı mekanda erkeklerle birlikte ders işliyorlar.
Bundan dolayı ilihiyat fakültelerindeki hoca ve öğrencilerin müslüman olup
olmadıkları bile şüphelidir.’
Harun
Anay/10.09.2013.
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.