FELSEFEYİ NE SANIYOR BU ADAMLAR?
Düşünceden, ilimden ve irfandan haberi olmayan bazı bireyler
felsefeyi aynen ekte yüklediğim resimdeki İNEK GİBİ SANIYORLAR. İnek
başkasının, emek başkasının, yem ve ot başkasının, ahır başkasının, her şey
başkasının. İNEK SÜT VERECEK, onlar da gelip aynen resimdeki gibi emecekler.
İstedikleri kadar emecekler, sonra yobazlıklarına ve asalaklıklarına devam
edecekler.
İNEK KİMİN Mİ? 1-Bütün tarih boyunca yobazlar tarafından
zulme uğrayan, küçümsenen, hakları gasp edilen ve hatta canlarına kast edilen
Müslüman filozof ve bilim adamlarımızın; 2-Yobazlar hariç bütün insanların;
Sümerlilerin, Mısırlıların, Greklerin, Avrupalıların, Amerikalıların, Rusların,
Hindlilerin ve Çinlilerin..
Hiç Emek Çekmeden BEDEVA SÜT İÇMEYE ÇALIŞANLAR KİMLER?:
1-Bütün tarih boyunca her görüşten yobazlar; 2-Bütün tarih boyunca her görüşten
tembeller; 3-Bütün tarih boyunca her görüşten dar kafalılar; 4-Bütün tarih
boyunca her görüşten düşünce, bilim, kültür ve medeniyet düşmanları; 5-Günümüz
Türkiye'sinde ise TALİBAN ZİHNİYETİNE MENSUP OLAN insanımsılar ile BATI
MEDENİYETİNİN AZAD KABUL ETMEZ KÖLELERİ; 6-Ne dediğini bilmez BAZI
İLAHİYATÇILAR;
EMEKSİZ SÜT İÇMEYE ÇALIŞANLAR NE Mİ YAPIYOR?: 1-Felsefeden
hoyratça istifade edip onu yasaklıyorlar; 2-Medeniyetimize düşmanlık
yapıyorlar, fakat ihtiyaçları olduğu zaman Batılı efendilerinin memelerine
dudaklarını dayıyorlar; 3-Düşünce ve bilim hayatımızı felç etmek istiyorlar;
4-Bilim ve düşünceye ihtiyaç duydukları zaman yine BATILI EFENDİLERİNİN
TASMALARINI BOYUNLARINA GEÇİRİYORLAR.
SİZE SORUYORUM:
Her alanda HORTUMCULUĞU MESLEK EDİNEN TALİBAN ZİHNİYETİNE
MENSUP İNSANLARIN, ülkemizi ne kadar büyük bir yıkıma götüreceklerini sağır
sultan duydu; -çok az bir kısmı hariç- BİZİM YÖNETİCİLERİMİZ, OKUMUŞ
YAZMIŞLARIMIZ, SİYASİ PARTİLERİMİZ, DERNEKLERİMİZ, SOLCULARIMIZ, SAĞCILARIMIZ,
MİLLİYETÇİLERİMİZ, laiklerimiz ve liberallerimiz niçin daha duymadı?
Yoksa onlar da mı ucuzcu?
Harun Anay/13.09.2013.
harunanay@blogspot.com
https://www.facebook.com/hasimharun.anay
https://twitter.com/HarunAnay
Âh hocam âh. Herkes ortalıkta emecek ya da süt sağacak inek aradığı için "bu konuda merkezin yaklaşımı nasıldır ki; mesela Sayın Başbakan'ın bu proje sahiplerine ve YÖKe bir fırça atacağı duyumları almış olsalardı, görürdük o zaman ahkam kesmeleri, ilahiyat hamisi ve hakimi kesilip hatta bir de okumadıkları felsefe ve bilimler sınıflaması hakkında kesmelerini. Fakat bu noktada ne türde bir görüş geleceğini halen kestiremedikleri için susuyorlar. Diğer belirttiğiniz isim ve kesimler mi? Hiç bulaşmasınlar! Ne savunmayı becerebilirler, ne de bu noktada birikimleri vardır. Belki bir siyasi parti, "bu kurum, "Cumhuriyet'in kurumudur", savunmasını da biz yaparız." pozisyonu alma noktasına yakınsa da ilgisizlik düzeyleri sebebiyle konudan bihaberdirler de. Aslında böylesi de daha iyi. Ancak iki kesim var ki; bunların sessizliği ve ilgisizliği, kurumla ilişkileri bakımından manidardır. İlk kesim: İlahiyat Fakültesi mezunu olanlar ve bununda ötesinde Fakültede hocalık da yapan ve Meclis'te milletvekili olarak bulunanlar. Bunların bu programın bu aşamaya gelmesinde olumlu-olumsuz etki-katkıları merak konusu olduğu gibi şimdiki sessizlikleri de merak konusudur. Ayrıca Eğitim alanındaki sessizlik. Başta kendisi de Üniversite Hocası olan ve hoca olarak da anılan Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı'nın konu hakkındaki tutumudur. Yalnızca bakanlığın Yök.le ilişkisi bütçe konularının tartışıldığı ortamlar mıdır? Ayrıca felsefe ile ilgilenenlerin tamamı. Bunların başında da kurum adı anlamında da "İlahiyat Fakültelerinde Felsefe grubu bilim dalarında bulunanların durumu ve bir kısmının sessizliği. Özellikle de belki de hâlâ belki de internet bağlantısızlığı nedeniyle veya ortamları sebebiyle "Felsefe Tarihi Anabilim Dalı" Başkanlığı görevinde olan ve anabilim dalında görevli olan bazılarının sessizliği ve ilgisizliği. Bunların sessizlik ve ilgisizlikleri, anlaşılabilir, kabul edilebilir bir sessizlik değildir. Bunlar da mı felsefeyi ve felsefe tarihini inek sanmaktadırlar ve "biz emdiğimiz ve sağdığımız memeye bakıyoruz, bir de bakarız, ancak dışarda ne olduğunu görmeyiz" demektedirler. Ve bir kesim daha: Konu "ilahiyat" ise, gerçekten devletin doktora yapmak için yurtdışına gönderdiği ve dönmüşlerse eğer döndüklerinde; bir konu hakkında konuşurken, tartışırken ve kanaat ve görüşlerini arz u endam ettirirken, hani ağızlarını da bükerek veya kelimeleri telaffuza başlarken de kendi dilini unutmuş gibi yabancı dili öğrendiğini ve konuştuğunu ima ettirerek "ıaaa" sesi çıkarıp Türkçe'yi de aksanlı konuşarak "ıaa siiz bunaa Türkçe'dee ne diyoovrdunuz?" ve "been İngiiltere'de-İmeerikaa'dayken.." diye konuşan veya felsefe ve bilim "pi-hash-di"li alan uzmanlarının sessizliği de çok ilginç geliyor. Yalnız bunun da bir tercih olduğunu belki bizim duymadığımız seslerle veya doğrudan "ıaaa yöneticileerle görüşüüp konuyuo taavzeih" etme girişimlerinde olabilirler. Şimdi birileri bu örneklerden hareketle etrafımda örnek arayacaklar. Hiç uğraşmasınlar böyle somut bir varlık yok etrafımda. Maksadım sizin yaralarınızı da deşmek değildi. İronik bir genel eleştiri olarak kaydedelim.
YanıtlaSil