19 Eylül 2013 Perşembe

KİMLER ÖZÜR DİLEMELİ?




KİMLER ÖZÜR DİLEMELİ?

İlahiyat fakültelerine, hocalarına, öğrencilerine, çalışanlarına, onların ailelerine ve bu güzide bilim kurumlarımıza gönül veren insanlarımıza AÇIKÇA HAKARETLER EDİLDİ.
Onlara, YÜZLERCE HAKARET YAĞDIRILDI.
Onlara, Yüzlerce İFTİRALAR ATILDI.
Namuslu insanların itibarları zedelendi.
Pek çok namuslu ilahiyat hocası, öğrencilerimiz, aydınlarımız, bazı siyasilerimiz ve bürokratlarımız, düşünce ve biliminin önemini kavramış yüzlerce ve binlerce dostumuz, yapılanların yanlış olduğunu haykırdılar.
Biz haksızlığa karşı direnirken bu rezilliklerin sahipleri de yalan ve iftiralara başvurdular.
Lanetlenmesi gereken söz ve fiillerin sahipleri kesinlikle özür dilemelidir.
Günlerdir haksız yere bizi meşgul edenler; bütün kamuoyundan, devletimizden, üst yöneticilerimizden, ilahiyat hocalarından ve öğrencilerimizden özür dilemelidirler.

Fakat;
KİM ONLAR?
KİMLER ÖZÜR DİLEMELİ?

Hemen yazayım:

1-İlahiyat fakültelerine dayatılmak istenen PROGRAMI HAZIRLAYAN KİŞİLER tek tek ve isimlerini açıklayarak özür dilemelidir;
2-Kamuoyuna duyurulmadan önce anıla programdan HABERDAR OLANLAR ORTAYA ÇIKIP ÖZÜR DİLEMELİDİR;
3-Mazisi yıllar öncesine giden bu tuzaktan haberdar olan, ona katkıda bulunan ve onun geliştirilmesi için yardım eden kişiler ORTAYA ÇIKIP ÖZÜR DİLEMELİDİR;
4-Anılan programı resmen kabul ederek DAYATMADA BULUNAN HERKES, tek tek isimlerini açıklayarak özür dilemelidir;
5-Anılan program hazırlığından ve kabulünden haberdar olup gerekli tavrı göstermeyen siyasetçi ve bürokratlar özür dilemelidir;
6-Anılan programı hazırlayan ve destekleyenlere yetki veren, göreve getiren ve bütün olup bitenlere rağmen hâlâ onları o görevlerde tutanlar özür dilemelidir;
7-Kamuoyuna ilan edildikten sonra, anılan programı doğrudan veya dolaylı yollarla SAVUNANLAR özür dilemelidir;
8-Anılan program ilan edildikten sonra; ZENNE’LER GİBİ ZİL TAKIP OYNAYAN BAZI hadisçi, tefsirci, fıkıhçı, kelamcı, İslam felsefecisi ve tarihçi sıfatına sahip kişiler özür dilemelidir;
9-Anılan programı desteklemek üzere, EMİRLE YAZI YAZAN GAZETE ve İNTERNET YAZARLARI ÖZÜR DİLEMELİDİR;
10-Anılan program büyük infiale sebep olmasına rağmen, sessiz kalan MİLLİ EĞİTİM BAKANI özür dilemelidir;
11-İlim ve felsefe düşmanı bir programın meslektaşlarına uygulanmasını -bazı istisnalar hariç- SADECE SEYREDEN İlahiyat fakültelerinin dışındaki FELSEFECİLER ÖZÜR DİLEMELİDİR;
12-Bilim dışı bir programın ilahiyat fakültelerine DAYATILMASINI görmezden gelen veya sadece izleyen üniversite hocaları özür dilemelidir;
13-Her konuda ahkam kesen, kırlangıçların nereye pisyeleceği hakkında bile fetvalar vermeye çalışan ve vasıfları tarafımızca çok iyi bilinen bazı dilli-düdük ilahiyat ULAMALARI, dindarımsı fıkıhçıları ve ISLAHATÇILARI özür dilemelidir;
14-Bazı gazetelerde yazdıkları sözde makelelerle anılan programa destek veren dindarımsı ilahiyat hocaları özür dilemelidir;
15-Program belli olduktan sonra; bütün ilahiyat hocalarına iftira atan, onların YETERSİZ OLDUKLARINA DAİR HABERLER YAYIMLAYAN ve yazılar yazan bireyler özür dilemelidir;
16-Etkili ve yetkili mercilere ulaşabilecek olmalarına rağmen vazifelerini yapmayıp FIRSATÇILIK YAPAN ilahiyatçılar özür dilemelidir;
17-Anılan programa doğrudan veya dolaylı olarak destek veren bazı dini grupların önde gelenleri özür dilemelidir;
18- Kendi şahsiyetlerini ve kurumlarının kimliğini korumak maksadıyla bu programa karşı çıkıp yazı yazan ve konuşma yapan namuslu insanları TEHDİT EDEN, ONLARA İFTİRA ATAN ve ONLAR HAKKINDA YALANLAR UYDURAN KİŞİLER özür dilemelidir;
19-Anılan program belli olup infial ortaya çıkardıktan sonra; YALAN, YANLIŞ ve İFTİRALARLA dolu bir VİDEO hazırlayıp İNTERNETTE YAYIMLAYAN, BUNU HAZIRLAYAN, HAZIRLIĞINDAN HABERDAR OLAN, video için metin yazan, videoda ses kaydı bulunan, bu videoyu takdir eden, maddi destek sağlayan, video internette yayımlandıktan sonra yalan ve iftira dolu olduğu anlaşıldıktan sonra da HÂLÂ o videodaki pislikleri takdir etmeye devam eden kişiler özür dilemelidir;
20-Nihayet, buraya kadar sıraladıklarımın dışında anılan programla ilgili doğrudan veya dolaylı olarak sorumluluğu olup da bizim tahmin edemediğimiz vicdan ve insaf sahibi kişiler varsa, onlar da, -zerre kadar dinlerini, ülkelerini ve mensup oldukları halkı seviyorlarsa- çıkıp AÇIKÇA ÖZÜR DİLEMELİDİRLER.
Harun Anay/19.09.2013.
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
twitter.com/HarunAnay
----

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.