BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ-25
1-İslam medeniyetinin ve Osmanlı Devleti’nin ‘gerileme’ tarihinin aynı zamanda ilim ve düşünce alanındaki ‘gerilememizin’ tarihi olduğunu;
2-İlim ve düşünce alanındaki gerilemenin büyük ölçüde düşünür ve bilgin denilen kişilerin seviyelerinin düşüklüğü, ahlaken yozlaşmaları ve kokuşmuşluklarıyla ilişkili olduğunu;
3-Bu yüzden İslam medeniyetinin ve Osmanlı Devleti’nin gerileme tarihinin ülemanın yozlaşmasının tarihi olarak da okunması gerektiğini;
4-Ülema’nın içindeki baskın unsurun ise fıkıhçılar olduğunu;
5-Böyle olunca İslam medeniyetinin ve Osmanlı Devleti’nin gerileme tarihinin, fıkıhçıların yozlaşması ve seviye düşüklüğünden bağımsız düşünülemeyeceğini;
6-Âlimlerin ve fıkıhçıların önemli bir kısmının âlim ve fakîh değil, ULAMA haline geldiği hususu ciddi tartışmalara konu olması gerekirken bu meselenin eskiden beri çok az gündeme geldiğini;
7-ULAMA’nın kokuşmuşluğunun tartışma dışı tutulmasında, kurdukları KUTSİYET DÜZENİNİN çok etkili olduğunu;
8-Bu küdsiyet düzeninin bir sonucu olarak, ULAMA’yı tartışmak pek çok kişi nazarında âdetâ İSLAM’ı TARTIŞMAKLA EŞ DEĞERDE kabul edildiğini;
9-Halbu ki bir ülkede bilim ve düşünce alanında ilerleme ve gerilemeden bahsedilecekse ilk tartışılacak konulardan birinin ÜLEMÂ ve ULAMA olması gerektiğini;
10-ULAMA taifesine mensup olanların, eskiden beri kurdukları ALÇAK KUDSİYET DÜZENİNİ’ni hala devam ettirdiklerini ve ettirmek istediklerini;
11-Bugün ilim ve düşün dünyamızdaki en büyük gizli kavganın ÜLEMÂ ile ULAMA arasında cereyan ettiğini;
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.