FELSEFEYİ
SEVDİRMEK
İlahiyat
müfredatından felsefe ve akli bilimlerin atılıp yerine ezberci Taliban
Zihniyeti’ni ikame etmenin açık bir tuzak olduğu artık akıl sahibi herkese gün
gibi aşikar hale geldi. Bu tuzağın sahiplerinin hâlâ hileler peşinde olduklarını
tahmin ediyorum, aldığım bilgiler ve kamuoyuna yansıyan bazı gelişmeler de bu
istikamette. Allah ömür verirse yeni oyunları da hep birlikte görürüz. Yeni tuzakları
boşa çıkarmak da inşallah bizlere nasip olur.
Yalnız
bu vesileyle dikkatimi çeken pek çok gelişme oluyor..
Ne
gibi?
Neler
gibi?
Merakla
böyle sorular sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.
Vaktiniz
kıymetlidir. Sizleri daha fazla yormayayım.
Üzülmenize
kıyamam.
Felsefe
düşmanlıkları dillere destan olmuş ve son yıllarda gemi azıya almış bireyler,
HAYRET EDİLECEK BİR ŞEKİLDE FELSEFEYE İLGİ DUYMAYA BAŞLADILAR.
Ne
garip tecelli değil mi?
Sen
felsefeyi sevmek şöyle dursun ilahiyat fakültelerinden bile atmaya
çalışacaksın, bu amaçla ahlaksız tuzaklar kuracaksın, olmadı bir de iftiralarla
dolu bir VİDEO hazırlayıp internete koyacaksın, sonra da FELSEFE AŞIĞI HALİNE
GELECEKSİN..
VAY
ANASINA BE!!??..
Allah
ömür verirse daha neler göreceğiz şu hayatta neler?
Bu
günleri de gördük ya artık gam yemem.
Azılı
felsefe düşmanlarının FELSEFE AŞAĞI haline geldiklerine dair delillerim
şunlardır:
1-Felsefenin
ilahiyat fakültelerinden kaldırılmasına karşı direnen sahih felsefe hocalarının
çakmak gibi çakan gözlerinden dehşete kapılıp hemen şöyle demeye başladılar:
-‘BİZ
ASLA FELSEFEYE KARŞI DEĞİLİZ, BİZ İslami Felsefe İSTİYORUZ, GAVUR FELSEFESİ
İSTEMİYORUZ’
Ahha..
İşte
budur, asırlardır beklediğimiz söz budur.
İşte
bu cümle var ya, bu cümle, Papa’yı müslüman eder. Hitler’i zulümden vazgeçirir.
Lenin’i tarikat şeyhi yapar. Hülagu’yu manastıra kapatır. Ebu Leheb ve garısını
müslüman eder.
Bu
cümle o kodar değerlidir ki, ancak bin yılda bir söylenebilir, onun sahibi de
bizim Taliban Zihniyetlilerdir. HELAL OLSUN ONLARA!
BÖYLE
BİR CÜMLEYİ, MİLYON YIL DÜŞÜNSEM AKLIMA GELMEZDİ.
Maşallah
ne kabiliyet var adamlarda?
Ne
kadar akıllılar?
Ne
kadar zekiler?
Bereketleri
artsın akıllarının ve zekalarının!
Zikrettiğim
cümle bile tek başına Taliban Zihniyetlilerde BÜYÜK BİR FELSEFE AŞKININ
BAŞLADIĞININ YETERLİ DELİLİ sayılmalıdır.
2-Kurdukları
tuzak kamuoyunda tepki toplayınca; ulama taifesi, yazarlar ve dahi iflah olmaz
Taliban Zihniyetliler, Kürdili Hicazkar ve Türkili Hicazkar makamında şu
şarkıyı koro halinde söylemeye başladılar:
-‘İLAHİYAT
FAKÜLTELERİNDE FELSEFE DERSLERİ KALDIRILMADI. SADECE FELSEFE TARİHİ DERSİ
SEÇMELİ HALİNE GETİRİLDİ. BİZ FELSEFE DERSLERİNİN KALDIRILMASINA KARŞIYIZ,
İSTEDİĞİMİZ İSLAM’I BİLEN İLAHİYATÇI YETİŞTİRMEKTİR’
İbn
Sina, kendisinden şu kadar yüzyıl sonra Taliban Zihniyetlilerin böyle cümleler
kurucaklarını bilseydi, BİN YIL DAHA YAŞAMAK İSTERDİ. Bundan eminim, çünkü bu
cümleleri duymayı yeryüzündeki bütün felsefeciler mehdi/mesih bekler gibi
asırlardır gözlüyorlardı. Dindarımsı tosunların Hilal’i gözlemeleri bile bu
durumla mukayese edilemez.
Hele
ilahiyat fakültelerindeki felsefe öğrencileri yıllardır rüyalarında BU DAHİYANE
CÜMLEYİ okumayı HAYAL EDİYORLARDI.
Malesef
bu kadar derin, içli, insanı alıp götüren bir şarkı sözünü Taliban
Zihniyetliler söyleyebildi. Ne bana ne de öğrencilerime nasip oldu böyle bir
başarı.
Üzgünüm,
çok üzgünüm. Ama aynı zamanda sevinçliyim, yeni felsefe talebeleri kazandık.
3-Kurulan
tuzak farkedilince, tosunlarımız şunu da dediler:
-‘EFENDİM,
ÜNİVERSİTELERİMİZİN AVRUPA ÜNİVERSİTELERİNE UYGUM SAĞLAMASI (:Bologna Süreci) İÇİN
İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE FELSEFE DERSLERİ AZALTILDI. YOKSA BİZİM FELSEFEYE
HERHANGİ BİR DÜŞMANLIĞIMIZ YOK.’
Âhhhhhh,
âhhhhhh...
Bu
cümleyi her duyuşumda bir hoş oluyorum. İçim gidiyor, bayılıyorum, kendimden
geçiyorum, sarhoş gibi oluyorum.
Keşke
bu cümleyi ben kurabilseydim. Keşke bu kadar felsefeyi sevebilseydim. Yıllardır
felsefe kitapları okurum şu cümlelerin benzerini kurmak nasip olmadı bana. Kısmet
meselesi..
Yalnız
üzüldüğüm, niçin ders azaltma mecburiyeti felsefe derslerine denk geldi de
ezber derslerine denk gelmedi sorusunun cevabının verilmemesi. Olsun, sorun
değil. Zaten bu sorular o kadar da önemli değil. Israrım yok..
Sorular
bazen saçma da olabilir. Bunlar da öyle muhtemelen. Önemli olan işin özü:
ÜSTADLARIMIZ HAKİKİ FELSEFE AŞIKLARIDIRLAR, HAFEZANÂ’LLAH KÖTÜ NİYETLERİ
YOKTUR.
Şükürler
olsun!
Bu
günleri de gördük.
4-Yaptıkları
çirkinlik suratlarına vurulunca Taliban Zihniyetliler şunu da dillendirdiler:
-‘Ben
de felsefe okuyucusuyum. Boş zamanlarımda bol bol felsefe okurum. Benim
zevklerimden biri felsefe kitapları okumaktır. Felsefeye karşı değilim, ama
ilahiyat fakültelerinde ÖNCE İSLAMİ İLİMLER OKUTULSUN, LİSANSI BİTİRDİKTEN
SONRA İSTEYEN öğrenciler FELSEFE ve KELAM DERSLERİ DE OKUSUN. BÖYLECE DAHA
DİNDAR NESİLLER YETİŞSİN.’
İşte,
Şarkıli hicazkar makamındaki bu güfte; Taliban Zihniyeti’nin ne kadar EĞİTİMDEN
ANLAMAZ, BİLİM DIŞI, KÖTÜ NİYETLİ, ahlak dışı, DİN İSTİSMARCISI, insanlığın
tecrübelerine yabancı ve dar kafalı olduğunun bariz delilidir.
Kendi
pisliklerini, suçlarını, hırsızlıklarını, utanmazlıklarını, iftiralarını,
tembelliklerini, cehaletlerini ve medeniyet düşmanlıklarını gizlemek için
ağızlarından çıkan bu safsata ile muhataplarını aldatacaklarını sanıyorlar. Kıt
akıllıları aldatabilirler, fakat bizi değil, bizi hiç değil.
Yine
de, bu şarkının içinde de umutlanabileceğimiz bir cümle var: ‘FELSEFE KARŞITI
DEĞİLİZ’
Biz
de bu son sözü samimiyetle söylediklerine inanıp kendilerini ‘kalpleri İslam’a
ısındırılacaklar’ arasında sayıyoruz.
Fakat
sözlerinin bütününü göz önüne aldığımızda:
Taliban
Zihniyetilerin sürekli bocaladıklarını, iki gündür içen sarhoşlar gibi
ayaklarının sekiz bile çizemez hale geldiklerini açıkça görüyoruz.
Zoru
görünce, Taliban Zihniyetli’nin ne hale geldiğini görüyor musunuz?
Kafasının
arkasındaki bilim ve düşünce düşmanlığını din istismarıyla nasıl da kapatmaya
çalışıyor, farkettiniz değil mi?
5-İlimden,
irfandan ve düşünceden anlamadıklarının açık delili olarak şöyle demeyi de
ihmal etmediler:
-‘BİZ
FELSEFE KARŞITI DEĞİLİZ. ZATEN İSLAM DİNİ DE DÜŞÜNCEYE ÖNEM VERİR. İSLAM SÜREKLİ
AKLIMIZI KULLANMAMIZI EMREDER’
Birinci
cümle açık bir TAKİYYE’dir. Tartışmasız, hilafsız bir Takiyye’dir.
İkinci
ve üçüncü cümleyi ise, bu alemde söylemeye ve onlara dayanarak nasihat etmeye
en az ehliyetli kişiler Taliban Zihniyetlilerdir.
İslam
dininin ilim ve düşünceye çok önem verdiği doğrudur, fakat Taliban Zihniyetlilerin
dar kafaları ilim ve düşüncenin ne olduğunu kavrayamaz. Bütün tarih boyunca kendilerine
benzer zihniyete sahip olup da kaç düşünür yetiştiğini araştırırsanız mesele ortaya
çıkacaktır. Fakat güneşi önlerine koysanız, onun çıra olduğuna dair mantıki
deliller getirmekten çekinmeyecek kadar zihinleri kirlenmiş yaratıklarla karşı
karşıyayız. O bakımdan fazla umudum yok.
Tek
tesellim, bu cümlede de felsefeye olan aşklarını dile getirmiş olmalarıdır. Yalan
da olsa, böyle cümleleri onların ağzından dinlemek ve yazılarından okumak
hoşuma gidiyor. Varsınlar bizi kandırdıklarını sansınlar, zevk alsınlar. Bizim
de hoşumuza gidiyor, onların gözü dönmüş hallerini izlemek komedi filimlerinden
daha çok güldürüyor bizi.
6-Taliban
Zihniyetliler tarihin şahit olduğu en komik adamlar ve kadınlardan oluştuğu
için bütün şehirlerin duvarlarına yazılabilecek kadar değerli olan şu cümleleri
de kurdular:
-‘Biz
felsefe karşıtı değiliz, asla değiliz. Biz müslüman olduğumuz için, FELSEFEYE
DAYANAN İSLAM DEĞİL, İslam’a dayanan FELSEFE İSTİYORUZ’
Nasıl,
nasıl????
Bir
daha okur musunuz lütfen yukarıdaki cümleyi?
Bazı
kişiler, Taliban Zihniyetlileri’n kafalarının içinde hiç beyin yok sanabilir,
benim iddiam odur ki sadece bu cümle bir miktar beyin taşıdıklarının delili
olabilir. Hiç beyni olmayan varlıklar, nasıl böyle herkesi şaşkına
çevirebilecek cümleler kurabilirler ki?
Kıt
beyinleri ve akıllarıyla şunu demek istiyorlar: BİZ FELSEFE AŞIĞIYIZ, fakat
sizin BİLDİĞİNİZ ve ÖĞRETTİĞİNİZ FELSEFE İslam dışıdır. Üstelik, bildiğiniz
felsefe ile dinimizi de yozlaştırıyorsunuz. Biz ise, ÖYLE BİR ŞEY YAPACAĞIZ Kİ
felsefe DİNİN HİZMETİNDE OLACAK, ONU DESTEKLEYECEK, ONA DAYANACAK.
Nasıl
yapacak böyle bir şeyi? Onu sadece Taliban Zihniyeti biliyor, bu bir SIR’dır.
Bu
sır, devlet sırrından daha çok korunması gereken önemdedir.
İslam
tarihinin ilk dönemlerinden beri mevcut olan bu zihniyete mensup olan bireyler,
bu büyük ilahi sırrı NESİLDEN NESİLE AKTARMIŞLARDIR. Bizim gibi sıradan
insanlara bu sır açık değildir, biz böyle bir sırra hiçbir zaman aşina
olamayacağız.
Yukarıdaki
gibi cümleler üzerinde düşündükçe, Taliban Zihniyetlilerin sanıldığından daha
fazla beyin taşıdıklarına kani olmamak mümkün değil.
Her
neyse, yukarıdaki savunularında da felsefe düşmanı olmadıklarını itiraf
ediyorlar ya, esas kazancımız budur. Gerisi teferruat. Yalan da söyleseler,
saçmalasalar da, iftira da atsalar, onları hoş karşılamalıyız. Söylediklerinin
özeti şudur: Taliban Zihniyetliler felsefe düşmanı değildirler.
7-Taliban
Zihniyetlilerin FELSEFEYE ÇILGINCA ÂŞIK OLDUKLARINA, ARTIK ONDAN BAŞKA BİR ŞEY
DÜŞÜNEMEZ HALE GELDİKLERİNE ve YATIP KALKIP FELSEFE MIRILDANDIKLARINA dair son
ve inkar edilemez bir delilim daha var.
Artık
bir cümleyi sürekli tekrar ediyorlar, onu evlerinin bütün duvarlarına
yazıyorlar, telefonları ‘alo’ kelimesi yerine onunla açıyorlar, yakınlarına
‘kardeşim, arkadaşım, canım’ vs. demek yerine onu hitap cümlesi olarak
kullanıyorlar, bütün şarkılarının nakarat kısmı bu cümle ile bitiyor. DİKKAT
BUYURUNUZ TARİHİ BİLGİ VERİYORUM, Taliban Zihniyetlilerin İHTİDA ETTİĞİNE DAİR
EN BÜYÜK DELİLİM sürekli tekrar ettikleri şu cümledir:
-‘FELSEFEYİ
NASIL SEVDİREBİLİRSİN?’
Hoş
görünüz lütfen, Taliban Zihniyetli birey, edebden, adabdan ve ahlaktan yoksun bir
insanımsı olduğu için böyle kaba bir soru soruyor. Senli benli konuşuyor, saygısızlık
yapıyor, lütfen hepimiz onu bağışlayalım. Söylemek istediği şudur:
-‘LÜTFEN,
FELSEFEYİ BİZE SEVDİRİNİZ!’
Zaten
ben, duygusal bir adamım. Bu cümledeki sevgi kelimesini duyar duymaz elim
ayağım titremeye başlıyor. Bu cümleyi her duyduğumda kan ter içinde kalıyorum.
Hele bir de benim gibi ülkesinin düşünce hayatına katkıda bulunmak isteyen bir
kişinin, böyle bir cümleyi duyunca heyecandan dili tutulmaması mümkün değil,
çünkü hem sevgi kelimesi var cümlede hem de felsefe.
Yanıyorum,
yanıyorum, yanıyorum..
Niyetleri
ne olursa olsun, Taliban Zihniyetli birinin böyle bir cümle kurması çok önemli.
Benim hayatım boyunca ulaşabileceğim en büyük başarıdır. Ne ettiğim, ne
yaptığım önemli değil, bundan sonra övünerek anlatabileceğim bir ödüldür.
Eski
felsefe düşmanımız, yeni FELSEFE MÜHTEDİSİ yalvarıyor, hem bana hem de bütün
felsefecileri yalvarıyor, inliyor, acıdan kavruluyor:
‘NO’LUR?
ELİNİZİ, AYAĞINIZI ÖPEYİM, ALLLAH LİLLAH AŞKINA bize felsefeyi sevdiriniz!’
‘Yalvarıyorum!
BANA FELSEFEYİ SEVDİRİNİZ!’
‘Allahınız
aşkına bana felsefeyi sevdiriniz!’
‘Sevdirmezseniz
hakkımı helal etmem!’
‘Ben
felsefesiz yapamam!’
‘Aile
düzenim bozuldu, felsefeyi sevdiriniz lütfen!’
‘Dediğimi
yapmazsanız, ezberlediğim üç beş ayet ve hadisi de unutacağım, felsefeyi
sevdiriniz bana!’
‘Yemeden
içmeden kesildim, felsefeyi sevdiriniz bana!’
‘Kulunuz,
köleniz olayım, kurbanınız olayım, isterseniz kapınızda yatayım BANA FELSEFEYİ
SEVİDİRİNİZ!
‘Abdest
suyunuzu içeyim, bana felsefeyi sevdiriniz!’
‘Dinden
bile çıkabilirim, yeterki felsefeyi sevdiriniz bana!’
‘Vatandaşlıktan
bile çıkarım, no’lur felsefeyi sevdiriniz bana!’
‘Ehli
Sünnet’i inkar edip Vahhabi olurum!’
‘Mezhepsiz
olurum!’
‘Dinimi
inkar ederim!’
…
Yalvarıyor,
yalvarıyor, yalvarıyor..
Ağlıyorlar,
ağlıyorlar, ağlıyorlar..
İnlemeleri
semelara ulaşmış durumda..
Göz
yaşları sel olmuş, bu yüzden denizler kabarmaya başlamış, doğal denge
bozulacak,
Madem
insanlığın, felsefenin, dinimizin ve ülkemizin geleceği söz konusu, ben de ‘PEKİ,
PEKİ!’ diyorum.
Dayananam
ben böyle yakarışlara.
Cevap
vermezsem kahr olurum.
Yardım
etmezsem ölürüm.
Bu
aşka karşılık vermezsem, kendimi vatana ihanet etmiş hissederim.
Bu
felsefe âşıklarına herkesin huzurunda cevap veriyorum:
‘Elbette
sevdiririm size felsefeyi. Size sevdirmeyip de felsefeyi kime sevdireceğim?
Yalnız madem bu kadar felsefe âşağı haline geldiniz, sizden bir tek ricam var:
ÖNCE EDEPLİ OLACAKSINIZ, çünkü ilmin ve felsefenin aradağı ilk şart erdemli
olmaktır, ARDINDAN CİDDİYETİ ŞİAR EDİNECEKSİNİZ. Bu iki hâl’den geçtikten
sonra, kafanız geçmişte çok kirlendiği için EN AZ BİR YIL ÇİLEHANEMDE İNZİVAYA
ÇEKİLECEKSİNİZ. Çile müddetince size, alıştığınız abdest suyu gibi şeyler içirmeyeceğim.
Size, çilehanemde sadece SÜS BİBERİ yedireceğim. Çileniz bitince durumunuza
bakarız. Anlaştık mı benim uyanık felsefe âşıklarım, dindarımsı tosuncuklarım,
din istismarcısı insanımsılarım?’
Harun
Anay/21.09.2013.
harunanay.blogspot.com
facebook.com/hasimharun.anay
twitter.com/HarunAnay
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.